Peşinden koştuklarımızı düşününce futbol topunun arkasından gitmek bana hep çok anlamlı geldi.
Ki ben kendi adıma futboldan hiçbir şey kazanmadım. Birkaç kez arkadaşlarla yemek yemişliğimiz var. Köyler arası turnuvalarda oynardık, gençtik, abilerimiz vardı, formalarımız dardı, her şey reklamsızdı.
Futboldan para kazanmadım ama çok şey öğrendim. Ama konumuz benim öğrendiklerim değil. Meselemiz futbol. Futbol ve futbolun getirdikleri. Futbol ve futbolun bize öğrettikleri. Ergin Keleş ve kariyerini, yaşadıklarını anlattığı hikayeleri.
Yetişkin olunca fark ettik ki çocukluğumuzda izlediğimiz futbolla ilgili Yeşilçam filmlerinin ana hikayesi ya da bize anlatılanlar oğru. Futbolda başarılı olmak zorunda olan ya da bu yolda çaba harcayan insanların ortak hikayesi, sosyo kültürel olarak zor bir mahalleden gelmeleri. Bu da tabi beraberinde istisnalar hariç okuma yazma, duygularını ifade etme ile ilgili bir sürü sorunu beraberinde getiriyor. Ama istisnalar hariç. Çünkü ne zaman bir araya gelsek, muhabbetlerimizi, hayatı fena halde futbola benzetenler, bunu düşünenler, futbolu yazanlar, futbolu yaşayanlar, yazarlar, yönetmenler dolduruyor. Bu listeye bence artık Ergin Keleş de giriyor. Belki de sırf bu yüzden hayat fena halde futbola benziyor. İnsan yaşı kaç olursa olsun hala ilgi duyduğu alanlardan on bir yapıyor. Belki de sırf bu yüzden Ergin Keleş’in kurmaca kahramanlarından İnce Memed forvet oynuyor.
Ve bence sadece hayat ile değil, futbol ile edebiyat da pekala birbirine benziyor. Haliyle bir sporcunun dille, duyguyla kurduğu bağ ve bu çerçevede anlattıkları da biz okurların ilgisini çekiyor.
Ergin Keleş’in “Nasıl Yıldız Olunmaz?” isimli kitabı İletişim Yayınları etiketiyle 2022 senesinde yayımlandı ve kısa sürede 4. baskıyı gördü. Ergin Keleş’in kariyerini kendi sıralamasına göre anlattığı bu kitap, onun, futbolculuk hayatının bütün inişli çıkışlı hallerini, kaba tabirle başına gelenleri, atışmalarını, restleşmelerini, kadro dışı kalmasını, hayallerini, yapabildiklerini ve yapamadıklarını anlatıyor. Ve bu anlatım yine Keleş’in daha önce onu çok sevdiğimiz “Cumhuriyet Bayramı” mesajında olduğu gibi düzgün cümlelerinden oluşuyor. Ama sadece bundan ibaret değil tabi kitabın bizde uyandırdığı hissiyat. Çünkü tutunmak eylemi hem tekil hem de çoğul olarak ilgi çekiyor. Neticede ekranlarda gördüğümüz Karadenizli bir futbolcu, olanca açıklığıyla “Nasıl Yıldız Olunmaz?” diye bir kitap yazıyor.
Ergin Keleş’i ben kendi adıma klasik ifadeyle tutunamayanlar kategorisine sokmam aksine kendini bu kadar güzel ifade ettiği için tutunanların ilk on birine yazarım. Üstelik onu hayalimde, 4-4-2 sisteminde eski usul taktikle, kafa topuna çıkarıp uzun saçlarıyla topa vurduktan sonra bariz bir Karadeniz gülümsemesine sahip olan yüzüyle klasik dokuz numara oynatırım. Ya da bunlara gerek yok der direkt kitabını okurum.
Öyle oldu.
Kitabı bitirdim ve bu yazıyı yazmak istedim.
Ergin Keleş’in Kendi hayatını böyle bir sırayla ve akıcılıkla anlatabilmesinde doğal olarak uzun zamandır ilgi duyduğu edebiyatın katkısı olmuştur. Ama takımdan ayrı düz koşuların da buna etki ettiğini düşünüyorum. Bence o da düşünmüş. Kendisi de söylüyor zaten.
Ergin Keleş’e “Takımdan ayrı düz koşu yapmak mı zor Bilinen bir sokakta kaybolmak mı ?” diye sormak isterdim. Bu vesileyle edebiyata, düzyazıya gelmek, taktiklerden, menajerlerden, kulüp başkanlarından bahsetmek de isterdim. Ya da bunları boş verip kitabı tavsiye edip ona bu aralar ne okuduğunu sorardım.
Şüphesiz, “Nasıl Yıldız Olunmaz?” merak edilecek bir kitap. Çünkü Ergin Keleş, takım olmayı, birey olmayı, aidiyeti, hayal kurmayı anlattığı kitabında, hayata ve futbol piyasasına dair çok anekdot ve çok fazla detaya yer veriyor. Haliyle bu detaylar da kitabın, herkesi bir yerinden yakalamasını sağlıyor. Herhangi bir spora ilgi duyan gençlerin bir şekilde yaşayacaklarından iz bulacağı bu kitabın okumasını önemli kılıyor. Çünkü “Nasıl Yıldız Olunmaz?” Çünkü “Nasıl” sorusu tek başına çok şey ifade ediyor.
İsmi önemli olmayan bir kulübün sahasında top oynayan, oynayacak olan, oynamış olan spor meraklısı gençlerin, çocukların, özellikle ülkemizdeki ilişkileri, takımları, sporcuların yaşadıklarını gördükleri bu yazılar, doğal olarak “Ergince” bir bakış açısıyla kaleme alınmış. Ve bu yazılar haliyle tavsiye şeklinde de yorumlanabilir ki bu benim ifadem. Ergin Keleş’in tavsiye vermek istediğini düşünmedim.
Ama Ergin Keleş’in bu kitabının genel planda ülke sporuna fayda sağlayacağını düşünüyorum.
Büyük bir emekle çıkılan bu kariyer yolculuğunda insanın başına gelecek her şeyin tüm şeffaflığıyla anlatılmasını, profesyonel bir futbolcunun bazen magazinsel ama genel hatlarıyla hayatını anlamamızı kendi adıma çok değerli ve anlamlı buluyorum.
Son olarak, Ergin Keleş’in bundan sonra, yedek kulübesinden, ceza sahasından tribünlere doğru dalgalı saçları ve biricik dövmesiyle cool bakış atmayacak olsa bile yeni metinlerle bir yerlerde okurla buluşmasını arzu ediyorum.
Bütün toplar İnce Memed’e lütfen, rica ediyorum.
edebiyathaber.net (27 Haziran 2023)