“Karanlığın boğulduğu” mottosuyla yayın dünyasına giren Altıyedi derginin bahar sayısı yayımlandı.
Ön Kapak tasarımını yine Mine Yörük’e, arka kapaktaki “karga kafası” ise Kemal Gökhan’a ait dergide “leke oyunları” ile Cemil Cahit Yavuz, Behzat Taş, Mete Arif Tokmak, Kürşat Coşgun yine çizerler arasında.
“Taşra” konulu dosyaya katkı sağlayan isimler Ahmet Özer, Osman Özarslan, Yunus Aykut Kırbıyık, Mustafa Kara, Öner Yağcı, Cemal Sakallı, Duygu Alptekin, İlknur Meşe, Can Kartoğlu.
Bahar sayısının öykücüleri Üzeyir Karahasanoğlu, Nilüfer Benal, Çilem Dilber, Ayça Şebnem, Merve Tarhan, Meltem Dağcı.
Bahar sayısına şiirle katkı sağlayanlar İbrahim Karaca, Mevlüt Kırnapçı, Duran Aydın, Ayfer Karakaş, Mine Yörük, Yunus Emre Suci, Sait Özden ve Enes Sarı.
Yazılarıyla Alper Hasanoğlu, H. Haluk Erdem, Attila Aşut, Mustafa Kademoğlu, Salih Bolat, Özlem Akkel, Şenay Koca, Gürdal Özçakır, Levent Turhan Gümüş, Akın Birdal, Ertan Mısırlı, Özcan Temel sayfalar arasında.
Altıyedi derginin ilk soruşturması da bu sayıda yer aldı. “Son bir yıl içerisinde okuyup da üzerinizde iz bırakan, etkilendiğiniz edebiyat eserleri nelerdir? Neden?” Soruşturmaya cevap veren yazarlar İlay Bilgili, İpek Demirer, Emin Gürdamur, Gönül Kıvılcım, Ferhan Topçu, Şengül Can, Kürşat Coşgun ve Üzeyir Karahasanoğlu.
Dergiyi tüm sayılarını sosyal medya kanalları üzerinden dergiyle kurulacak iletişimle ya da shopier üzerinden temin etmek mümkün.
Altıyedi derginin beşinci sayısının dosya konusu ütopya/distopya. Eser göndermek isteyenler, eserlerini [email protected] adresine göndermeleri halinde eserleri değerlendirmeye alınacak.
Dördüncü sayı için yayın kurulundan Yunus Aykut Kırbıyık şunları söyledi:
Yaşadığımız günler, yaşamak istediklerimizi ertelediğimiz yani birçok beklentimizi geciktirdiğimiz günler oldu. Altıyedi dergimiz gecikmiş de olsa abonesine, okuruna, yazarına verdiği sözü tutuyor.
Bu sayımızda; şiirleri, öyküleri, söyleşileri, dosya konuları ve çizimleri ile 47 yazar ve çizerimizle geldik size. Tam 136 sayfa.
Bir yaşını tamamladık. Şimdiden ikinci yaşımızın heyecanına kapıldık bile. Yine gönüllü, özverili, dürüst ve etik ilkelerimizle okurlarımızla beraber yürüyeceğiz sanat-edebiyat yolunda. Umarız geciken baharın özrünü kabul edersiniz.
Öncelikle tüm okurlarımıza, yazar ve çizerlerimize, Tuncay Mat Basımevi ve PTT kargo emekçilerine, Ayrıntı Yayınlarına, yayın kurulumuzdaki yol arkadaşlarıma, Zonguldak Kültür ve Eğitim Vakfı yönetimi ve üyelerine çok teşekkür ediyorum.
Derginin yayın kurulundan Kürşat Coşgun merhaba yazısında şunları söyledi:
“Mecmua Bayrak Demektir”
Kış aylarının son demlerinde ortaya çıkan ve tüm dünya ile birlikte ülkemizi de etkisi altına alan Covid-19 salgını, bizlere buruk bir bahar mevsimi yaşattı. Yüz binlerce insanın ölümüne neden olan bu virüs, tüm yaşamsal etkinliklerde olduğu gibi kültür/sanat etkinliklerini de önemli ölçüde kesintiye uğrattı. Dergimizin tam baskıya gireceği sırada karşımıza çıkan bu zorunlu durum nedeniyle biz de bir süre bekleme kararı aldık. Bu nedenle biraz geciktiğimizin farkındayız ama bu kez 136 sayfalık özel bir sayı ile dolu dolu karşınıza çıkıyoruz. Umarız, çoğunlukla evde geçirilen bugünlerde dergimiz sizlere yaren olur.
Şair Behçet Kemal Çağlar 8 Temmuz 1936’da, Açıksöz gazetesinde yayımlanan “Mecmua Bayrak Demektir” başlıklı yazısında, “Mecmua, Ahmedin ve Mehmedin değil, bir maksadın ve iddianın mecmuası olduğu müddetçe yaşamaya hak kazanır; hayatına hürmet edilmeye değer” diyordu. Çağlar’ın bu haklı saptaması ışığında, biz de belli kişi ya da grupların değil, yola çıkarken ortaya koyduğumuz amaç ve iddianın peşinde olacağımızı bir kez daha yinelemekte yarar görüyoruz. Yayın dünyasında gerçek saygınlığın buna bağlı olduğuna yürekten inanıyoruz.
Bu sayımızın dosya konusu “Taşra”. Yabancılaşma, Göç ve Öteki olgularını irdelediğimiz ilk üç sayımızdan sonra, insanın sosyal/kültürel biçimlenmesinde etkin rol oynadığına inandığımız önemli bir sosyolojik boyutu yine tartışma alanına taşımak istedik. Sözcük anlamı “dışarı, dışarda” olan taşranın, ulaşımda ve iletişimde artık sınırların kalmadığı modern çağda neye karşılık geldiği sorusunun yanıtını aradık.
Yaz sayımızda “Ütopya / Distopya” dosyasıyla karşınızaçıkacağız. Thomas Moore’dan bu yana hep “başka bir dünya mümkün” diyen insanlığın, düşlerini ve hayal kırıklıklarını aynı anda ele almanın doğru bir tavır olduğunu düşünüyoruz.
Bu konuda düşüncelerinizi yansıtan yazılarınızı merakla bekliyoruz.
Dergimiz birinci yılını tamamlarken, dergimizin yayıncısı Zonguldak Kültür ve Eğitim Vakfı’nın da 25. kuruluş yılını kutluyoruz. Yirmi beş yıl önce bilim ve demokrasi düsturuyla yola çıkan vakfımız, çağdaş demokratik yaşamı benimseyen, laiklik, bilimsel düşünce, ulusal egemenlik gibi Cumhuriyetimizin temel ilkelerine sahip çıkan insanlar tarafından kurulmuştu; bu amaçlar doğrultusundaki çabamız bugün de aynı kararlılıkla sürüyor.
Yeni sayımızda buluşmak üzere…
edebiyathaber.net (20 Mayıs 2020)