Ödüllü yazar Aharon Appelfeld’in Başka Dünyadan Gelen Kız adlı romanı, Alain Matalon çevirisiyle 10 ve üstü yaş grubu için Can Çocuk Yayınları tarafından yayımlandı.
Tanıtım bülteninden
Başka Dünyadan Gelen Kız, dokuz yaşındaki Adam ve Thomas’ın İkinci Dünya Savaşı sırasında, bir ormanda saklanarak hayatta kalmalarının akıllardan kolay kolay çıkmayacak hikâyesi.
Adam’ın annesi onu ormana getirdiğinde, geri döneceğine ve Adam’ı alacağına söz verir. Aynı gün Adam, ormanda sınıf arkadaşı Thomas’la karşılaşır. Thomas’ın annesi de oğlunu saklamak için buraya getirmiştir.
Savaş patlak verdiğinde, annelerinin hemen dönemeyeceğini anlayan iki çocuğun ormanda hayatta kalmanın bir yolunu bulmaları gerekir. Adam ve Thomas etraftan topladıkları dallarla kendilerine küçük bir ağaç ev inşa ederler. Şans eseri karşılaştıkları eski okul arkadaşları Mina, onlara gizli gizli yiyecek getirerek hayatını tehlikeye atar.
Kış şiddetini artırdığında, ısınmak ve yiyecek bulmak zorlaşır. Savaşın sesleri ormanda büsbütün hissedilmekte ve işler daha kötüye gitmektedir. En çok ihtiyaç duydukları anda bir mucize gerçekleşir.
Farklı ülkelerde pek çok prestijli ödüle değer bulunmuş, 2013 yılında Man Booker Uluslararası Ödülü finalisti olan yazar Aharon Appelfeld, kendi deneyiminden ilhamla yazdığı bu hikâyede insanlığın evrensel konularını, sevgiyi, cesareti ve arkadaşlığı sakin ve hassas bir tonla ele alıyor.
“Adam ve Thomas bütün gün annelerine ormandaki hayatlarını, yedikleri ahududu ve yaban mersinlerini, dereyi, onları gece gündüz koruyan yuvalarını, hayatlarını kurtaran Mina’yı ve onlara süt ve yiyecek getiren iyi kalpli köylüyü anlattılar.
Thomas annesine, ‘Kitap okumadım, matematik problemleri de çözmedim ama günlük tuttum,’ dedi.
‘Ama bölük pörçük. Ormanda başımıza tam olarak neler geldiğini ancak birkaç sene sonra anlatabileceğiz.’ Annesi gözlerini iri iri açtı. ‘Başımıza gelenleri ancak birkaç sene sonra anlatabileceğiz diyerek ne demek istiyorsun?’ diye sordu.
‘Korku ve açlık hakkında konuşmak zor. Çok somut şeyler olmalarına rağmen tasvir etmesi zor,’ diye
yanıtladı Thomas.
Bu sözler üzerine Thomas’ın annesinin gözleri doldu.
Bu sırada içeriye giren doktor onlara, ‘Gelin de güzel kızımızı görün,’ dedi. ‘Sadece güzel değil, aynı
zamanda bir kahraman o.’
Mina yatakta yatıyordu. Kafasının altında iki yastık vardı. Gözleri açıktı. Güzelliği içinden dışına yansıyordu
Adam’ın annesi titreyerek, ‘Nasılsın Mina?’ diye sordu.
Kız kısa bir sessizlikten sonra cevap verdi: ‘İyiyim.’
Adam’ın annesi başka bir şey sormadı.
Doktorun yüzü aydınlandı ve, ‘Bütün sağlık ekibi Mina’ya hayran kaldı,’ dedi.”
Aharon Appelfeld Eserleri Irving Howe ve Philip Roth tarafından desteklenen Aharon Appelfeld, 1932 yılında Bukinova, Czernowitz yakınlarında doğdu. İkinci Dünya Savaşı’nda Transnistria’daki bir toplama kampına gönderildiğinde ve oradan kaçmayı başardığında henüz sekiz yaşındaydı. Ondan sonraki üç sene boyunca ormanda saklandı. 1944 yılında Kızıl Ordu tarafından bulunup kurtarıldı. Ukrayna’da sahra mutfaklarında çalıştı, sonra İtalya’ya gitti. 1946 yılında Filistin’e vardı. Applefeld, Beershave’daki Ben-Gurion Üniversitesi İbrani Edebiyatı bölümünde onursal profesör olarak görev yapmıştır. American Academy of Arts and Sciences ve l’Ordre des Arts et des Lettres üyesidir. Başarıları arasında, Israel Ödülü, MLA Commonwealth Edebiyat Ödülü, Fransa’nın prestijli Médicis étranger Ödülü, Premio Grinzane Cavour ve Premio Boccaccio Internazionale, Bertha von Suttner Kültür ve Barış Ödülü ve 2012 Bağımsız Kurgu Ödülü vardır. 2013 yılında Man Booker Uluslararası Ödülü finalisti olmuştur.
edebiyathaber.net (17 Nisan 2018)