Edebiyatımızın dikkatleri üzerine çeken yeni kuşak eleştirmenlerinden Ahmet Ergenç, Yazar Okumaları başlığı altında, Kultura Litera platformu aracılığıyla, Türkiye edebiyatına yön veren yazarlara, onların hayatlarına ve metinlerine odaklanıyor. Daha önce Ahmet Hamdi Tanpınar, Oğuz Atay ve Latife Tekin üzerine yazar okumaları yapan Ergenç bu defa edebiyatımızın en deneysel ve avangard yazarlarından biri olan Sevim Burak üzerine bir atölye çalışması gerçekleştirecek. 8 ve 9 Kasım tarihlerinde saat 19.00’da Zoom üzerinden online olarak canlı yayımlanacak Ergenç’in atölyesi iki oturum halinde düzenleniyor. Ayrıntılı bilgi ve katılım için Kultura Litera’nın eventbrite üzerindeki sayfasının linkine girebilir ya da platformun sosyal medya hesapları @kulturalitera instagram, @edebiyatkultura twiter aracılığıyla birebir iletişim kurabilirsiniz.
Atölye içeriği ise şöyle:
“Sevim Burak Türkçe (minör) edebiyatın en deneysel ve en ‘avangard’ yazarlarından biri. 1963 tarihli Yanık Saraylar’dan son kitabı Afrika Dansı’na dek dilde arızalar çıkararak yazan, dili bir arıza-aygıtı olarak kullanan ve majör dilin içinde kendi minör alanını yaratan Sevim Burak dille yaptığı deneyler aracılığıyla yeni bir düşünce alanı da açıyor. Yazıya getirdiği ‘görsel’ yenilikleri, pastiş’i ve kolajı da göz önüne alarak Murathan Mungan’ın “malzemesi dil olan bir performans sanatçısı” diye tanımladığı Sevim Burak, sentaksı ve grameri parçalayarak baskıcı Büyük Öteki’ne karşı bir mücadeleyi de yazınsal olarak sürdürdü. Kendini en yakın bulduğu yazarlar arasında hep Kafka ve Beckett’i gösterdi.
Kendi yazısı üzerine çokça düşünen Burak, kendi ‘okurlarını’ ya da ‘ruh ikizleri’ni de şöyle tanımlıyor:
“Bu dünyayı izleyenlere bir halt yok. Açıkgözler için hiçbir şey yazmayacağım. Dünyalarını kaybetmişler için… yazacağım. Erken bunamışlara, hayalperestlere, çok acıklılara, bu dünyadan gitmek üzere hazırlık yapanlara yazacağım. Yalnız aklını kaybetmişlerle bu dünyayı paylaşacağım. Aşktan aklını oynatanlara, şizofrenlere, aşırı romantiklere ve aşırı sadistlere, delilere yazacağım…”
Yazmanın kendisi için “Neredeyse yasadışı bir mücadele” olduğunu söyleyen Sevim Burak’ı bu atölyede Deleuze ve Guattari’nin ‘minör oluş,’ ‘oluş metni,’ ‘şizo-özne’ ve ‘minör edebiyat’ kavramsallaştırmaları üzerinden ve Foucault’nun ‘deliliğin sessiz dili’ kavrayışı ve Lacan’ın ‘gerçek’ nosyonu çerçevesinden inceleyip, Türkiye’de bir ‘azınlık dili’ ya da ‘minör dil’ yaratmanın, hakim gramere ve simgesel düzene karşı başka bir alan açmanın, ‘kapma aygıtları’na karşı bir yazınsal mücadele vermenin, ‘görsel-işitsel bir yazı rejimi’ kurmanın ve yazıyı bir ‘performans aracı’ olarak kullanmanın imkanları ve çeşitleri üzerine de düşünmüş olacağız.
Atölye sonucunda katılımcılardan (mümkünse) Sevim Burak üzerine bir yazı yazmaları istenecektir.”
Ders 1: Sevim Burak ve ‘minör edebiyat’
Ders 2: Sevim Burak ve ‘metnin deliliği’
İncelenecek Metinler:
Yanık Saraylar
Sahibinin Sesi
Ford Mach 1
Everest My Lord İşte Baş İşte Gövde İşte Kanatlar
Palyaço Ruşen
Afrika Dans