1./ Kesintisiz Hayat
Kıyısındayız her şeyin. Yazacak, okunacak zamanı daha da değerli kılmalı. Tek tutunacak bu. Yerli yersiz savrulmalara kapılmamak gerekir.
“Hadi, buradan gidelim,” diyecek duygu yolculuğunun mümkün olamayacağını gösteriyor hayat.
Dönüp, “kesinti”ye uğrayan her şeye bakmalı öyleyse.

2./Christa Wolf
Onunla edebi ve edebi yolculuğuma dönüyorum şimdi.
Hayatın ölümcül yanlarını anlattığı “Kesinti”nin satır aralarında geziniyorum bu dar zamanlarda:
“Bazen, kardeşim, dağılmışlık yaşıyorsun ve o an neyi düşünmek gerektiğine bile karar veremiyorsun. Bu karsızlık fizyolojik olarak kendini çeşitli çeşitli beyin ölümlerinde bir ışık parlaması biçiminde gösteriyor olmalı. Henüz yönlendirilmemiş, gereğinde kullanılmak üzere hazır edilen bir enerji; dosdoğru önceden açılmış bin bağlantı ağına akmayıp araştırılmamış bir araziyi yoklayarak sözgelimi şöyle bir soruda demetlenen bir enerji: Bölmekten duyulan, yıkılıp dağılmaktan, ateşten ve patlamalardan duyulan bu hazzın kaynağı ne olabilir!” (*)
Onun yazdığı zamanlarda gezinmeyi, oralarda eyleşmeyi, düşünmeyi; hatta aşılanmayı seviyorum. “Benim yazarım,” diyebileceklerinizin böylesi bir yanı var.
“Melekler Şehri ya da Dr. Freud’un Paltosu”nu okurken de derin bir sorgulamaya yönelmiş, Wolf’un romancılığına dair yepyeni bir bakış edinmiştim diyebilirim. Onun soruları sorgularım olmuştu diyebilirim:
“bellekte birçok hat vardır. Bunların içinde en kalıcı ve güvenilir olanı duygu hattıdır. Neden böyledir? Hayatta kalmak için özellikle ona ihtiyaç duyulduğu için mi?” (**)
3./ Unutuşun Diliyle
Ara zamanlardan geçen bir bakışın diliyle bu günlerin sanrısını aşmaya çalışıyorum.
Durgun bir yaşamın savrulmaları yoktur. Ama alışkanlıklara bağlılığı daha fazladır. Çünkü bunlarla içselleşerek yaşıyorsunuz sürekli. Bir kıyı yaratırsınız orada, kendi zamanınızda unutuşun diliyle baş başa kalırsınız.
4./ Ara Yerde
Ah o bakışları solduran…
Duruyoruz bunun ara yer’inde, sonra da hayatın sonsuzluğu sanıyoruz bunu.
Yaşadığımız bizimle bitiyor.
5./ Başka Bir Dönencede
Yazının dilinden başka bir dilim yok.
Yeni kuşanmak istediğim dilse, onun içinde bir dil.
Yeryüzü konukluğumuzu öylece anlatmak istiyorum.
Evet, yeni bir bakışın diliyle.
6./ Evrenin Algısı
Lucretius’un “Evrenin Yapısı”na (***) dönüşümle birlikte başlayan yaşam sorgusunun duraklarından geçiriyorum içsel bakışımı.
Karşıma çıkan şu düşüncelerde yoğunlaşıyorum ilkten:
- Yeniden programlanma,
- Farkındalık hali,
- Ruhsal yaralanma,
- Kendimizi olmak istediğimiz gibi yeniden yaratma,
- İçsel özgürlüğe ulaşma,
- Kendi yolumuzu seçme,
- Atışın yolunu değiştirme,
- Yazgımızın ve kendimizin efendisi olma,
- Özgürce ilerleme,
- Kendinizin “guru”su, kendinizin “efendi”si olma,
- Günbegün kendinizi yaratma ve hayatınızı şekillendirme,
- Duygusal yaşam iklimi,
- Sizi algılama biçimleri…
6./ Yersiz Bakışın İmi
“Ve aşkın onulmaz yarasıyla yıkılır.” Lucretius
Ayrışma, ayrıştırma yolculuğundayız oysa her birimiz. İlk nefesle başlayan yeryüzü konukluğumuz, bizi, adım adım ayrıştırarak ötelere sürüklüyor.
İçten dışa dönüşün döngüsünde yaşarken bunu daha iyi gözleyebiliyorsunuz.
“Ve senin de yargın, bir gün yalvaçların
O ürkünç masallarına tutsak düşerse,
Ayrılacaksın bizim saflarımızdan.”
Ve zamanlar ayrılıklar bizi besler. Yersizliğin adına ad veren bir yolculuğa çıkarır.
7./ Ölümlülük Korkusu
Konukluğumuzun nedensizleşmesi biraz da bundan. Bunu bize hissettiren her şey öfkemiz oluyor. Bu da bizi ömür boyu tutsağı kılıyor… Hatırlamak istememek de doğal.
Şimdi, evrenin ne’liğine dönerken Lucretius’la, değişkenlilik burcundan geçiriyorum bakışlarımı.
8./ Sığmayan
“Fânî ömür biter bir uzun sonbahar olur.” – Yahya Kemal Beyatlı
Acı yer bulamıyor içimde. Bakışlarıma sığdırıyorum şimdilik.
Bu muamma, bilinmezlik inandırıcı gelmiyor. Bir sınırda durduruyorum düşüncelerimi.
Başka sözlere uzandıkça, hayatın kırılgan yanlarına dönüyorum.
Sığınmazlık gerçeği belki de bu. Yeryüzünü kaplayan, her solukta var olana şimdi dönüp bakış…
Gelip durunca hayatınızın kıyısında ister istemez yeni bir yüzleşme serüveni başlıyor içinizde.
(*) Kesinti: Bir Günün Haberleri, Christa Wolf; Çev.. Turgay Kurultay, 1992, Afa Yay., 116 s.
(**) Melekler Şehri: Dr. Freud’un Paltosu, Christa Wolf; Çev.: İlknur Özdemir, 211, Kırmızı Kedi Yay., 441 s.
(***) Evrenin Yapısı, Lucretius; Çev.: Turgut Uyar-Tomris Uyar, 2000, İyi Şeyler Yay., 261 s.
edebiyathaber.net (25 Mart 2025)