“Kıyıdan balinanın nefesini duymak imkânsızdı. Ama burada, motor sustuğunda o yüksek uğultu sudan yansıyor ve tüylerini ürpertiyordu. Ama nefesinin sesinden daha mucizevi bir şey vardı.”
Kayıp Balina, Hannah Gold’un ikinci romanı. Yazarı daha önce yine Genç Timaş bünyesinde yayımlanan Son Ayı romanıyla okuyup tanımıştım. Hannah Gold, hayvanlara, doğaya çok duyarlı bir yazar, seçtiği temaları incelikli işleyiş biçiminden de anlaşılıyor bu.
Kayıp Balina, bir çocuğun beslediği umudu anlatan bir roman. En karamsar zamanlarda bile insanın hayata nasıl bağlandığını gösteriyor. Rio, annesinin sorumluluğunu üstlenmek durumunda kalmış bir çocuk. Normalde ebeveynlerin çocukları için sorumluluk almalarını, onların bakımını üstlenmelerini bekleriz ama Rio’nun normali oldukça farklı. Rio bir yandan okula giderken, bir yandan annesinin durumunu kabullenmiş ve onun sorumluluğunu kabul etmiş bir çocuk. Ta ki bir gün annesi ona hastaneye yatırılması gerektiğini söyleyene kadar. Yazarın Rio’nun bakış açısını çok başarılı bir şekilde okura aktarabildiğini söyleyebilirim. Rio’nun çaresizliği, yaşadığı tüm zorluklara rağmen annesine yardımcı olmaya devam etme isteği çok gerçekçi yazılmış. Rio annesinin hastaneye yatırılmasıyla hiç görmediği, annesinin de görüşmediği anneannesinin yanına gitmek zorunda kalıyor.
O yaşlarda bir çocuk için annenin rahatsızlığı, anneden uzaklaşma fazlasıyla üzüntü verici durumlar. Haliyle Rio da çok üzgün ve olanları kabullenmek istemiyor. Hiç tanımadığı, duygusal bir bağının olmadığı anneannesinin yanında olmak durumu biraz daha zorlaştırıyor. Fakat anneannesi ona annesinden kalan bir kutu verdiğinde Rio annesinin yokluğuna dayanma gücüyle tanışıyor. Daha önce annesinin gençliğinde çizdiği çizimlerle dolu bir kutu bu, Rio, müzisyen annesinin daha önce bilmediği bir yönünü görüyor. Annesinin çizdiği gri balina resimleri ona bir fikir veriyor. Annesi için o gri balinanın, Beyaz Gaga’nın fotoğraflarını çekmeye karar veriyor. O sırada tanıştığı Marina ve Marina’nın babası Birch sayesinde hem özel bir yeteneğini keşfediyor hem de balinalara dair o güne kadar hiç bilmediği şeyler öğreniyor.
“Ama yine de Beyaz Gaga’da özel bir şey var vardı. Bunu sadece ona tuhaf, insanca bakışı yüzünden değil aynı zamanda sanki ona göz kulak olurmuşçasına onu güvenli bir şekilde tekneye geri döndürme şekli yüzünden hissediyordu. Sanki onu korurmuş gibi.”
Yazının başında bahsettiğim yazarın doğaya, nesli tükenen hayvanlara karşı duyarlılığı işte burada daha çok kendini belli ediyor. Yazar, Beyaz Gaga’ya dair bilgileri de kurgunun akışını bozmadan aktarıyor. Bir yandan Rio ile balinalara dair pek çok bilgiyi öğrenirken bir yandan Rio’nun annesinin iyileşmesine dair taşıdığı umudu, her geçen gün zorlaşsa da, nasıl koruduğunu okuyoruz. Roman ilerledikçe sadece balinalar hakkında değil, insanların doğaya verdiği zararın boyutlarına da hâkim olmak mümkün.
Hannah Gold, bu romanında da insanların bencilliği sonucunda hayvanların gördüğü zarara yer vermiş. Düşüncesizce tükettiklerimiz, sonunu düşünmeden bıraktığımız atıkların hayvanların yaşamını etkilediği gerçeğini çoğumuz biliyoruz ama buna engel olmuyoruz maalesef, çözüm üretmiyoruz.
Romanı okurken Rio ile Beyaz Gaga’nın arasındaki bağ gözden kaçırılmayacak cinste, yazar da Marrina’nın kelimeleriyle buna dikkat çekiyor. Rio’nun hayatı da Beyaz Gaga’nınki kadar zor. Rio Beyaz Gaga’yı kurtardığında hem kendini hem de annesini de kurtarmış olacak.
“Marina ‘Bir gri balinaya epey benzediğini biliyor muydun?’ diye sordu sessizce. ‘Görünüşünü kastetmiyorum elbette. Henüz üzerinde midye falan görmedim. Ancak balinalar sadece hayatta kalabilmek için göğüs germek zorunda kaldıkları onca korkunç şeye rağmen yüzmeye devam ederler.
Tıpkı senin gibi.’”
Kitabın diğer sevdiğim yönü ise Levi Pinfold’un çizimleri. Rio’nun annesinin çizimleriyle de birleşince insanda çizim yapma isteği doğuran çizimler bunlar. Kayıp Balina, temposunu, gerilimini sevdiğim bir roman oldu. Karamsar bir roman gibi görünse de aksine umudu korumanın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Rio istediklerine ulaşabilecek mi hem annesi de hem de Beyaz Gaga iyi olacak mı merakıyla hızla okuyorsunuz romanı. Hannah Gold, Son Ayı’da kurduğu dili yine doğa temasını işleyerek korumayı başarmış. Kitabın sonundaki yazarın notunu okuyunca yazarın da benim gibi çocukların doğadaki tüm hayvanların haklarını gözetecek bir dünya fikrini benimseyeceklerine inandığını gördüm.
Yalın fakat kuvvetli bir roman Kayıp Balina, kitabın çevirmeni Gizem Şakar’ın da en az yazar kadar kurulan bu gerçekçi ve yalın ifadelerde payı var. Hannah Gold’un romanlarında doğayla ilgili insanın dikkatini uyandıran detaylar hep var, bunu önemli buluyorum. Bu tarz romanların çocuklara derslerde öğrendiklerini bilgileri perçinleme imkânı ve buna yönelik bir bakış açısı edinmelerini sağlayacağını düşünüyorum.
edebiyathaber.net (9 Haziran 2023)