Beth Lewis’in “Kurt Yolu” adlı romanı İthaki Yayınları etiketiyle yayımlandı.
Tanıtım bülteninden
Yedi yaşındaki Elka’nın “Kurt Yolu” yolculuğu
Ya siz kendi haritanızı yapmaya hazır mısınız?
İngiliz yazar Beth Lewis’in 2016’da yazmış olduğu “Kurt Yolu” nihayet kitap raflarındaki yerini aldı. İthaki Yayınları’ndan çıkan 432 sayfalık roman, ormanların bataklığa, şehirlerin harabeye dönüşmesinden sonra dünyadan ne kaldıysa fakat bu kalan dünyaya da pek güvenmeyen ve hayatını ormanda sürdüren yedi yaşındaki Elka’yı odağına alıyor…
Aynı zamanda Unbound Publishing’in Yayın Yönetmeni olan Lewis’in ilk kitabı “Kurt Yolu”, Kuzeybatı Pasifik’in vahşi doğasında geçen gerilimi anlatmasının yanında apokaliptik kurgu sevenlerin de dikkatini çekecek türden. “Karanlık Ada”nın yazarı Kanadalı Nick Cutter’in “Daha ilk sayfasından beni içine çeken, dikkate değer bir ilk roman. Bana Cormac McCarthy’nin “Yol”undaki yabani dünyayı hatırlatıyor” dediği; “Kül Dağı’ndaki Kütüphane”nin yazarı Scott Hawkins’in ise “Baş döndürücü… Keyif veren bir üslup ve unutulmaz karakterle bezenmiş dâhiyane bir gerilim hikâyesi” olarak tanımladığı roman, yedi yaşında Elka’nın, “Kafamdaki Hayaletler”in yazarı Paul Tremblay’ın yorumunda da söylediği gibi “kıyamet sonrası dünyaya” yolculuğunu anlatıyor…
Kitabın arka kapağından…
Başımıza ne geldiğini bilmiyorum. Bildiğim tek şey, bir gün bütün haritaların işe yaramaz hale geldiği ve kendi haritamızı yapmak zorunda kaldığımız.
Fırtına bulutu gelip onu aldığında Elka yedi yaşında bir kızdı. Büyük Aptallık ve Çöküş’ün ardından, ormanların bataklığa, şehirlerin harabeye dönüşmesinden sonra dünyadan ne kaldıysa o vardı elinde. Bu dünyaya pek güvenmiyor, hayatını ormanda sürdürüyordu; yolları, kasabaları, insanları sevmiyordu. Kısa hayatı boyunca ormanın ve kendinin kurallarıyla yaşamıştı ki bunların ilki, başka bir insanın yoluna güvenmemekti. Ormanda yalan yoktu, orman yalan söylemeyi bilmezdi. Hayal kırıklığı yoktu, kötülük yoktu; ormanda insanların yanlarında götürdükleri hariç her şey olduğu gibiydi.
Elka önce avlanmayı öğrendi, kurtlardan ve ayılardan kaçmayı; sonra da etrafında kötü bir şeyler döndüğünün farkına vardı. Artık bu ormanda kalamayacağını anlayıp anne ve babasını bulma umuduyla kuzeye gitmeye karar verdi. Bir planı vardı ve bunu sonuna kadar uygulayacaktı. Kurtlar ve ayılar yenildiklerinde pes etmezdi. Vahşi yaşam, kaslarında ve kemiklerinde güç kalmayana kadar yaşamaya devam ederdi; vahşi yaşam pes etmezdi, Elka da etmeyecekti.
edebiyathaber.net (9 Nisan 2020)