Öykü, roman gibi türlerin karşısında -ne yazık ki- okur kitlesi tarafından çok da rağbet görmediğini bildiğimiz ‘’deneme’’ türünü sevdirecek nitelikte bir kitap ‘’Sonra Hayat’’… Bu türün edebiyatımızda devamına katkıda bulunan Onur Çalı, aynı adlı dosyasıyla ‘’Vedat Günyol Genç Deneme Yazarı Ödülü’’ne layık görülmüş.
Tıpkı kısa öykü türünde olduğu gibi deneme türü de yazarın, meramını birkaç sayfada lâyıkıyla anlatarak hemen ardından bir başkasına geçebilmesi gibi titiz ve sabırlı bir çalışma sonucu ortaya çıkar. Bu nedenle kitap, günümüzde iyi öyküyle olduğu kadar nitelikli bir denemeyle de karşılaştığımızda duyduğumuz sevinci boşa çıkartmıyor.
Şiir ve öykü anlatılmaz, diyor yazar; ben buna deneme türünü de eklemek istiyorum. Deneme, anlatılmaz, okunur çünkü bu tür, ancak yazarının kaleminden çıktığı gibi okunduğunda tam anlamını buluyor. Öyküleri için; ne hakkında yazıyorsunuz, diye soranlara içinden sitem ettiğini ve çok mecbur kalırsa, yaşam ve ölüm hakkında, diye cevap verdiğini anlatıyor bir denemesinde. İşte denemelerinde de yaşam ve ölüm hakkında yazmış Onur Çalı, merak edenlerin okumaları için.
Hazır, öyküyü anmışken yazarın hikâyenin doğuşu hakkındaki bir düşüncesine de yer vermeli: ‘’Gerçekler artık onlara katlanamadığımız kerteye vardığında hikâyeye dönüşür ki bu, olsa olsa insanlığın binlerce yıllık hikâye okyanusuna doğru akan yüzlerce dereden yalnızca birinin tanımı olabilir. Gerçekler hikâye doğurmaz, hikâyenin içine saklanırlar.’’
Alakarga Yayınları’ndan çıkan kitapta toplam yirmi deneme yer alıyor. Her yazının kapısını araladıkça farklı bir dünyayla karşılaşıyorsunuz. Bu bir şehir de olabilir, şair de… Nazım da olabilir, Neruda da… Bir sayfanın hışırtılı sesinin ardından bir Eskimo şiiriyle göz göze gelebilirsiniz. Birkaç hışırtının daha ardından misal, Salâh Birsel’in ‘’Kikirikname’’ şiirinin tarihle iç içe yazılış öyküsünü okuyabilirsiniz. Edebiyat dünyasından ilginç anektodların aktarıldığı kitapta; Nazım Hikmet, Melih Cevdet, Oktay Rifat, İlhan Durusel, Çehov, Philip Roth, George Orwell gibi kişiliklerle karşılaşabilirsiniz. Hatta Hz. İsa ile de…
Yazarın yer yer deneme içinde eleştirileriyle etliye sütlüye de dokunan samimi anlatımı, kitaba renk katan unsurlardan biri. Edebiyatla ve edebî kişiliklerle okuru karşı karşıya getiren satırlar arasında gezinirken; siz bir dakika, en son nerede kalmıştık, diyene kadar bir başka bilgi küpünün içinde bulabilirsiniz kendinizi. Bu da deneme sever okurların hoşuna gidecektir sanırım.
Çalı’nın ‘’Parşömen Sanal Fanzin’’ takipçileri olarak alışkın olduğumuz esprili üslûbuyla ‘’Sonra Hayat’’ta da karşılaşıyoruz. Denemelerinde kendi okuma yolculuğu deneyimlerinden bulduğumuz izler, edebiyatsever okurlara farklı pencereler açabilir, diye düşünüyorum.
‘’Üslûp: Bizim güzel özrümüz’’ görüşüyle kalemini bulmuş bir yazarın elinden çıkan ‘’Sonra Hayat’’, iyi kitap arayan okurlara sesleniyor.
edebiyathaber.net (24 Nisan 2021)