Bunu söylemenin daha derli toplu bir yolu var mı bilinmez ama deneyelim: Bir dönem çocuklara konulan hiperaktivite (DEHB) tanıları “popüler”di, aslında hala da popüler. Bir çocuğu belki yarım saat odakta tutmaya çalıştığınızı düşünün, neredeyse imkânsız. Telefonlar, tabletler, her saniye değiştirilen televizyon kanalları, çocuğuna daha iyi bir gelecek verebilmek için onu hafta sonu belki üç dört “hobi” kursuna gönderen ebeveynler. Hem çocukların hem de ebeveynlerin gözlerinde bir telaş ya da uyuşukluk var. Telaş: neye odaklanmalıyım, uyuşukluk: ne önemi var ki, muhtemelen geç kalmış olacağım.
Tabii ki bu durum yalnızca çocuklar ya da onları “düzgün” şeylere ilgi duyan bireyler haline getirmeye çalışan ebeveynler için geçerli değil. Yapılan araştırmalara göre odaklanma süreleri giderek azalıyor, her an her şey ilgimizi çekebiliyor ve tam da bu sebeple her şey ilgi ağımızda sürekli takılı kalamıyor da. Gençlerin dikkat eksikliğinin orta yaşlı ya da yaşlı kesim tarafından “Terbiyesizlik!” olarak adlandırılması çok olası, gençlerin kendinden büyüklerin “fazla” dikkatini “boomerlık” şeklinde etiketlemesi de.
Oysa nesiller arası kılıçları çekmeden önce farkına varmamız gereken bir şey var: Dünya, artık dikkat kesilmesi kolay bir yer değil. İşleri daha zorlaştıran şu ki, artık dikkat çekmek de kolay değil. Neyse ki bizler adına “dikkat kesilebilen” bir psikanalitik psikoterapist yazar, Adam Phillips var!
Adam Phillips’in insanı sürükleyen, kolayca düşünmeye iten ama emek vermeden pek de kolay anlaşılmayan, çok keyifli bir dili olduğunu söylemek mümkün. Geçtiğimiz yıllarda yazarın Öpüşme, Gıdıklanma ve Sıkılma Üzerine, İyilik Üzerine, Flört Üzerine gibi çalışmalarını “Lacivert Kitaplar” dizisi kapsamında okurla buluşturan Ayrıntı Yayınları, son olarak İlgi Arayışı’nı, Aydın Çavdar’ın çevirisiyle Türkçeye kazandırdı.
İlgi Arayışı, her biri üç bölüme ayrılan üç deneme ve ‘Greenblat’ın Dikkat Eksikliği’ isimli bir ek bölümden oluşan kısacık bir derleme. Phillips, dikkatin karar ve davranışlarımızdaki rolünü, utanç gibi duygularla ilişkisini incelerken işin edebiyat eleştirisi kısmında Jane Austen, James Baldwin, Samuel Johnson, Laurence Sterne gibi yazarları sahneye çıkartıyor. Psikanaliz tarafında ise tabii ki Freud var! Freud’un Rüyaların Yorumu, Uygarlığın Huzursuzluğu, Cinsellik Üzerine, Günlük Yaşamın Psikopatolojisi gibi çalışmaları hem Phillips’in İlgi Arayışı’na hem de bilinçdışımıza kapılar aralıyor.
“İlgi Arayışı” olarak adlandırabileceğimiz ilk bölümde Phillips ilgi kaybından, ilgi alanlarını düzenlemeye yönelik ihtiyaçlardan bahsederken, bir yandan da Freud’un “rüya çalışmaları”na da dalıyor: Çünkü bilinçdışımızın ne istediğimiz ve neye ihtiyaç duyduğumuz yönünde çalışarak rüyalarımızı var etmesi ve aslında arzularımızı formülize etmesi bir tür dikkat çekme girişimi.
Çalışmanın ikinci bölümünü oluşturan “Utanç ve İlgi”, utancı “ilginin (veya ilgisizliğin) belli bir türü” olarak düşünmeye açıyor. “İlgideki Boşluklar” bölümü ise ilgi ile dikkat dağınıklığı arasındaki bağlantıyı çözümlemeye çalışırken dikkat eksikliğinin edebiyatta vücut bulmuş halinden, Tristram Shandy’den destek alıyor.
“Resmi merakımız ve gayri resmi merakımız vardır” diyor Phillips, “(ve psikanaliz de bu ikisi arasındaki ilişki hakkındaki bir hikâyedir.)”. Ayrıntı Yayınları’nın “Lacivert Kitaplar” dizisinin son mahsulü İlgi Arayışı, bu ikisi arasındaki hikâyenin anlatıcısı olarak okurla buluşuyor.
edebiyathaber.net (1 Mart 2023)