Danimarkalı masalcı Hans Christian Andersen’in 1820’de kaleme aldığı tahmin edilen ilk masalı bulundu.
Tarihçi Esben Brage’ın, Odense’de Ulusal Arşiv’e kaldırılmış kutuları araştırırken bulduğu ‘Donyağından Mum’ adlı el yazması metin, 6 sayfa ve 700 kelimeden oluşan kısa bir masal.
Masalda, “iç güzelliği fark edilene ve tutuşturulana kadar ihmal edilen ve kirlenen saygıdeğer bir mumun hikâyesi” anlatılıyor.
Kitabın ithaf edildiği Bayan Bunkeflod’ın, Andersen’in çocukken ziyaret ettiği ve ödünç kitap aldığı bir kadın olduğu sanılıyor.
Hans Christian Andersen kimdir?
2 Nisan 1805’te bir ayakkabıcının tek oğlu olarak dünyaya geldi. 11 yaşındayken babasının ölmesi üzerine okulu bıraktı ve annesiyle birlikte temizlikçi ve çamaşırcı olarak çalışmaya başladı. 1819’da tiyatro oyuncusu olmak ümidiyle gittiği Kopenhag’da başarılı olmadı ve 1828’de Kopenhag Üniversitesi’ne girdi.
1829’da ilk önemli yapıtı sayılan “Holmen Kanalından Amager Adasının Doğu Ucuna Bir Yürüyüş”‘ü yayımladı. Almanya, Fransa, İtalya, Türkiye ve İngiltere’ye geziler yaptı ve yolculuklarından gezi kitaplarına birçok malzeme çıkardı.
Oyun yazarlığındaki başarısız girişimlerinden sonra köleliğin kötülüklerini anlattığı “Mulatten” (1840) ile dikkat çekti. “Doğaçlamacı” (Improvisatoren, 1835) ve “İki Barones” (De to Baronnesser, 1847) romanlarından en tanınmışlarıdır.
Asıl başarısını “Kibritçi Kız”, “Küçük Claus ve Büyük Claus” ve “Güzel Prenses ve Bezelye” gibi masalları içeren “Çocuk Masalları” (1835) kitabıyla yakaladı. Masallarının bazılarında iyiliğin ve güzelliğin zaferine olan iyimser bir inanç açığa vurulurken; bazıları da oldukça kötümser ve acıklıydı ve kendi yaşamından güçlü izler taşıyordu.
1872’ye kadar masal yazmayı sürdüren Andersen 4 Ağustos 1875’te Kopenhag’da hayata veda etti.
Kendine özgü masal anlatma yöntemiyle çocuk edebiyatına gerçek bir yenilik getirdi. Gündelik dilin deyimlerini ve kalıplarını kullandı. Masallarının çoğu Türkçeye de çevrildi.
Kaynak: The Guardian (14 Aralık 2012)