Ahşabın uygarlık tarihindeki yeri sandığımızdan çok daha büyük olabilir. Bilhassa “ilk insanın” yaşamının canlandırıldığı yerel arkeoloji müzeleri; ahşap çiftlik evleri, su değirmenleri, yel değirmenleri ve çatma ahşap kiliselerle dolu İskandinav açık hava müzeleri; Viking yelkenlileri, Gotik kilise ve katedrallerin çatıları, Orta Çağ ahır ve şatoları bunun sayısız fizikî ispatından bazısı. Ahşap uzun evrim ve kültür öykümüzde süreklilik sağlamış bir malzeme; ormanda dolanan maymunlardan, mızrak atan avcı-toplayıcılara, balta kullanan çiftçilerden, çatı inşa eden marangozlara ve okuryazar bilginlere dek…
Roland Ennos, Ahşap Çağı adlı özgün çalışmasında antropoloji, mimarlık, tarih ve mühendislik alanlarındaki mevcut kağıtları yeniden yorumlayarak, ahşabın benzersiz özelliklerinden yararlanma becerimizin bedenlerimizi ve zihinlerimizi nasıl şekillendirdiğini açıklamaya çalışıyor. Kendisi Hull Üniversitesi’nde biyoloji bilimlerinde konuk profesör. Bitkiler, biyomekanik ve istatistik üzerine başarılı ders kitapları da yazmış olan Ennos’un Doğal Tarih Müzesi tarafından yayımlanan Trees adında çoksatar bir eseri de bulunuyor.
Ahşabın tarihimizde asli bir rol oynamış olması, konuya alakalı veya ilgisiz hemen herkesin malumu. Ennos da ahşabın özellikleri ve ağaçların yetişmesi hakkındaki mevcut bilgileriyle birlikte durumun neden böyle olduğunu araştırmaya başlamış. Ennos, ahşapla olan ilişkimizin temelinde, ağacın olağanüstü özelliklerinin olduğunu ileri sürüyor. Çok amaçlı bir yapı malzemesi olarak ahşap, sahiden de emsalsiz. Sudan hafif, buna rağmen ağırlığı çelikle karşılaştırıldığında onun kadar sert, dayanıklı ve sağlam. Hem uzatılmaya hem de sıkıştırılmaya dayanıklı bir malzeme. İçindeki damar düzeni boyunca kolayca ayrıldığı için şekillendirmesi kolay ve özellikle taze olduğunda oyulabilecek kadar yumuşak. Evleri destekleyecek kadar büyük parçalar halinde bulunabilmesinin yanında kürdan gibi küçük aletler şeklinde de kesilebilir. Sürekli olarak kuru veya ıslak tutulursa yüzyıllarca dayanabilir, fakat aynı zamanda ısıtma, yemek pişirme ve çok sayıda endüstriyel işleme enerji sağlaması için de yakılabilir. Ennos, “Tüm bu avantajları sayesinde ahşabın insanlık tarihindeki asli rolü anlatılabilir olmasının yanında kaçınılmazdı,” diyor.
Ahşap Çağı, günümüz insanını, uygarlığın öyküsünün taş, bronz ve demirden ibaret üç maddeyle olan ilişkimizle tanımlandığı şeklindeki yaygın inanışla engellenmemiş bir şekilde dünyaya bakmaya teşvik ediyor. Bu kapsamlı çalışma, Dünya gezegeninde geçirdiğimiz zamanın büyük çoğunluğunda “bu çok amaçlı malzemenin” egemen olduğu bir çağda yaşamış olduğumuzu ve hâlen birçok şekilde yaşadığımızı gösterme iddiasında. Yazar ve akademisyen Roland Ennos, ayrıca -çevremizin, fiziksel ve psikolojik sağlığımızın yararına- ahşaba geri dönmemiz gerektiğinin de altını çiziyor.
Dolayısıyla bizlerin de ahşabın yaşamlarımızdaki rolünü yeniden değerlendirmemizin zamanı gelmiştir belki de. Ahşap Çağı, ahşapla olan ilişkimize dayalı evrimimiz, tarih öncemiz ve tarihimizin yeni bir yorumunu sunuyor. Eser, dünyaya ahşap merkezli bu yeni yöntemle bakmanın, ki bir akademisyen buna lignosentrik diyebilir, kim olduğumuzu, nereden gelip nereye gittiğimizi çok daha iyi kavramamızda yararlı olabileceğini göstermeyi umut ediyor. İyi okumalar…
edebiyathaber.net (21 Mart 2023)