II. Dünya Savaşı’nın sonuçları, tarihsel açıdan çeşitli alanlarda derin etkiler bırakmıştır. Bu etkilerden biri de sivil-asker ilişkilerinin yeniden şekillenmesidir. Savaşın patlak vermesiyle birlikte, askerî faaliyetlerin sivil alanın geniş bir yelpazesine yayılması, savunma endüstrisinin hızla büyümesi ve savaş ekonomisinin toplumun her kesimini etkilemesi, sivil-asker ilişkilerinde bir krize neden olmuştur. II. Dünya Savaşı sonrası dönemde, uluslararası alanda ortaya çıkan yeni tehditler ve güvenlik endişeleri, sivil ve askeri karar alıcılar arasında farklı perspektiflerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu durum, zaman zaman sivil otoriteler ile askeri liderler arasında gerilimlerin yaşanmasına yol açmıştır. II. Dünya Savaşı’nın sona ermesiyle birlikte, bu kriz daha derinlemesine incelenmiş ve akademik literatürde sivil-asker ilişkileri konusunda araştırmalar artmıştır. Ancak, sivil-asker ilişkileri sorununun II. Dünya Savaşı sonrasında ortaya çıkması, bu tür sorunların geçmişte var olmadığı anlamına gelmez. Aslında, bu tür sorunlar tarihin çeşitli dönemlerinde de mevcuttu. Antik Roma’dan Osmanlı İmparatorluğu’na kadar olan dönemlerde bile, askerî ve sivil otoriteler arasındaki ilişkilerde gerilimler yaşanmıştır. Özellikle ABD özelinde değerlendirildiğinde, sivil-asker ilişkilerinin krize dönüşmesi, ABD toplumunun temel liberal değerlerini göz önünde bulundurduğumuzda önemli bir sorundur. Çünkü Amerikan toplumu, sivil otoritenin askerî otoriteye üstün olduğunu ve askerî müdahalenin sınırlı olması gerektiğini vurgulayan liberal bir geleneğe sahiptir. Dolayısıyla, askerî faaliyetlerin sivil alanı etkilemesi, bu temel değerlerle çelişmektedir ve sivil-asker ilişkilerinde bir krize yol açmaktadır.
Samuel Phillips Huntington, akademide önemli katkılar yapmış bir siyasi tarih uzmanıdır. Özellikle sivil-asker ilişkileri üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan Huntington, bu ilişkilerin dengesinin hangi koşullarda sağlanabileceğini ele alan önemli bir kitap yayımlamıştır. “Asker ve Devlet” adını taşıyan bu eserinde, Huntington, Amerika özelinde sivil-asker ilişkilerini inceler. Kitabın yayımlandığı dönemde Amerikan sivil-asker ilişkilerinin krizde olduğu yıllardır ve yazarın ifadesine göre de, bu krizin sebebi II. Dünya Savaşı ve sonrasında ortaya çıkan tehditlerle ilişkilidir. Özellikle de Kore Savaşı gibi önemli bir olayla birlikte sivil ve askeri karar alıcılar arasında yaşanan gerginlikler sivil-asker krizini tetiklemiştir. Huntington’ın “Asker ve Devlet” adlı eseri, Amerikan siyasi tarihinde sivil-asker ilişkilerini anlamak için önemli bir kaynaktır. Eserinin ana amacı sivil ve askeri ilişkilere yeni bir perspektif ve kuramsal bir çerçeve sunmak olan Huntington, milis tabanlı ordudan ziyade profesyonel askeri liderlerin yönettiği bir gücü tercih etmektedir. Bu bağlamda, sivil-asker ilişkilerinde bir model geliştirilmelidir ki, bu model askeri güvenliği en üst düzeye çıkarırken diğer sosyal değerlerden minimum fedakarlık gerektirsin. Huntington’a göre, bu tür bir denge kuramayan ülkeler, kaynaklarını israf eder ve hesapsız riskler alır.
Amerikan sivil-asker ilişkilerini anlamak isteyen araştırmacılar için önemli bir referans noktası olan Huntington’ın bu eseri, Milli Savunma Üniversitesi’nde Atatürk Stratejik Araştırmalar ve Lisansüstü Eğitim Enstitüsünde öğretim üyesi olan Barış Ateş tarafından tahlil edilmiş. Eseri detaylıca inceleyen Barış Ateş, Huntington’ın argümanlarını, dönemin ruhunu ve günümüze olan etkisini titizlikle bizler aktarıyor. Ketebe Yayınları etiketi ile çıkan Barış Ateş’in Samuel P. Huntington’ın Asker ve Devlet’i tahlili yalnızca Huntington’ın eserini anlamak için değil geçmişten günümüze sivil-asker ilişkilerini anlamak için de faydalı bir çerçeve sunuyor. Keyifli okumalar.
edebiyathaber.net (1 Mart 2024)