Yerküre ile ilgili oluşum insanın yeryüzüne inmesiyle asıl şeklini almaya başlar. Dini inançlarda insana dair sembol isimler Adem ile Havva’dır. Fakat yüzlerce çok farklı inanç arasında ve mitolojik hikâyelerde -hatta masallarda bile- yeryüzüne inen ilk insanlarla ilgili isimler farklılaşır. Her inanç türü kendi tanrılarını yaratmıştır. Bu farklılıklardaki ortak özellik, hikâye güçlü olmalıdır ki, kurulan yapı güçlü olsun.
Ayrıntı Yayınları edebiyat dizisinden çıkan Mükemmel Dokuzlu’da tam da yukarıda bahsettiğim farklı inanç yapılanmaları üzerine Afrika kıtasında yaşayan Gikuyu halkına dair köken mitinin anlatıldığı bir hikâye okuyoruz. Diğer köken mitlerinden ne farkı var ve üzerine neden bir kitap yazılmış ki derseniz, edebiyat faktörü derim. Bu noktada konuyu ve kitabı detaylandırmaya başlayarak kitabın yazarı olan Afrika kıtasının ve dünya edebiyatının büyük isimlerinden Kenyalı yazar Ngügi Wa Thıong’O’yu da tanıyalım.
Mükemmel Dokuzlu’da birinci dikkat çekilmesi gereken özellik, Gikuyu halkının köken miti feminist bir vurguyla anlatılıyor ve bu yapılırken edebiyatta destan türüne yakın şiirsel bir anlatı kullanılıyor. İkinci özellik olarak yazar Thiong’o Gikuyuların doğuş hikâyesini, yurt ve güzellik arayışı, doğa koşullarıyla mücadele, kadın cesareti, azmi, birliği ve aile faktörü ile hayatı barış içinde yaşama unsurlarından ele alıyor. Afrika kıtası zaten başlı başına zorlu bir coğrafya iken Thiong’o’nun mensubu olduğu halkına dair ele aldığı köken miti tam anlamıyla yapıcı bir destana dönüşüyor.
“Ama artık vakit tamam bizim için.
Yarın bir yolculuğa çıkıyoruz.
Geldiğimiz dağa dönüyoruz.
Olur da dönemezsek buralara.
Geride şu sözlerimiz kalsın:
Aramayın beni fesatta.
Aramayın yağmada.
Talanda, aylaklıkta.
Aramayın ahmakça bir öfkede.
Ne de boş bir nefrette.
Aramayın anlamsız savaşlarda.
Kanlı ihtilaflarda.
Zira yeri yoktur adımın
Alçakların ağzında.”
Bu destansı dizelerden sonra gelelim üzerine kitap yazılan destanın ayrıntılarına. Gikuyu halkı Kenya ulusunu oluşturan birkaç halktan biri. Kökenlerini oluşturan ilk insanlar Gikuyu (Erkek) ile Mümbi’ye (Kadın) dayanmaktadır. Tanrı bu çifti Kenya dağının karlarla kaplı zirvesine koyar. Çiftimiz dağın etrafındaki toprağı inceler ve evlerini Mükürüweini adını verdikleri bir yere kurarlar. On tane kızları olur aslında ama böylelikle Mükemmel Dokuzlu oluşur. Kızlar evlilik çağına gelince Gikuyu yine dağın zirvesine çıkar ve Tanrı’dan kızları için talipler ister. Ertesi gün talipler gelir. İleride Gikuyu halkını oluşturacak on kılan kurulmuş olur böylelikle. Erkek kardeşleri olmadan büyüyen, kendi ayakları üzerinde durmak zorunda olan bu kızlar ileride Afrika kıtasının en önemli halkları arasında yerini alacak olan Gikuyuların köken efsanesini yazarlar. Hayatta kalmak için gereken tüm beceriyi –kendilerini korumak, toprağı işlemek, ev yapmak, giyim kuşam, silah dahil pek çok şey üreterek- kazanmaya mecbur olduklarından kendi güçlerine güven duymak karakterlerinin özünü oluşturur ve yazılan efsanenin ana konusu budur zaten.
Afrika kıtasında tarih boyunca oluşan efsanelerin izini böyle bir köken mitiyle sürmek heyecan verici. Çünkü Mükemmel Dokuzlu için yalnızca efsane deyip geçemeyeceğimiz, yanı sıra kıta coğrafyasını önümüze seren, kıtaya dair kültür yapısını anlayabileceğimiz, kıtada yaşayan, halklar arası sosyal yapıyı oluşturan insanlara dair önemli yaşam bilgileri sunan bir metin var karşımızda.
Yerküreyi oluşturan kıtalar arasında Afrika biraz dışarıda kalmış -ve herkesin bildiği üzere- bir çok sebepten dolayı dışlanmış yapısıyla yerküreye bir türlü dahil olamayan büyük bir kara parçası. Bütün bu dışlanmış unsurlara rağmen kıtayı dışlamayan tek gerçeklik edebiyat. Dünya edebiyatına hem klasik hem çağdaş edebiyatta çok önemli yazarlar kazandıran Afrika kıtası aynı zamanda 2021 yılı Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan kıta. Ve nasıl bir ödül kazanıyor olurlarsa olsunlar “kıta” bazlı bir sunumla alınan ödülün duyurulduğu tek kıta.
Ngügi Wa Thiong’o çok özel, çok önemli çağdaş dünya edebiyatı yazarları arasında yerini almakta. Yazmasaydı Mükemmel Dokuzlu’nun efsanesinden, bu şahane kadınlardan, Afrika kıtasının inançlarını oluşturan mitsel kökenin temel yapısından haberimiz olmayacaktı. Yukarıda alıntıladığım anne Mumbi’nin sözlerinin devamını alıntılayarak bitireceğim yazımı:
“Suda arayın beni.
Rüzgârda,
Toprakta,
Ateşte arayın.
Hatta güneşte
Ve yıldızlarda arayın.
Yağmurda arayın beni.
Fidanların arasında
Hasatta arayın.
Aşkta arayın,
Birlik beraberlikte arayın.
Yardım edenlerin,
Mazlumların arasında arayın.
Adalet arayanların arasında arayın beni.
(…)
Gikuyu ile Mumbi, bir ağızdan şöyle dediler:
“Böyle yaparsanız
Daima birlikte oluruz,
Şimdi ve her gün, sonsuza dek.”
edebiyathaber.net (11 Ocak 2023)