Dünyaca ünlü yönetmen Fatih Akın, sinema yaşamının ve bugüne dek çektiği tüm filmlerin öyküsünü, Doğan Kitap’ça yayımlanan Sinema, Benim Memleketim adlı otobiyografik kitabında anlatıyor.
Hamburg’da gurbetçi bir ailenin çocuğu olmasından, ilk gençlik yıllarında Akın’ın üyesi olduğu çetelere kadar özel yaşamı hakkında ilginç bilgiler içeren kitap, sinemaseverleri, ünlü bir yönetmenin kişisel dünyasında keyifli bir yolculuğa çıkarıyor. Ancak Fatih Akın bu yolculuğu sadece kişisel dünyasıyla sınırlamayıp çok sayıda filmden verdiği referanslarla çok daha geniş bir perspektife taşıyor.
Anlattıklarıyla, sinemayı neden memleketi olarak algıladığına ışık tutan Akın’ın kitabını, sinema tarihinde yapılan zevkli ve öğretici bir yolculuk olarak nitelemek de mümkün.
“Yasak olan her şey beni çekiyordu. Bunun dışında bir yerlere ‘ait olmak’ gerektiğine inanıyordum. Bir çeteye üye olmak insana güç duygusu veriyordu” diyen Fatih Akın, gençlik
dönemini şu sözlerle dile getiriyor:
“Hamburg’un suç oranı en yüksek sokağında oturuyorduk. ‘Türk Boys’ çetesine kabul edilmiştim, kısa deri bir ceket giyiyor ve saçlarıma bol bol jöle sürüyordum. Çete için acayip
aykırı biriydim: ‘Hey kanka, sen hâlâ liseye gidiyorsun, annen de öğretmen.’ Çete üyeleri kütüphanede buluşuyordu, ben de iki farklı yaşam biçimini bir arada götürüyordum: Önce
ödünç aldığım kitapları ustalıkla saklıyor, miyop olduğum için taktığım gözlüklerimi çıkarıyordum. Bir çete üyesi gözlük takmaz ve kitap okumazdı.”
edebiyathaber.net (11 Nisan 2013)