Hazırlayan: Mehmet Özçataloğlu
1. Neden çocuklar için yazıyorsunuz?
İtiraf etmeliyim ki çocuklar için yazmaya başlamam bilinçli bir tercih ya da belirlediğim bir hedef değildi. Dört yıl önce çocukluk hayalimi gerçekleştirmek üzere kurumsal dünyadaki işimden ayrıldım. Hayalim yalnızca yazmaktı. Yıllar boyu bu düşün peşinden gitmediğim için kendime ve hayata karşı büyük bir kırgınlığım ve kalp kırıklığım vardı. Bilgisayarın başına geçtiğimde, “bu kez yalnızca yapmak istediğim şeyi yapacağıma” dair kendime söz verdim. Sözcükler kendiliğinden döküldü ve ortaya bir çocuk romanı çıktı. Çok şaşırdığımı söyleyebilirim…
Çocuklar için yazmamın iki nedeni var: Çocukken (ve sonraki yıllarda) ifade edemediğim her şey bugün yazdıklarımla kalbimden ve ruhumdan dışarıya dökülüyor… Bir de, çocukların bugünün dünyasında unutulmuş olan çok önemli bir şeyi fark etmelerini istiyorum. İçimizde sınırsız bir güç var ve hiçbir şey olanaksız değil. Gücümüzü dış dünyanın koşullarına; başkalarının bizimle ilgili yorum ve fikirlerine teslim etmezsek hiçbir şey karşımızda duramaz. Düşlediğimiz yaşama ulaşmak için kendimizi sevmek, kendimize inanmak dışında hiç bir şeye ihtiyacımız yok. Maalesef bu “gerçeğin” tam aksini söyleyen onca tohum ekiliyor benliğimize yaşam boyu… Mutsuz, umutsuz, hayalsiz, yorgun yetişkinlere dönüşüyoruz. Ben de, sandığımızdan çok daha bilge olan bu benliklere bambaşka tohumlar ekmeye karar verdim. “Gerçek” olanın yanılsamalardan daha güçlü olduğunu, her tohumun günü geldiğinde yerini bulacağını tüm kalbimle biliyorum. Bugün umutsuzluk kültürüyle, ayrımcılıkla, hoşgörüsüzlükle bireyleri aşağı çeken gerçekliğin karşısında hıza yükselen, insanlığa fayda sağlayan, birlikten ve hoşgörüden yana olan bir bilinç daha var. Ben bu bilinci beslemek için değer yaratmaya karar verdim. Neye hizmet ettiğimi bilinçli olarak seçtim diyebilirim.
2. Okuduğunuz ilk çocuk kitabı hangisiydi? Sizde ne gibi izler bıraktı?
Öyle çok okurdum ki bu sorunun doğru yanıtını anımsamam olanaksız… Fakat hafızamda çok belirgin olan iki kitap var, onlardan biri olmalı… Gizli Ada, Enid Blyton; Pal Sokağı Çocukları, Ferenc Molnar… Gizli Ada’nın bende bıraktığı iz “özgürlük duygusu” olmalı… Yetişkinlerin tasarladığı dünyanın dışında başka dünyalar olduğunu okuyana hissettiren, ilham verici bir kaçış öyküsü. Yaşamlarımızın gerçek tasarımcısı kazandığımız para ya da altına imza attığımız işler değil; yalnızca “ilham” bence… Pal Sokağı Çocukları’nı okuduğumda öyküyle bağ kurduğumu ve çok ağladığımı anımsıyorum. Artık ebeveynler benzer etki yaratan öykülere sıcak bakmıyor ama bugün hayatta her şeyden çok “duygu”ya ihtiyacımız var. Dünyada açık bir kalpten daha harika bir şey yok bana sorarsanız…
3. Bu kitabı keşke ben yazsaydım dediğiniz bir kitap oldu mu?
Momo, Michael Ende:) Momo’ya daima karşı aynı hisleri besleyeceğim…
4. Çocuklara yönelik kitaplardan en son hangisini okudunuz? Kitapla ilgili düşüncelerinizi belirtebilir misiniz?
Sheri Fink adlı yazarın “The Little Rose” adlı kitabını okudum. Türkçe çevirisi mevcut değil sanırım… Bulunduğu yerdeki diğer bitkiler tarafından kıskanılan, yok sayılan, cesareti kırılan bir gülün kendini bulma öyküsü… Yalnızca farklı olduğu için dışlanan bir çiçeğin, ait olduğu toprağı bulduğunda kendi güzelliğini nasıl keşfettiğini anlatıyor. Basit ve gücünü basitliğinden alan bir öykü… Her yaştan okuyucuya ilham ve güç veriyor; başucu öykülerimden biri diyebilirim…
edebiyathaber.net (31 Ekim 2018)