Açık Radyo Kitaplığı’nın ikinci kitabı “Kentin Tozu” yayımlandı.
Cihan Uzunçarşılı Baysal’ın “Kent Hakkı”, “Yaşam Alanı” kavramlarıyla yola çıkıp, kentsel dönüşümün tanıklarına mikrofon uzatarak hazırladığı program, şimdi bir kitap halini aldı. Encore Yayınları tarafından basılan “Kentin Tozu”, Açık Radyo’nun ilk kitabı “Biz Yaşarken” gibi müzikli de.
“Kent Hakkı”, “Yaşam Alanı” gibi kavramın/kelimeleri günlük hayatta kullanmaya başlamış olmamız tesadüf değil. Mahalleler, ormanlar, deniz gören parklar, arkadaşlarla buluştuğumuz mekanlar, bağ bahçeler, tarihi alanlar yok edilirken, ‘sıradan insan’ ‘yaşadığı alandan’ kovuluyor. Kovulma tehdidi hayvanlara, ağaçlara uzanırken, gözün gördüğü her tür yeşilin tepesine biniyor.
Köyden kıra, sahilden kanyona
Her cuma saat 19.00’da Açık Radyo frekansından yayın yapan Kentin Tozu programında Cihan Uzunçarşılı Baysal bu tehdit ve tehlikelere karşı koyanlarla birlikte kentlerin, köylerin, mahallelerin ve doğanın direniş günlüğünü tutuyor. Sokaklardan, mahallelerden, kahvehanelerden, işyerlerinden, okullardan, üniversitelerden farklı insanların sesine kulak kabartıyor. Mücadele yalnız kentlerde değil köylerde, kırlarda, ormanda, koruda, bağda, bahçede, sahillerde, kanyonlarda da sürüyor. Programlarda yapılan sohbetlerin yazıya dökülmüş hali olan “Kentin Tozu” yok etmeyi hedefleyenlere inat, bir bellek oluşturmayı hedefliyor. Söz radyoda uçarak, yazıysa kitapla insanlara ulaşıyor.
Kentin Tozu’nda yıkımların arasından doğan Tahribad-ı İsyan’ı, Dikmen Vadisi’nin Kadınları’nı, nadir sayıdaki bostanlardan olan Yedikule’ye dönüşümün nasıl girdiğini, kamunun ilgisini çeken Üçüncü Köprü’yü içinden geçtiği Garipçe Köyü’nden okuyacaksınız. Kazova İşçileri patronsuz fabrikalarını anlatırken, “Dünyayı biz inşa ediyoruz ama altında kalan biz oluyoruz” diyen İnşaat İşçileri gördüklerini anlatıyor.
23 söyleşiden oluşan kitabın içindeki QR kod uygulamasıyla bazı bölümlerin müziklerine ulaşmak da mümkün.
edebiyathaber.net (2 Kasım 2015)