B. Traven’in Ölüm Gemisi ve Köprü adlı romanları Sel Yayınları tarafından Adalet Cimcöz ve Esat Nermi Erendor çevirisiyle yayımlandı.
Ölüm Gemisi Tanıtım bülteninden:
Eserleri 40’tan fazla dile çevrilmiş ve bütün dünyada milyonlarca okura ulaşmış B. Traven efsanesi Ölüm Gemisi‘yle geri dönüyor!
Pasaportunu kaybeden ve Amerikalı olduğunu kimseye kanıtlayamayan bir denizci, bir ülkeden diğerine sürülür. Ta ki tayfasını toplumun “en altındakilerden”, hatta idam sehpasında son nefesini vermek üzere olanlardan toplayan bir ölüm gemisinde iş bulana dek.
Okyanusun dalgalarında sürüklenen gemi, namıdiğer Yorikke, belirsiz bir rotayı takip ederken birer gölgeye, yaşadıklarından bile şüphe edilen varlıklara dönüşen tayfası, sığınmak zorunda kaldıkları bu demirden hapishanenin kendilerine bir de mezar olmaması için direnir. Umut, karada unutulmuş bir hayalet gibi dolaşır kamaraların arasında.
Ölüm Gemisi, Dante ve Balzac’ın komedyalarına bir yanıt olarak yeni bir insanlık durumu ortaya koyuyor: Bürokrasinin imal ettiği kimliksiz, pasaportsuz “hiçkimseler”, yalnızca kapitalist sistemin öğütücü makinesinde işe yaramaktadırlar, ama birer insan değil, o makinenin motorunun yakıtı, kömürü, ateşi olarak.
Yaşamı sırlarla dolu B. Traven’in hikâyesiyle paralellikler taşıyan, kendisi de göçmenlik ve kimliksizlikle ilgili benzer koşullar altındayken hapishanede yazmaya başladığı Ölüm Gemisi, Adalet Cimcoz’un yetkin çevirisiyle yeniden Türkçede…
Köprü tanıtım metni:
Eserleri 40’tan fazla dile çevrilmiş ve milyonlarca okura ulaşmış efsanevi yazar B. Traven’den, insanoğlunun direngenliğine ve dünyanın bütün annelerine adanmış bir armağan: Köprü…
Dünyalarını bir nehir ayırır: onurlarına leke sürmemeye çalışanlarla sömürü düzenine ortak olanların dünyasını. Modern teknolojiyle ilkel yaşamı, kadim inançlarla Hıristiyan dayatmalarını, beyaz yerleşimcilerle Meksika yerlilerini… Bu iki dünyayı birbirine bağlayan ise derme çatma bir köprüdür: Petrol avcılarının kamyonlarına hizmet eden ve nihayetinde kaynakları kadar canlarını da alacak, Amerikan emperyalizminin elinden çıkma bir köprü…
Yerlilerin bu çelişkiyle hemhal hayatları trajik bir kazayla sarsılır. Meksikalı anneyi acıyla kıvrandıran bu kaza kuşkusuz bir tesadüf değil, “uygarlığın” yol açtığı bir felakettir. B. Traven bir kovboy çizmesi etrafında yarattığı metaforla, ilkel olanın “uygar” tarafından ele geçirilmesini simgeler. Ancak ölüm bir son değildir, bu cengelin bağrında yeşeren, kutlamalara layık bir yaşam umududur aynı zamanda. Her zaman olduğu ve olacağı gibi…
edebiyathaber.net (18 Kasım 2024)