Bilgi Yayınevinin modern klasikler dizisi Stefan Zweig ile sürüyor

Temmuz 16, 2018

Bilgi Yayınevinin modern klasikler dizisi Stefan Zweig ile sürüyor

Stefan Zweig‘ın dört yapıtı Bilgi Yayınevi modern klasikler dizisinden yayımlandı.

Tanıtım bülteninden

Mecburiyet

Stefan Zweig’ın Mecburiyet adlı pasifist kısa anlatısı otobiyografik öğeler barındırıyor. Zweig askerlik görevini yerine getirmeyi reddedip 1918 yılında Avusturya’nın izniyle İsviçre’ye gitmiş, 9 Marttan itibaren bir yıl boyunca Zürih Gölü tepelerindeki Rüschlikon köyünde,  Hotel Belvoir’da yaşamıştı.

Genç ressam Ferdinand da Birinci Dünya Savaşı sırasında Zürih Gölü tepelerindeki bir köyde, içinde, kendine ait bir atölyenin de olduğu bir evde derin fakat yanıltıcı bir huzurla yaşamaktadır. Ancak savaş peşini bırakmaz, birliğe katılma emri onu sığındığı ülkede de bulur. Karısı Paula bu emre itaat etmek zorunda olmadığına, özgür bir ülkede yaşayan özgür bir insan olduğuna onu ikna etmeye çalışır. Ferdinand’ın Fransa’ya karşı bu savaşta bir piyon olmasını istememektedir.

Mürebbiye

Diktatörlükten kaçan yirminci yüzyıl aydınlarının sembolü olan Stefan Zweig, Mürebbiye adlı kısa romanında, yüksek tabakanın, kadınları cezalandıran, erkekleri koruyan tutucu ahlak anlayışını çarpıcı bir öyküyle önümüze seriyor.

On iki ve on üç yaşlarındaki iki kız çocuğunun istemeden tanık oldukları dram, algılayamadıkları ayrıntılar ve çok sevdikleri mürebbiyenin mutsuzluğu onları etkileyecek, aile büyüklerine karşı duygu ve davranışlarını değiştirecektir.

Amok Koşucusu

1912 yılının Mart ayında Napoli’deki limanda büyük bir okyanus gemisinden yük boşaltılırken tuhaf bir kaza gerçekleşir. Gazeteler bu kazaya kapsamlı şekilde yer verip fantastik biçimde süslü haberlerle duyururlar olayı. Ancak hiçbir şey göründüğü gibi değildir.

Evine gitmek üzere gemiye binen bir Avrupalı, herkesten saklanmak için yalnızca geceleri güverteye çıkan bir doktorla karşılaşır ve doktorla soylu bir İngiliz kadın arasındaki esrarengiz sırrın ortağı olur.

Amok Koşucusu, tutkunun esiri olan, pişmanlıklar içinde kıvranan ve vicdanını rahatlatabilmek için verdiği sözü tutmak üzere hayatını ortaya koyan bir adamın öyküsü.

Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat

Misafirlerden birinin ani yok oluşu, Riviera’daki küçük pansiyonda konaklayan diğer konukların telaşlanmasına neden olur. Kısa süre içerisinde, Madam Henriette’nin bir gün önce tanıştığı genç ve karizmatik bir Fransızla kaçtığı ortaya çıkar. İnanılır gibi değildir! Otel konuklarının yargılayıcı konuşmaları, kitabın başkahramanını Bayan Henriette’yi savunmaya zorlar. Mrs. C.’nin topluluğa katılmasıyla konuklar arasında yaşanan ateşli tartışma biraz olsun hafifler. Fakat bu kadın hakkında bilmedikleri bir şey vardır: Vaktiyle onun da hayatına genç bir adam girmiştir. Mrs. C. anlatmaya başlar: Hayatı, vaktiyle geçirdiği yirmi dört saatten sonra bir daha asla eskisi gibi olmamıştır.

www.bilgiyayinevi.com.tr

edebiyathaber.net (16 Temmuz 2018)

Yorum yapın