Çocuklara yönelik yazılmış olan kitaplarda İtalyan yazarların yazdıklarına farklı bir önem verdiğimi yazılarımı takip edenler bilirler. Ayrı bir haz alıyorum o kitapları okurken. Demem o ki İtalyan çocuk edebiyatının çok başka bir yeri vardır gönlümde. İşte o farklı yeri olan yazarlardan biri de Guido Sgardoli’dir.
Sgardoli’nin diploması veterinerlik fakültesindendir. O, hayvanlara duyduğu sevgiyi, sözcüklere ve onların oluşturdukları biçimlere olan tutkusuyla bütünleştirmiştir. Bunun göstergesi de Yapı Kredi Yayınları etiketiyle bizimle buluşan “Böcekler İçin İlkyardım Merkezi” ve “Doğabilimci Profesörün Heyecanlı Yolculuğu” adlı kitaplardır. Bu kitaplar üzerine daha önce burada yazmıştım fakat yine kısaca anımsayalım isterim. “Böcekler İçin İlkyardım Merkezi”nde, Veteriner Dario Pistolazzi hayvanların takıntılı sahipleri yüzünden işinden çok bunalır. On yaşındaki kızı Camilla’nın ise babası için hiç beklenmedik yeni hastaları vardır. Türlü böcekler, fareler, örümcekler, akrepler… Camilla gelecekte böcekbilimci olmak istemektedir çünkü. Herkes bu böceklerden tiksinse de Camilla onları sever ve korur. Bu sevginin sonucunda ortaya çıkan hikâyeyi okumuştuk bu kitapta. “Doğabilimci Profesörün Heyecanlı Yolculuğu”ndaysa Camilla yine bizimle birlikte. Hayranı olduğu Profesör Lucillo Visberghi Gölgelitepe’nin hayat hikâyesini öğrenir Camilla. Profesörün yol arkadaşı Cesco, bir zamanlar sadece meraklı bir çocuk olan Lucillo’nun nasıl dünya çapında üne kavuştuğunu, onun başından geçen heyecan dolu, olağanüstü maceralarını anlatır. Ancak Lucillo’nun işleri her zaman yolunda gitmez. Kötü kalpli birinin Lucillo’ya yaptıklarını okumuştuk bu kitapta da.
Sgardoli ile geçmiş yıllardaki tanışıklığımızı anımsadıktan sonra gelelim bugünlerde bizi selamladığı kitaplara. Yine Yapı Kredi (YKY) etiketi ve yine Yelda Gürlek çevirisiyle… “Aslan Asker Kaspar” yeryüzünün barışa en çok gereksinim duyduğu bir dönemde buluştu bizimle.
“Aslan Asker Kaspar” az oyunculu, dar bütçeli fakat kaliteli filmlerin tadını hissettirdi bana. Savaş sırasında dağa nöbete gönderilen ve orada unutulan bir askerin ihtiyar bir köylü, bir inek ve bir fareyle dostluğunu okuyoruz kitapta. Sgardoli burada, 1812-1833 yılları arasında Almanya’da toplumdan yalıtılmış bir şekilde yaşayan; öldürülmesinden sonra hakkında pek çok kitap, yazı yazılmış, filmler çekilmiş, tiyatro oyunları yazılmış Kaspar Hauser’e gönderme yapmış. Bunu da editörün notundan öğreniyoruz. Kaspar elindeki kâğıttan ‘cesur askerin görevleri’ni okumuş, kâğıdı katlayıp cebine koymuş ve getirilip yıllarca unutulacağı dağdaki nöbetine başlamıştır. O kadar sorgulamaz ve merak etmez ki nöbet tuttuğu kulübedeki tahta sandıkların içinde neler olduğunu bile öğrenme girişiminde bulunmaz. Ağır ağır ilerler konu. Öyle ya dağın başındaki bir askerin, bir ihtiyarın, bir ineğin ve bir farenin neye acelesi olabilir ki? Final sahnesi ise barışseverlerin ayağa kalkıp saygı duruşuna geçeceği şekilde… Bir film sahnesi gibi canlanıyor gözümün önünde. “Şiirsel bir roman… Her şeyden öte, barışa bir ağıt” şiarıyla sunulan Aslan Asker Kaspar çocukların mutlaka okuması gereken bir kitap. Kaspar’ın onların dostluğuna gereksinimi var!
Bir başka Sgardoli kitabı ise “Dünyanın En Acayip Hayvanı”. Bu kitapta Veteriner Sgardoli geri dönüyor aramıza. O çok sevdiği hayvanları ile birlikte. Yalnız bu kitapta diğerlerinden farklı olarak “Dünyanın en acayip hayvanı” var. Kısaca değinmemiz gerekirse: “Kent meydanına sarı mavi çizgili koca bir çadır kurulmuştur. Şehrin sakinleri arasında merak uyandıran bu çadırda sergilenense dünyanın en acayip hayvanıdır. Şehirde yaşayan hemen herkes heyecanla sırada beklemektedir. Yalnızca Miriam sıraya girememiştir. Çünkü Miriam’ın bu gösteriye yetecek kadar parası yoktur. Ama kafaya koymuştur ve herkesin gördüğü dünyanın en şaşırtıcı, tuhaf hayvanını görecektir. Peki, nedir bu hayvanın özelliği de çadırdan çıkan herkes şaşırarak çıkar? Niçin bu hayvanı anlata anlata bitiremezler? Gelin onu da kitaptan okuyun. Gizemi ve heyecanı burada öldürmeyelim. Hayal tüccarı bir adamın çadırında neler olduğunu merak ettiyseniz haydi buyurun. “Dünyanın En Acayip Hayvanı” burada.
Bu kitabı dilimize çeviren Filiz Özdem. Resimleyense Roberto Lauciello.
Sgardoli’nin adına yakışan iki kitap… Ama son söz olarak derim ki; “Yaşasın yerli çocuk edebiyatımız!”
Mehmet Özçataloğlu – edebiyathaber.net (30 Mayıs 2016)