Şair-Yazar Ali Rıza Gelirli’nin yeni romanı “Kendine Ait Bir Adam”, Ocak 2022 ayında, Klaros Yayınlarından çıkmış. “Çıkmış” diyorum çünkü, benim kitapla buluşmam çok yeni. Kartal’da faaliyet gösteren Hasat Sanat Atölyesine uğramıştım. Orada edindiğim kitabı dönüş yolunda, Marmaray’da okumaya başladım. Ali Rıza Gelirli’nin 15. kitabı olan “Kendine Ait Bir Adam” 124 sayfa olup, kapak tasarımı Sertaç Altuntepe’ye ait. Doğruyu söylemem gerekirse, ilk sayfada beni sarıp sarmalamayan kitapların kapağını kapatıyorım. Çünkü zorla güzellik olmaz… Ancak “Kendine Ait Bir Adam”, yalın ve anlaşılır diliyle beni kısa sürede içine çekti.
“Gereğinden fazla İstanbul olmak istedim. Abartmışım İstanbul’u fazlasıyla. Şimdi hemen hemen İstanbul gibiyim. İstanbul gibi ihmal edilmiş. İstanbul gibi harcanmış!”
Yukarıdaki satırlardan anlaşılacağı üzere, romanda yer İstanbul. Arada geriye dönüşlerle Karacaahmet, Bağdat Caddesi ve Kız Kulesi’nden söz ediliyor. Zaman ise, Ağustos ayı ile başlıyor. Romanın karakterlerine gelince… “Kendine Ait Bir Adam”, bu yönüyle farklı bir roman. Çünkü romanda sadece baş karakter ve Dünya adındaki kedisi var. Baş karakterin zaman zaman görüştüğü tek kişi apartman görevlisi.
Roman, camın kenarına oturup dışarıyı seyreden yazarın ağzından anlatılıyor. Kendi kendisiyle konuşur gibi sorular soruyor. Düşüncelerine yeni sorular giydiriyor. Duygu ve düşüncelerini de içeren yanıtlar veriyor. Kafasının içinde gezinirken, iç dünyasının dışa yansımasını ve toplumla olan çatışmasını da görmüş oluyoruz. Tabii, yaşadığı toplumu bolca eleştiriyor. Çünkü, dışarıdaki yaşamın ritmiyle sorunu var. Sonunda “Toplum Felci” diye bir hastalığı keşfediyor ama bu romanın sonu değil. Peki, baş karakter o odaya neden hapsedilmiş? Yine kendisi, “Tabii ki, her şeyi kendine dönüştüren aynı zamanda kendini her şeye dönüştüren devlet ve her türlü iktidar ilişkisine olan tiksinti” şeklinde yanıtlıyor soruyu.
“Yarısı yanmış mektup gibi, yarası yanmış erkeğim. Yarası yanmış Sivas gibi, zamanın şu anki birimindeyim. Elbette yalnızım. Tercihen yalnızım. Şehirler kalabalıklaşınca artar mı yalnızlık?”
Romandaki şiirsel anlatıma dikkat çekmek isterim. Bu nedenle, okur yorulmuyor. Bunda, kitabın yazarı Ali Rıza Gelirli’nin hem şair olması hem de deneme türünde eserler vermesinin büyük etkisi var. Romanın baş karakterinin, kendisinde bir şairanelik sezdiği ve mırıldandığı da oluyor:
“dünyanın sonsuz evi/ ben askısında sallanan ip/ sağlam dikişlerle değil/ teyelliyim ona/ inleyen, çağlayan, alçalan, yükselen yeriyim onun/ hal ve hatırımı sorarken tam ortamdan geçiyor. katlanmaya, yol olmaya yatkınım/ tahlile gerek yok/ neşe ile muhabbetim böyledir benim/ ben canımı sende buldum efendim/ sende yaralandım.”
İlginç olduğu kadar, bilincimize yerleşebilecek cümleler sanki romanın içine serpiştirilmiş. Örnek mi?
“Hak edilmiş bir dünyada başkaldırı başka bir sanattır./ Öfke hemen elin altında dolu ve hazır bir silah gibidir./ Yazmak sessizce bağırmaktır./ İnsanlı dünyanın iflah olmayacağını bilmiyor zavallılar!/ Hayvan sevmeyen devrimci, eksik bir devrimciymiş./ Zaman insanları bir ağaç oymacısı gibi işliyor./ Sanki kalbin acelesi var, çarpmasından bunu anlıyorum./ İyi insan olmak amatörce yapılan bir kamu hizmetidir./ Lisanım elimden alınacak olsa kendimi sürgünde hissederim sanırım./ Ne kadar plan yaparsanız yapın, hayat doğaçlama yaşanır.”
Romanın dikkat çekici en önemli yanı ise, akıp giden olaylar zincirinin olmaması. Durum böyle olunca okur, asıl konuya ne zaman girileceğini merak ediyor. Bu merak romanı soluksuz okutuyor. Romanın sihri bozulmasın diye, burada sonundan söz etmeyeceğim. Sadece şunu söyleyebilirim, akıp giden olaylar zincirinin olmamasına ve yan karakterlerin yokluğuna karşın, okuru beklenmedik bir son bekliyor.
“Kendine Ait Bir Adam”ı, deneme türünde uzun bir yazıya ve hatta psikolojik bir romana benzettim. Ali Rıza Gelirli, bu romanıyla okuruna denemeyi de sevdirecek eminim. Romanın baş karakterinin kendisine yönelttiği, “Bu asimetrik savaşı kazanabilecek miyim?” sorusunun yanıtını, kitabı okuyunca öğreneceksiniz. “Kendine Ait Bir Adam”, okunmaya değer bir kitap. Online kitap sitelerinden ve Kartal Hasat Sanat Atölyesinden temin etmeniz mümkün. Okuyun, pişman olmazsınız…
edebiyathaber.net (15 Ağustos 2022)