Türkiye’de kitap kapakları dendiğinde akla ilk gelen isimlerden biri Utku Lomlu. Kullandığı grafik dilin sadeliği, içerikle olan uyum, özgün fikirleri onu farklı kılan özelliklerden yalnızca birkaçı. Slayt gösterisinde Utku Lomlu’nun portfolyosunu görebilir ve sayfanın altındaki yazıda, tasarım süreci ile ilgili söylediklerini okuyabilirsiniz.
Everest Yayınları’nın tasarımcısı Utku Lomlu: “Bir yayınevinin kapak tasarımlarından sorumlu olmakla, herhangi bir markanın görsel kimliğini yönetmek arasında çok büyük bir fark yok bence” diyor. Bu da, üniform olmayan kapak anlayışının bir yansıması. “Bir kitabın kapağını tasarlarken onu yayınevinin görsel kimliğinden bağımsız düşünmüyorum. Fakat sorumluluk duygusu öncelikle yazara. Çünkü üreten, yaratan, bir emek sonucunda ortaya bir eser çıkartan yazar. Buna çok büyük saygı duyuyorum. Bu yüzden her ne kadar büyük bir zaman baskısı altında da olsam elimden geldiğince yazara ve yapıtına en uygun olanı yapmaya çalışıyorum,” diyen Lomlu ilk tasarladığı kitap kapağını hatırlamıyor.
Hem editör hem de yazarla kapak tasarımı için görüşüyor ve bu süreci şöyle anlatıyor: “Biri yapıtını içerden anlatır ve görür, diğeriyse dış gözdür. Bu yüzden her ikisini de dikkatlice dinlemek, her ikisinden ayrı ayrı brief almak gerekir. Sonrasında, oluşturduğum taslak çalışmalar arasından bir tanesini seçme sürecine de, her ikisini de aynı anda dahil etmeye çalışırım.” Kapak tasarımını yaptığı bütün kitapları okumak ise imkânsız. “Keşke hepsini okumak mümkün olsa, sonuç çok daha farklı olurdu. Anlatılanlar üzerinden bir şeyler yapmakla, eserle bire bir ilişki kurup oradan bir şey görüp, çıkartmak arasında çok fark var. Okuma fırsatı bulup, sonrasında kapağını tasarladığım kitaplar, benim açımdan daha tatmin edici ve arkasında durulur oluyor,” diyor Lomlu ve en sevdiği Türk kapak tasarımcıları arasında Bülent Erkmen, Mehmet Ulusel, Nazlı Ongan ve Hakkı Mısırlıoğlu’nu sayıyor.
Tek tip tasarımların daha çok kişisel gelişim, araştırma-inceleme türündeki kitaplar için uygun olduğunu belirten Lomlu, “Edebiyat yapıtı için konuşuyorsak ben kitabı tek bir kalıba sokmaktan yana değilim,” diyor. “Bana bu işin kolaycılığı gibi geliyor. Fabrikasyon bir üretim. Bir şablona resmi koy, olsun bitsin. Dili, duygusu, düşüncesi birbirinden tamamen farklı iki ayrı kitaba aynı elbiseyi biçmek, tektipleştirmek, bence yayınevinin yazara değil, kendine daha çok önem verdiğinin göstegesidir. Çünkü bu tip uygulamalarda genelde yayınevi öne çıkar, akılda kalır, yazar değil. Okuyucu özellikle bir yayınevinin çıkarttığı kitapları takip etmek isterse onu kitabın üzerinde üniforma olmadan da bulur.” Utku Lomlu, kapak tasarımlarını en beğendiği yabancı yayınevleri arasında Penguin, Bloomsbury ve Rowolth’u sayıyor.
Elçin Polat- edebiyathaber.net (29 Şubat 2012) | Kaynak: utkulomlu.com, sabah.com.tr