
Irmak Zileli, çağdaş Türk edebiyatının özgün ve cesur kalemlerinden biri olarak, edebiyat yolculuğuna her yeni kitabında farklı bir yön eklemeyi başarıyor. Son romanı “Şimdi Buradaydı”, bu yolculuğun hem biçimsel hem de tematik anlamda en dikkat çekici duraklarından biri. Psikolojik derinliği, parçalı kurgusu ve sembolik katmanlarıyla okurunu zihinsel bir yolculuğa çıkaran bu roman, bireysel travmalardan kolektif hafızaya uzanan güçlü bir hikâyeyi anlatıyor.
Romanın merkezinde bir psikiyatrist olan Birkan ile onun hastası Yankı’nın gerilimli ilişkisi yer alıyor. Birkan, seanslar sırasında giderek daha fazla ilgi duyduğu ve potansiyel olarak tehlikeli bulduğu Yankı’nın zihnine nüfuz etmeye çalışırken, aslında kendi geçmişiyle de yüzleşmeye başlar. İki karakterin çocukluklarına, ailelerine, bastırılmış duygularına ve travmalarına yapılan geri dönüşler, romanın omurgasını oluşturuyor. Özellikle anneleriyle yaşadıkları ilişkiler, karakterlerin bugünkü kişiliklerini anlamada anahtar rol üstleniyor. Roman boyunca terapist ile danışan arasındaki sınırlar silikleşirken, kimliğin sabit değil dönüşken bir yapı olduğunu hissettiren çok katmanlı bir anlatı kuruluyor.
Zileli, anlatısını zaman ve mekânla oynayarak da kurmuş. Roman, doğrusal olmayan bir zaman akışıyla ilerliyor; geçmişle şimdi arasında ani geçişler yaşanıyor. Bu geçişler, karakterlerin zihin yapısını yansıtmakla kalmıyor, okurun da metne aktif bir şekilde katılmasını sağlıyor. Bellek teması, bireysel ve toplumsal düzeyde eş zamanlı işleniyor. Birkan ve Yankı’nın bireysel geçmişleriyle hesaplaşmaları, arka planda Türkiye’nin siyasi tarihine, özellikle 1980 darbesine ve o dönemde kaybolan insanlara dair izlerle birleşiyor. Zileli, kişisel hikâyeler üzerinden toplumsal travmaları anımsatıyor ve böylece romanı yalnızca bireysel bir yüzleşme değil, aynı zamanda kolektif bir hafıza çalışması haline getiriyor.
Romanın ismi olan “Şimdi Buradaydı”, zamana dair derin bir ironi taşıyor. Zileli, anın geçiciliğine, hafızanın seçiciliğine ve geçmişin bugünü nasıl şekillendirdiğine dair sorular sorduruyor. “Şimdi”nin hemen ardından gelen yokluk hissi, hem bireysel kayıpların hem de toplumsal unutkanlığın metaforu gibi çalışıyor. Roman, bu anlamda hem kişisel hafızanın hem de toplumsal belleğin izini sürüyor. Birkan ve Yankı karakterleri, birbirlerinin aynasında kendi yitik parçalarını bulmaya çalışırken, okur da kendi anıları ve unutulmuşluklarıyla yüzleşmeye davet ediliyor.
Irmak Zileli’nin önceki romanlarıyla karşılaştırıldığında, “Şimdi Buradaydı” yazarın edebi yolculuğunun hem bir devamı hem de bir kırılması gibi okunabilir. “Gözlerini Kaçırma”da annelik, kadınlık ve yalnızlık temaları etrafında şekillenen hikâye, burada daha çok erkeklik, anneden bağımsızlaşma ve kimlik arayışı etrafında dolaşıyor. “Eşik”teki siyasi ve otobiyografik arka plan, bu romanda daha soyut ve imgesel bir biçimde varlık gösteriyor. Zileli, bireysel travmalarla siyasi tarih arasındaki bağı romanın satır aralarına ustalıkla yerleştirerek, okurunu yalnızca bir olay örgüsünü takip etmeye değil, çok daha derin bir düşünsel sürece dahil ediyor.
Dilin kullanımı açısından bakıldığında, roman hem sade hem de yoğun bir yapıya sahip. Zileli, karakterlerinin iç dünyalarını yansıtırken yalın ama etkileyici bir üslup kullanmış. Psikolojik çözümlemeler yer yer teknik terimlerle zenginleşse de, anlatı hiçbir zaman akademik bir ağırlık taşımıyor. Aksine, herkesin anlayabileceği bir açıklıkla, insan ruhunun karmaşıklığını, bastırılmış duyguların davranışlara nasıl yansıdığını ve yalnızlık hissinin farklı biçimlerini gözler önüne seriyor. Özellikle terapi seansları boyunca ilerleyen diyaloglar, hem karakterlerin katmanlarını açığa çıkarıyor hem de metne sinematografik bir dinamizm katıyor.
“Şimdi Buradaydı”, psikolojik gerilimi yüksek, anlatı kurgusu açısından deneysel, tematik olarak ise oldukça yoğun bir roman. Zileli, bu kitapta edebiyatın bireyi ve toplumu anlama gücünü bir kez daha ortaya koyuyor. Romanın sonunda gelen sürpriz gelişme ise tüm anlatının seyrini değiştirerek, okuru geriye dönüp ipuçlarını yeniden düşünmeye zorluyor. Bu haliyle kitap, sadece okunup geçilecek bir hikâye değil; tekrar tekrar dönüp bakılacak, her seferinde yeni bir ayrıntı keşfedilecek bir edebi yapı sunuyor.
Irmak Zileli’nin “Şimdi Buradaydı” adlı romanı, çağdaş edebiyatımızda hafıza, kimlik, yüzleşme ve yalnızlık temalarını derinlemesine işleyen, kurgu ve biçim açısından cesur ve etkileyici bir eser. Bireysel terapötik süreç ile toplumsal yüzleşmeyi iç içe geçirerek hem karakterlerinin hem de okurunun iç dünyasına ayna tutuyor. Zileli’nin edebi kariyerinde önemli bir yer edinecek bu roman, aynı zamanda Türk edebiyatında psikolojik derinliği olan romanlar arasında özel bir yere sahip olmayı fazlasıyla hak ediyor.
edebiyathaber.net (5 Nisan 2025)