Ahmet Ümit, uzun süredir üzerinde çalıştığı yeni romanı Kayıp Tanrılar Ülkesi’nde okurlarına, Berlin-Bergama hattında şekillenen tarihsel ve toplumsal bir “baba-oğul” sorgulaması sunuyor. Baba-oğul çatışmasından yola çıkarak polisiyeyi arkeoloji ve mitolojiyle harmanlayan Ümit “Baba her zaman tek otorite olarak sunuldu. Beni çoğulculuk ve çokseslilik ilgilendiriyor. Bu topraklarda doğan herkes dünya vatandaşı” diyor ve ekliyor: “Çok sesliliği kaybedersek çökeriz.” Ahmet Ümit’in Seray Şahinler’e verdiği röportajın tamamı Milliyet Sanat’ın Temmuz 2021 sayısında…
Kayıp Tanrılar Ülkesi’ni okurlarla buluşturan Ahmet Ümit, yeni romanında çizdiği tarihsel ve toplumsal katmanlarla polisiyenin içinde güce, iktidara, hırsa, faşizme, yok edilen tarihî mirasa, yön değiştiren “çokkültürlüğe” pencereler açarak romanı benzersiz bir temele oturtuyor.
Milliyet Sanat’ın Temmuz 2021 sayısında Seray Şahinler’e konuşan Ahmet Ümit, Kayıp Tanrılar Ülkesi’ni yazma serüvenini anlatıyor. Kitabının merkezinde yer alan baba-oğul meselesinin kendisini yakından ilgilendirdiğini söyleyen yazar, Türkiye’deki otoriterleşmenin, kadın cinayetlerinin bu meselenin çözülmeyişine nasıl bağlı olduğuna da değiniyor. Ahmet Ümit, çoğulculuk ve çok sesliliğin önemini anlatırken ise Fatih Sultan Mehmet’e atıfta bulunuyor. Seray Şahinler’in Ahmet Ümit’le gerçekleştirdiğisöyleşinin tamamı Milliyet Sanat’ın Temmuz 2021 sayısında…
edebiyathaber.net (26 Temmuz 2021)