Hazırlayan: Mehmet Özçataloğlu
- Neden çocuklar için yazıyorsunuz?
Günlük hayatımızda durmadan rutinlerle boğuşuyoruz; sadece biz değil elbette, çocuklar da… Bu düzeni biraz sıkıcı bulduğum için bol bol geziyor, izliyor ve yazıyorum. Çocuklar için yazarken bu sıkıcı düzenin dışına çıkıyor ya da kendi dünyalarımı yaratıyorum. Çocukken kitap okurken çok heyecanlanır, hangi dünyanın kapısı benim için aralanacak diye merak ederdim; hâlâ da öyle… Şimdi yazdıklarımla çocukların heyecanlarına, meraklarına, sevinçlerine ortak oluyorum ve onları farklı dünyalarda ağırlıyorum. Çocuklar için yazmak çok keyifli. Fantastik olay örgüsüyle birlikte farklı kahramanlar yaratmayı, onları farklı maceralara sürüklemeyi tercih ediyorum. Ana konum ise doğa sevgisi; doğayı yok etmeden, onunla el ele vererek nasıl bir dünya düzeni kurabiliriz diye çocuklara düşündürmeyi seviyorum.
- Okuduğunuz ilk çocuk kitabı hangisiydi? Sizde ne gibi izler bıraktı?
İlkokul birinci sınıfta kendim okuma yazmayı öğrendiğimde okuduğum kitap Kınalı Yapıncak’tı. Filmle karışmasın. Sonra o kitabı çok aradım ama bulamadım. Duygusu hâlâ içimde, Kemalettin Tuğcu romanları kadar etkileyici bir draması vardı. Bir çocuğun hüzün dolu hayatına tanık olmak beni bir hayli etkilemişti o yaşta. Belki de fantastik yazmamın ve çocuklar için güzel dünyalar yaratma isteğimin kaynağı bu kitap olabilir.
- Bu kitabı keşke ben yazsaydım, dediğiniz bir kitap oldu mu?
Olmadı çünkü yazdıklarımdan çok memnunum. Herkes kendi dünya algısının etkisiyle yazıyor sonuçta. Sevdiğim çok kitap var ama ben yazsaydım dediğim olmadı.
- Çocuklara yönelik kitaplardan en son hangisini okudunuz? Kitapla ilgili düşüncelerinizi kısaca belirtebilir misiniz?
Can Yayınları’ndan çıkan Jacquas Goldstyn imzalı Canım Ağacım diye bir kitap var, onu okudum. Bol resimli, yazıları az ama duygusu mükemmel; severek çevirdim sayfalarını… Benim kitaplarımda uyandırdığım hislerin benzerlerini aldım kahramanın eylemlerinden. Dostluk kavramını açımlayan, dünyadaki her canlının dostumuz olabileceğini fısıldayan bir kitap; daha ne olsun!
edebiyathaber.net (8 Ocak 2020)
