Kemalettin Tuğcu, 1902 yılında İstanbul’un zarif sokaklarında dünyaya gelmiş ve hayatı boyunca çocukların kalplerine dokunan tam 439 kitap yazmış bir edebiyat duayenidir. Belki onun ismi kulağınıza hiç çalınmamış olabilir, fakat eserleriyle birçok nesile kitap sevgisi aşılamış, duygulara erişen hikayeleriyle okurlarını büyülemiştir. Tuğcu’nun çocukluğu ve gençliği, 1. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı’nın kasvetli yıllarına denk gelir. Babasının askerlik görevi nedeniyle Çanakkale Deniz Savaşı’na tanıklık eden on iki yaşındaki bu küçük çocuk, savaşın dehşeti ve ülkenin içler acısı haliyle yüzleşmek zorunda kalmıştır. Ancak tüm bu zorluklara rağmen, düşleri onun yaşama tutunmasını sağlamıştır. Zorluklarla dolu yaşamında, bedensel engeliyle (iki ayağı aksıyordu) mücadele ederken bile yazmaktan hiç vazgeçmemiştir.
Tuğcu’nun en etkileyici eserlerinden biri olan “Bir Çırağın Öyküsü”, küçük yaşta büyük sorumluluklar üstlenmek zorunda kalan Mehmet adlı bir çocuğun yürek burkan hikayesini anlatır. Mehmet’in babası, aileyi geçindirmekte zorlandığı için Mehmet, okuldan ayrılmak zorunda kalır ve bir kunduracı dükkânında çırak olarak çalışmaya başlar. Kunduracı ustası, Mehmet’in hayatında bir baba figürü olur ve ona sadece mesleğin inceliklerini değil, aynı zamanda yaşamın değerli derslerini de öğretir. Mehmet, ustasından dürüstlüğün ve çalışkanlığın ne kadar önemli olduğunu öğrenir ve bu değerler onun karakterinin temelini oluşturur.
Mehmet, hayatın zorluklarıyla mücadele ederken düşlerine sığınır. Küçük yaşına rağmen büyük sorumluluklar taşıyan bu çocuk, hayalleriyle yaşama tutunur ve bu hayaller, onun hayatta kalma ve başarıya ulaşma arzusunu canlı tutar. Mehmet’in düşleri, onun kaderini belirleyen anahtar olur ve onu sürekli olarak ileriye taşır. Mehmet’in yaşadığı deneyimler, okurlara emek, dürüstlük ve azimle başarının mümkün olduğunu gösterir ve dönemin sosyal gerçekliğine ışık tutarken, evrensel insanlık değerlerine de vurgu yapar.
Kısacası “Bir Çırağın Öyküsü”, Kemalettin Tuğcu’nun duygu dolu ve öğretici anlatım tarzını yansıtan, toplumun alt kesimlerinin yaşam mücadelesini ve insanlık değerlerini işleyen klasik bir eserdir. Mehmet’in hayatı, onun içsel gücü ve çevresindeki insanların desteği ile nasıl şekillendiğini gösterir ve okurlara hayatın zorluklarına karşı nasıl dirençli olunabileceğini gösterir bir bakıma. Bu yönüyle de, Kemalettin Tuğcu’nun kitapları, geçmişten günümüze uzanan bir sesleniş niteliğinde. Bu eser, yalnızca bir çocuğun öyküsü değil, aynı zamanda insanlığın ve insani değerlerin bir yansımasıdır. Tuğcu’nun kalemi, her sayfada duyguların en derinine dokunur ve okurlarına umut aşılar.
Can Çocuk etiketiyle ve modernize edilmiş basımıyla raflarımızda yer edecek Tuğcu kitaplarından “Bir Çırağın Öyküsü” Namika Tuğcu’nun danışmanlığı ve Mustafa Delioğlu’nun çizimleriyle okuyucularına ulaşıyor. Bugünün çocukları, bu kitap sayesinde, duyarlılık, çalışkanlık ve azmin önemini kavrarken, aile bağlarının ve dürüstlüğün değerini anlama şansı bulacaktır şüphesiz. Çünkü Mehmet’in hikayesi, onlara hayal kurmanın ve umudun gücünü gösterecek bir resim çizecek.
Birçok yönüyle “Bir Çırağın Öyküsü”, yalnızca bir çocuğun öyküsü değil, aynı zamanda insanlığın ve insani değerlerin bir yansımasıdır. Bu nedenle, Kemalettin Tuğcu’nun eserleri, yeni nesillerin de ilgisini çekmeye ve onları etkilemeye devam edecektir.