Söyleşi: Mehmet Özçataloğlu
Cumhuriyetimizin 100.yılı kapsamında, çocuklar için Atatürk ve Cumhuriyet temalı onlarca kitap yazan Aydoğan Yavaşlı ile konuştuk.
Cumhuriyetimizin 100.yılı için “Benim Adım Cumhuriyet” adlı bir kitap yazdınız. Nasıl çıktı ortaya bu fikir?
Cumhuriyetimizin 50. yılında, yani 1973’te yazdığım bir kompozisyon nedeniyle okuldan atılmam için hakkımda dava açılmıştı. Kralcı ya da padişahçı olabileceğim iddia ediliyordu. Kim ediyordu? Edebiyat öğretmenim! Disiplin Kurulu önünde geceler boyu süren sorgu, sonra Cumhuriyet Savcısına ifade filan derken akılları sıra kınadılar beni. Neyse… 25 yıl sonra ise Ben Mustafa Kemal adlı kitabımla TV Kültür Bakanlığı Ödülünü aldım. Ben Mustafa Kemal, yakın zaman önce 40. basımını yaptı. Umarım beni geceler boyu sorguya çeken ‘öğretmenler’imin haberi olmuştur. Haa, gelelim Benim Adım Cumhuriyet’e: Afet İnan’ın Medeni Bilgiler adlı kitabındaki kavramlardan yola çıktım ve cumhuriyet, demokrasi, özgürlük, devrim, ulus ve Türkiye’yi konuşturdum. Bence özellikle ilkokul ve ortaokul öğrencileri kesinlikle okumalı.
Eşzamanlı olarak yayımlanan “Arkadaşım Atatürk” adlı bir kitap daha var. O da bu projeye dâhil diyebilir miyiz?
Arkadaşım Atatürk’ü iki yıl kadar önce yazmıştım. Viking Kitap’ta sizin gördüğünüz 2. basımı. Ona yakın gelecekte “Çocuklar İçin Nutuk”u da ekleyeceğiz. Böylece güzel bir üçlü set oluşmuş olacak.
Aydoğan Yavaşlı için Cumhuriyet ne demek, diye sorsam…
Benim için cumhuriyet demek, demokrasi ile tamamlanmış en ideal yönetim biçimi demektir. Ama en başta birey olmaktır, insan olmaktır!
Bu iki kitabın yanı sıra geçmişten bugüne Atatürk ve Cumhuriyet üzerine birçok kitabınızı görüyorum. Sizi buna yönelten nedir?
Haklısınız. Ben Mustafa Kemal’in yanı sıra Atatürk’le Yaşamak (Nova Kids Yayınları), Atatürk’ün Çevre Günlüğü, Atatürk’ün Yurttaşlık Bilgisi, Ben Hasan Tahsin, Ben Öğretmen Kubilay adlı kitaplarım da var. Ben, bu yurdu bize verenlere, yurt yapanlara minnet duyuyorum. Sevmenin, sevginin somut bir şey olduğuna inanıyorum. Atatürk’e ve onun kurduğu cumhuriyete inandığım için yazıyorum.
100. yıl etkisiyle birçok kitabı daha göreceğiz mutlaka. Fakat yakın geçmişte sipariş üzerine yazılan Atatürk kitaplarını da gördük. Bu konudaki fikirlerinizi merak ediyorum. Nasıl yorumluyorsunuz bu durumu?
Sipariş üzerine yazdıklarına tanık olmadıkça bir şey söyleyemem. Zaten sipariş üzerine kime ve ne yazılırsa yazılsın, sırıtır. Ben Mustafa Kemal TV Kültür Bakanlığı Ödülünü aldı ama gerçek ödülü çocuk ve genç okurlarımdan aldı. Hemen hemen hiç reklamı olmamasına karşın 40 basım yaptı. Bunun farkına varıp o zamana değin Atatürk’ün adını ağızlarına bir kere bile almamış olan bazıları, apar topar Atatürk kitapları yazmaya koyuldular. Yazsınlar tabii. Yazmak bilete tâbi değil. Belki onların da Atatürkçü olmalarına yardımcı olur. Onlara “Pazar ola!” diyorum artık! Ben işime bakıyorum.
100. yılda Atatürk çocuklarına ne söylemek istersiniz?
Bence başlarını şu tabletlerden, cep telefonlarından filan kaldırıp dünyaya bakmayı öğrensinler. Dünyanın haline baktıkları zaman Atatürk’ün ve ilkelerinin ne kadar değerli ve önemli olduğunu göreceklerdir. Yakın ve uzak tarihi iyi bilsinler. Cumhuriyet değerlerine sıkı sıkıya sahip çıkıp Atatürk’ün aydınlık yolundan sapmasınlar. Çünkü sapanlar ortaçağın karanlığında boğuluyorlar. Emperyalizm onları parça parça edip yutuyor. Okusunlar. Okumayanlar düşünemezler. Düşünemedikleri zaman başkalarının kölesi olurlar. Bağımsızlık önemli, bağımsızlığa önem versinler. Ulusal değerlerimize sahip çıksınlar. Aklın ve bilimin yolundan gitsinler.
edebiyathaber.net (25 Ekim 2023)