2015 yılında kurulan çiçeği burnunda Ağaçkakan Yayınları, Hazır Bilgi Serisi başlığında yayınlanan ilk kitabı Türkiye’ye Ait 100 Büyük Yanılgı ile yayın dünyamıza merhaba dedi. Serinin diğer kitapları “100 Lakap – Alınış Velveleleri ile” ve “100 Tuhaf Kitap” da hemen akabinde raflarda yerini alırken, yeni çıkacak kitapları da sırada bekliyor.
Türkiye’ye Ait 100 Büyük Yanılgı, Metin Solmaz tarafından hazırlanmış ve yazarın yorumları ile sunulan, hepimizin az çok bildiği ve doğru sandığı ama aslında yanlış olan bilgilerin derlenmesinden oluşan bir kitap. Kenardaki Milyonerler, Rock Sözlüğü ve Türkiye’de Pop Müzik kitaplarının yazarı Metin Solmaz, ülkemizin ve yayın dünyamızın renkli kişiliklerinden biri. Yazarlığının yanı sıra müzik ve radyoculuk geçmişi, Siberalem.com, Idefix.com ve Uzuncorap.com sitelerinin kurucularından biri olarak tanıyoruz kendisini. Metin Solmaz ayrıca Overteam New Media, Overteam Yayınları ve Ağaçkakan Yayınları’nın da kurucusu.
İnternet ve sosyal medya dünyası ile çevrelenmiş, devasa boyutta bir bilgi bombardımanı altındayız. Bu bilginin büyük bölümü de maalesef korkunç derecede kirli. Üstelik herhangi bir konuda karşımıza çıkan bilginin 140 karakterden fazlasını okumaya tahammülümüz kalmadı. Hazır Bilgi Serisi, akademik bilgi ile kolayca tüketiverdiğimiz hazır bilgi arasındaki uçurum hızla açılırken, “güvenilir, titizlikle hazırlanmış bir kolay ve yerli bilgi deposu” ihtiyacından ortaya çıkmış. Kitabın başında seri hakkında bilgi verilirken yayınevi şunu da belirtiyor: “Kolay dediysek, okuması kolay!”
Türkiye’ye Ait 100 Büyük Yanılgı, birçok farklı konuda akademik bilgi sunarken Metin Solmaz’ın yorumları ile okuması hem son derece ilgi çekici hem de keyifli bir kitap olmuş. Solmaz, her bir yanılgımız için oldukça yoğun bir araştırma yapmış, bunları kitap boyunca paylaşıyor. Yine de kitabın Başlarken bölümünde akademik iddialardan uzak ama titizlikle hazırlanmış bir çalışma olduğunu belirtiyor.
Kitabın içinde neler yok ki! Ve aman Tanrım, ne çok yanılgımız var!
Kitapta beni en memnun eden şey, bir türlü aklıma yatmayan birçok alışılagelmiş doğrunun aslında büyük bir yanılgı olduğunun bilimsel veri ve uzman görüşleri ile sunulması oldu. “En doğrusu Zeki Müren Türkçesidir”, “TRT Türkçesi örnek bir Türkçedir” ya da “AVM’ler medeniyet göstergesidir” gibi.
Hele hayvanlara dair yanılgılar için kitabı evin başköşesinde tutuyorum; kedilerin nankörlüğü, kılının akciğere yapışıp kist yaptığı, balıkların hafızasız olduğu, kelebeklerin ömrünün bir gün olduğu konusunda gelip de ahkâm kesenlere hemen ilgili bölümleri okutabilmek için.
Et ve hayvansal ürün endüstrisi, daha çok kazanmak için daha çok hayvanı katleder ve eziyet ederken, bizlere de büyük zarar veriyor. Kitapta bu konu ve pek çok başka konuda genel hatları ile bir farkındalık yaratma ve bilinçlendirme de söz konusu. Metin Solmaz’ın, yanılgıları açıklarken kullandığı üslup ve dil de çok keyifli. “Keçi sütü anne sütüyle eşdeğerdir” ve “Çocuklar süt içmelidir” başlığı altındaki yanılgılara dair yorumları şöyle mesela;
“Keçi sütü anne sütüyle eşdeğerdir tabii ki. Sadece keçi yavruları için. Keçi yavrularının da zaten o süte keçi sütü demeleri saçmadır. Onlar için anne sütüdür o çünkü. Biz insan sütü diyor muyuz annelerimizden emdiğimiz süte?”
“Her şeyden önce bütün canlılar belli bir süre sonra sütten kesilirler. Sütten kesildikten sonra süt alan insan dışında bir canlı yoktur.”
“Evet, seks suçları genellikle erkekler tarafından işlenir. Ve yine evet, sadece insanlarda değil bütün hayvanlar aleminde, erkeklerin seks için yapmadığı zibidilik kalmaz.
Ama insaf. İnsan, o insan erkek bile olsa, 7 saniyede bir, yani günde yaklaşık olarak 7000 kere seks düşünebilir mi?”
Tabii ardından farklı kaynaklardan görüş ve istatistiklerle bu yorumlar doğrulanıyor.
“Kızarmış ekmekte daha az kalori vardır”, “Kışın dondurma yenmez”, “Memesi büyük olanın sütü bol olur” benim dikkatimi çeken diğer ilginç yanılgılarımız.
Ne kadar araştıran ve sorgulayan, açık fikirli bir insan olursanız olun, yaşadığımız dönemin devasa bilgi bombardımanı, çok uluslu şirketlerin yönlendirdiği pazarlama politikaları ve iktidarların kitleleri istedikleri şekle sokmayı amaçlayan toplum mühendisliği çalışmaları doğrultusunda şekillenerek, birçok şeyi farkında olmadan yanlış da olsa kabullenmemize, bu yanlışlarla yaşamımızı sürdürmemize neden oluyor. Kitapta herkes kendinde mevcut en az beş – on yanılgı bulacaktır, eminim. Zaten öyle bir coğrafyada yaşıyoruz ki, Metin Solmaz’ın dediği gibi “Memlekette maalesef neyi muhafaza ettiği belirsiz bir muhafazakarlık hakim.” Herkes payını alıyor bu durumdan.
Kitapta yer almıyor ama “neyi muhafaza ettiği belirsiz muhafazakarlığın hakim” olduğu bu coğrafyada en büyük yanılgılarımızın okumaya ve öğrenmeye dair olduğunu düşünüyorum. 2015 yılı rakamlarına göre kişi başına düşen yıllık kitap sayısı 8 iken, “Kitap okumak karın doyurmaz, kitap okuyandan da pek bir halt olmaz”, “Çok kitap okuyanlar normal değildir zaten” ve benzeri onlarca yanılgımız varken, “Ben pek kitap okumam” cümlesinin pek sık kullanıldığı ve daha acısı pek de olağan karşılandığı, kitap okuyanların sıra dışı bulunduğu bir toplumda bu 8 rakamına neredeyse şükür edecek durumdayız.
Ah şu bizim büyük yanılgılarımız!
Ağaçkakan Yayınları’na biz de buradan merhaba ve hoş geldin diyelim. Kitap sevdalısı bir okur olarak, böyle bir coğrafyada yayınevi kurma cesaretinden dolayı Ağaçkakan Yayınları’nı sevinçle kutluyor, uzun bir ömür diliyorum.
Şule Tüzül – edebiyathaber.net (18 Ocak 2016)