Anne oğul ilişkisinden çok edebiyat arkadaşlığı | Metin Celâl

Ocak 29, 2025

Anne oğul ilişkisinden çok edebiyat arkadaşlığı | Metin Celâl

“Fransızca öğretmeni Orhan Gürsel ile Matematik öğretmeni Leyla Gürsel’in ikinci çocuğu olarak Gaziantep’te doğmuştur” diye başlıyor Nedim Gürsel’in biyografisi. Biyografilerin kısa olması gerekliliğinden herhalde Leyla Gürsel’in aynı zamanda önemli bir çevirmen de olduğu belirtilmemiş sanırım. Matematik öğretmeni olarak işini sevdiği anlaşılıyor. D. Leib’in “Geometri, mekanik, fizik ve fiziko-kimya’ya uygulanan diferansiyel ve integral hesap üzerine metodlu alıştırmalar “ kitabını  Şükûfe Yamantürk’le birlikte çevirmesinden öğretmenlikle çevirmenliği buluşturduğunu da düşünebiliriz. 1967’de bu kitap yayınlandığında edebiyat eserlerinde Leyla Gürsel’in adını görmek mümkündü. 1966’da Henri Troyat’nın Dostoyevski biyografisi, 1967’de Asturias’dan “Kasırga” çevirileri yayınlanmış. Matematik öğretmenliğinin yanı sıra çevirmenliği de sürdürdüğü anlaşılıyor. Birçok önemli ve klasik eseri Türkçeye kazandırmış. Kocası Fransızca öğretmeni ve çevirmen Orhan Gürsel’i genç yaşta kaybetmiş. Asturias’dan Guetemala’da Hafta Tatili, Troyat’dan Yaslı Kar, Yalancı Işık gibi çevirileri var Orhan Gürsel’in. Karı koca aynı yazarlara ilgi duyduklarını düşünebiliriz. Entelektüel bir aile. Edebiyat çevrelerinde de tanınıyorlar.  

İki oğulları var; Seyfettin ve Nedim. Nedim edebiyata meraklı, 15 yaşındayken ilk yazısı “Şolohov’un hikayeleri” Vedat Günyol’un Yeni Ufuklar dergisinde yayınlanmış. ilk öyküsü “Yolculuk”, on altı yaşındayken yine Yeni Ufuklar’da yayınlanmış. Nedim Gürsel, Fransız edebiyatına olan tutkusunda babası Orhan Gürsel’in etkilendiğini söyler. Küçük yaşlardan itibaren çeviri denemeleri yaptığını da belirtir. Paris sevgisinde de babasının etkisi olduğunu söyler. Ama baba sevgisini pek yaşayamaz. On bir yaşındayken bir trafik kazasında babasını kaybetmiştir.

Kaza sonrasında annesi ve teyzesiyle birlikte İstanbul’a taşınmışlar. İstanbul’da Galatasaray Lisesi’ne girerek ortaokul ve liseyi bu okulda yatılı okumuş. Liseyi bitirdiğinde Fransız hükümetinin verdiği bursu reddedip Paris’e gitmezse de ertesi yıl, bir yazısından dolayı hakkında açılan davanın da etkisiyle herhalde Fransa’ya okumaya gider. Biyografilerinde “1971 sonbaharından itibaren Paris hayatı başlamıştır, ” yazsa da Paris’in öncesi de varmış. Sorbonne Üniversitesi’nden önce Poitiers’de bir yıl okumuş. Paris’e 342 km. uzaklıktaki Poitiers önemli bir üniversite kenti. Üniversitesi de 1431’de kurulmuş. 19 Ekim 1971’de “Ben Poitiers’den çok memnun değilim” diye yazar annesine. Çok mektup yazmış annesine. İlk mektubu 27 Mart 1960’da, dokuz yaşındayken yazmış. Son mektubunun tarihi 13 Nisan 1988. Bu mektuplar “Kavuşmak Hayal Oldu” adıyla 507 sayfalık bir kitap oldu.

Nedim Gürsel’le annesinin çok sıkı, dostane bir ilişkisi olduğu anlaşılıyor. Sürekli yazışmışlar ve annesi ona yazmaya meraklı ve yardımsever bir arkadaş olarak büyük destek vermiş. Mektuplardan Leyla Gürsel’in çevirmenlik işi nedeniyle edebiyat çevreleri ile yakın ilişkisi olduğunu anlıyoruz. Nedim Gürsel’in çalışmalarını dergilere götürüyor, onları yayınını takip ediyor. Kitabının yayınlanması için destek veriyor. Diğer yandan oğlunun kitap ve dergi ihtiyaçlarını da karşılıyor. Nedim Gürsel mektuplarda sürekli ve çok sayıda dergi ve kitap talebinde bulunuyor. Yazdıklarından, yazmak istediklerinden söz ediyor. Tabii gündelik hayat, yeni tanışıklıklar, okul hayatı da mektupların konusu. Tek söz etmediği aşklar. Bir oğulun annesine aşklarından söz etmemesini garipsemiyorum ama her şeyi anlatma ihtiyacındaki oğulun aşklardan söz etmemeyi nasıl becerdiğini merak ediyorum. Neyse ki evleneceğini bildirmiş ve annesiyle teyzesini nikahına çağırmış.

Tabii bu mektupların bir önemi de büyük bir yazarın yetişmesini, yazarlık serüveninin geçirdiği evreleri, çektiği sancıları, yazdıklarını ve yazmak isteyip yazamadıklarını, başarılarını, hüsranlarını kendi ağzından öğrenmek olsa gerek. Ayrıntılı bir Nedim Gürsel kronolojisi oluşturuyor kitap. Bir biyografi çalışması için önemli bir kaynak olacaktır.

Anne oğul ilişkisinden çok edebiyat arkadaşlığı dedik. Bunun bir boyutu da Nedim Gürsel’in annesinin çeviri faaliyeti hakkında yönlendirici görüşleri. Annesinin hangi kitabı çevirmesi hakkında görüş bildiriyor. Örneğin Marguerite Duras’ı tanıtıyor ve hangi kitaptan çevirmeye başlaması gerektiğini söylüyor ve ortaya bugün de lezzetle okuduğumuz “Tarquinia’nın Küçük Atları” çevirisi çıkıyor. Önermekle kalmıyor eleştiriyor, “ben gelince çevirine birlikte bakarız” ve “çok fazla onlar kullanmışsın” diye yazarak herhalde annesini sinir ettiğini fark etmiyor. Tabii bu benim tahminim annesinin cevaplarını bilmiyoruz.    

Bu mektuplaşmaya Türkiye’de yaşanan siyasal gelişmeler de yansıyor kaçınılmaz olarak. Çünkü Nedim Gürsel siyasi tavrı olan bir yazar. Kendini Marksist olarak tanımlamış. Halkın Dostları dergisine yazdığı bir yazıdan yargılanıyor. Daha sonra da yayınlanan kitaplarından da yargılanacaktır. Kuşkusuz annesi bu davalardan, oğlunun Türkiye’deki arkadaşlarının başlarına gelenlerden, gözaltılardan, tutuklamalardan tedirgindir. Zaten bu gelişmeler Nedim Gürsel’in tatil için Türkiye’ye gelmesini sürekli ertelemesine neden oluyor. Peki tedirgin anneye laftan anlamaz oğlu ne cevap veriyor; “daha bu bir şey değil senin deli oğlanın başına daha neler gelecek.” Deli oğlanın başına daha neler geldiğinin öykülerini de sonraki mektuplarda okuyoruz.

Nedim Gürsel’in kitabın sonuna aldığı, annesinin hastalığı ve ölümü sırasında tuttuğu günlükler mektuplara ayrı bir değer katmış. Olsa iyi olurdu diyeceğim en önemli eksik annesi Leyla Gürsel’in ayrıntılı biyografisi. Bazı yerlere de sözü edilen olayları ve kişileri açıklayıcı notlar koysaymış iyi olurmuş. Örneğin yazısı için açılan davanın ayrıntıları bilmek birçok cümleyi daha berraklaştıracaktı. Kitaplarda fazla dipnotu sevmem ama bu kitapta yazarın ve editörün dipnotlar konusunda daha çömert olmaları iyi olurdu.

Nedim Gürsel kitapla ilgili yaptığı bir söyleşide “Umarım hiç olmazsa annesini sevenler alıp okur” demiş ama “Kavuşmak Hayal Oldu Anneme Mektuplar”ı annesini sevenlerin yanında Nedim Gürsel’in yaşamını yakından öğrenmek isteyenlerin ve daha da önemlisi genç yazar adaylarının okumasını öneriyorum. Nedim Gürsel okurları yazarın eserlerinin oluşma evrelerine şahit olacaklar ve yazar adayları ise yazarlığın zorluklarını ve güzelliklerini somut örneklerle öğrenecekler bu mektuplardan.  

  • “Kavuşmak Hayal Oldu Anneme Mektuplar”, Nedim Gürsel, Doğan Kitap, Ocak 2025

edebiyathaber.net (29 Ocak 2025)

Yorum yapın