Agora Kitaplığı, iki yeni Gezi kitabı yayımladı.
Cihan Tuğal’ın yazdığı Gezi’nin Yükselişi, Liberallerin Düşüşü’nden bir alıntı:
“Gezi’deki eylemcilerin birçoğu, Occupy Wall Street’den ve Batı’daki benzer hareketlerden farklı olarak, geleneksel siyasal örgütlenme ve taktik belirleme biçimlerini reddetmiyorlar. Oysa son birkaç yılda Batı’da görülen hareketlerde, formel politikadan durmak onlara pahalıya mal olmuştu. Öbür yandan Türk ve Kürt eylemciler, Arap protestoculardan farklı olarak, yarı-demokrasi koşullarında yaşayıp hareket etmektedirler ve bu yüzden güncel siyasal deneyim konusunda oldukça ileridedirler. Kısacası, lider-siz devrim henüz Türkiye’ye ulaşmamıştır. Bununla birlikte, Gezi Direnişi’nin dezavantajı, Batı ve Arap rejimlerine kıyasla çok daha hegemonik bir neo-liberal rejimle karşı karşıya oluşudur. Türk ve Kürt eylemciler bu ve buna benzer engelleri aşmanın yeni yollarını bulurlarsa, Türkiye, 2011’den sonra küresel çapta görülen isyan dalgasına yeni bir boyut katma potansiyeline sahip olacaktır.”
Foti Benlisoy’un yazdığı Gezi Direnişi: Türkiye’nin ‘Enteresan’ Başlangıcı’ndan bir alıntı:
“İngiliz Marksist tarihçi Eric Hobsbawm hayatının büyük bölümünün geçtiği, büyük siyasal ve sosyal altüst oluşların damgasını vurduğu 20. yüzyılı ‘enteresan zamanlar’ diye, ‘aşırılıklar çağı’ olarak nitelendirmişti. Biz de zaferlerin ve yenilgilerin bir arada geldiği yeni ‘enteresan zamanlar’a Gezi Direnişi’yle birlikte (ve dünyadaki yeni küresel isyan dalgasının bir parçası olarak) dahil olduk. Gezi’yle yükselen mücadelenin ezilenler lehine kalıcı değişime yol açıp açmayacağını henüz bilmiyoruz. Gezi’nin yarının toplumsal mücadeleleri, sosyalist hareketin yeniden inşası açısından nasıl sonuçlar yaratacağına dair ancak tahminlerde bulunabiliriz. Ya gökyüzünü fethedeceğiz, ya da İkarus misali yere çakılacağız. Kesin olan, bunun henüz bir başlangıç olduğu. Kavgaya bir atılalım, ne olacağını sonra görürüz…”
edebiyathaber.net (21 Ağustos 2013)