Deniz Yüce Başarır, storytel.tr sponsorluğunda hazırladığı podcast serisi “Ben Okurum”un yeni bölümünde yazar Şebnem İşigüzel’le birlikte edebiyat tarihinin en sansasyonel romanlarından birini, Vladimir Nabokov’un Lolita’sını ele alıyor.
Şebnem İşigüzel, “Dünyaya yazmak için, dünya dillerine doğmuş biri,” dediği Nabokov’un Lolita’yı yazmasını “Bu, ‘Edebiyat her şeyi konu edebilir, önemli olan sizin üslubunuzdur’ yaklaşımını sınamak için yaptığı bir güç gösterisi bence,” diye yorumluyor. Nabokov’un başlangıçta “Edebiyatta radikal ne var?” sorusunun cevabını vermek için yazdığını söyleyen İşigüzel “Hiçbir şey yok o Lolita’yı yazana kadar,” diye devam ediyor ve ekliyor: “Lolita’yı okumalısınız çünkü yazılmış en radikal metni okumadan ölmek istemezsiniz herhalde?”
Sohbetle bilgiyi buluşturan podcast serisi “Ben Okurum”un yeni bölümünde Deniz Yüce Başarır, yazar Şebnem İşigüzel’i konuk ediyor. Dünya edebiyatının en önemli ve en tartışmalı romanlarından biri olan Lolita hakkındaki sohbette, eseri yaratan Rus asıllı Amerikalı yazar Vladimir Nabokov’un hayatı, edebiyat anlayışı ve diğer eserleri de yer buluyor. Romanın sınırlarını aşan, bir popüler kültür ikonu haline gelen Lolita karakteri kadar, hatta belki de daha çok, sapkın tutkusuyla hatırlanan anlatıcı Humbert Humbert’ın da irdelendiği sohbete her zamanki gibi Başarır’ın sesinden, Nabokov’un edebi lezzeti çok yüksek cümleleri eşlik ediyor.
“Lolita, yansıtmalar dolu bir roman, aynalarla dolu…”
Frankenstein’ın korku edebiyatını kodladığı gibi Lolita’nın da hazzı, arzuyu, yasak olana ilgiyi kodladığını söyleyen Şebnem İşigüzel, Lolita’nın aynı zamanda yansıtmalarla, aynalarla dolu bir roman olduğunu söylüyor: “Nabokov epeyce zor bir hikâyeye, bambaşka bir açıdan yaklaşıyor kahramanın gözünden. Aslında Freud’dan hoşlanmıyor ama kendisi de kahramanının başında tıpkı Freud’un analizanlarının başında oturup dinlediği gibi onları dinliyor. Nasıl ki psikanalizde bir suçlama yöneltilmiyorsa, o da kahramanına asla bir suçlama yöneltmiyor. Ama bir yandan da bu satırları yazarken muhtemelen korkuyor da. Müthiş edebi oyunların altında da gizliyor bunu.”
“Nabokov ne yazsa okurum.”
“Sonradan İngilizce yazan, farklı dünya dillerinden gelen her yazar için ‘Nabokov gibi’ denen bir olgu var. Bu sözcük oyunlarını, böyle incelikli bir dille yaratmak da içine doğmadığın bir dille yaratmak da çok ilginç,” diyen İşigüzel, yazara duyduğu hayranlığı “Nabokov okumak müthiş bir şey. Ben Nabokov ne yazsa okurum. Öyle büyük bir kültür yarattı ki!” sözleriyle dile getiriyor.
“Lolita’da tüketim toplumunun da bir analizi var”
Şebnem İşigüzel romanla ilgili “Lolita, bir yandan da Amerika’nın hiç iyileşmeyen yaralarını, hiç düzeltilemeyen kusurlarını anlatıyor. Tüketim toplumunun da bir analizi var. Amerika’nın romanı denilmesi de boşuna değil,” yorumunu yapıyor ve ekliyor: “Ama bu açıdan artık bütün dünyanın romanı.”
Yayıncılık dünyasının deneyimli ismi Deniz Yüce Başarır, “Ben Okurum” adlı podcast serisinin her bölümünde farklı bir konukla birlikte farklı bir kitaba odaklanıyor. Kitaplar üzerine bir arkadaş sohbeti tadında ilerleyen ve aynı zamanda bilgilendiren podcast’te Başarır, kitabın ona hissettirdiklerini anlatırken yazarıyla ilgili anahtar niteliğinde bilgiler vermeyi de ihmal etmiyor. Storytel Türkiye’nin sponsorluğunda hazırlanan “Ben Okurum”un tüm bölümlerine Storytel, Spotify, Apple Podcasts, Podtail, CastBox ve Simplecast’ten ulaşılabilir.
edebiyathaber.net (24 Kasım 2022)