Ayraç dergisinin 79. sayısı “Fahim Bey 75 Yaşında!” başlığıyla yayımlandı.
Tanıtım bülteninden
Fahim Bey 75 Yaşında!
“İlginç zamanlarda yaşayasın.” Bir Çin bedduası bu… Müthiş bir bilgi ve haber bombardımanı altındayız. Gazeteler, dergiler, televizyon kanalları kendi yarattıkları/çarpıttıkları gerçeğe, gerçeklik algısına ikna etmek için süzgece çevirdikleri zihnimize boşalttıkça boşaltıyorlar. Suyun bulanık olduğu zamanlar… Hayaller ve hakikatler birbirine karışıyor. Fahim Bey’in dediği gibi, “Yaşadığımız zamanlar tam manasıyla bulanık ve karışıktır.”
Abdülhak Şinasi Hisar’ın “Fahim Bey ve Biz” adlı romanı yetmiş beş yaşında! Kitap ilk kez 1941 yılında yayınlandı. Romanda Bursa’nın tanınmış kişilerinden birinin oğlu, Londra Elçiliğinde üçüncü kâtiplik yapmış hayalperest Fahim Bey’in hikâyesi, “başkalarının gözünden” anlatılmaktadır.
Batılı gibi görünen/Batılılaşamamış/Doğulu Fahim Bey’de hayaller ve gerçekler, geçmiş ve bugün, birey (Fahim Bey) ve toplum (Biz) karşı karşıya gelmekte, çatışmaktadır.
Selim İleri’ye göre, “Fahim Bey’in, çöken bir imparatorluk ortasındaki, bu tek kişilik “masal”ı, işin aslı aranırsa, kendi olmaktan büsbütün kopan bir toplumda hiçbir zaman ulaşılamayacak mutluluk arayışıdır.”
Hale Sert “Je Suis Fahim Bey” (Ben Fahim Bey’im) başlıklı yazısında, günümüzde artık unutulmuş, pek ilgi görmeyen bu romanı inceliyor ve soruyor: “Fahim Bey bir münzevi midir, hayâl âleminde yaşayan biri, insanları ve hayatı çok seven ya da aksine onlardan nefret eden biri midir? Biz de bir Fahim Bey miyiz?”
edebiyathaber.net (6 Mayıs 2016)
