Ahmet Erözenci’nin “Tutku ve Aşkın Kutsal Kitabı” adlı romanı, Ayrıntı Yayınları etiketiyle yayımlandı.
Tanıtım bülteninden
Romanın esas karakteri on beş mektupta anlatıyor yaşadığı sevgiyi. Sevgi, aşk ve tutkuyu sorguluyor bu mektuplarda. Sevilen gitse de, uzaklarda olsa da tutku devam eder mi? Aşk tek taraflı yaşanabilir mi? Bu sorulara yanıt ararken sahaflarda bulduğu, 1950’lerde yazılmış mektuplarıyla okura farklı sorular soruyor: Sevginin artması, aşkın yaşanması, tutkunun kalıcılığı nasıl gerçekleşebilir? Yoksa bu duygular insanın kendini kandırdığı birer illüzyondan mı ibaret?
Ahmet Erözenci Tutku ve Aşkın Kutsal Kitabı’nın eksenine aşkı, tutkuyu ve insanı oturtuyor. Lirik bir dil eşliğinde kişinin mutlaka kendinden birşeyler bulacağı bir şekilde yapıyor bunu da, narin bir tarzda:
O geceki kelimelerimiz yıllar sonra bile aklımda. Konuştuklarımızı, evde şarabı açışımı, senin kadehleri vermeni, doldurmamı, ilk yudumu almadan evvel önümüzdeki günlerin, ayların bize getireceklerini biliyormuşçasına olacakları geciktirmek daha keyifli olacakmış gibi oyalanmamızı, araya giren sessizlikleri, yağan karı, dudakların anlık birleşmesini…
Tutku ve Aşkın Kutsal Kitabı, okurlarını kendi aşk ve tutku deneyimleriyle yüzleşmeye davet ediyor…
N. Ahmet Erözenci
1956 yılında İstanbul’da doğdu. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde çalışmaktadır. Sadece Bir Gece İstiyorum (1992), Ve Yalanlar Ve Sessizlik (1997), Bir Kaçıştır Yaşamak (2000), Mut İçin Bir Öykü (2008), Mükemmel Katilin Peşinde (2015), isimli romanların yazarıdır. İlk üç kitap daha sonra Yalnızlık Üçlemesi (2003) adı altında basılmıştır. Öykülerini Kaleydeskop (1998) adını verdiği kitapta toplayan Erözenci’nin, anıların yaşamdaki yerini anlattığı özyaşam kitabı Bir Gölgenin Ardından (2010) adıyla yayımlanmıştır.
Bunların yanı sıra kanser hastalığında iletişimin önemini anlatan Bir Türk Filmi Olarak Kanser (2013) isimli kitabı yine Ayrıntı Yayınlarınca yayımlanmıştır.
edebiyathaber.net (7 Ekim 2016)