Dünyaya her nereden ve nasıl bakıyorsak, istiyoruz ki herkes oradan baksın. Eşimiz, çocuklarımız, komşularımız, iş arkadaşlarımız, hısım-akraba kim varsa… Herkes bizimle aynı şeyi sevsin, aynı şeyi düşünsün. Bir fikir belirttiğimizde onaylasın, sakın karşıt bir görüş sunmasın. Böyle bir dünyayı düşlüyorum da zaman zaman ne kadar sıkıcı olurdu. Hiçbir farklılık, hiçbir çatışma yok. Herkes ve her şey tek tip. Vücudumuz bile tek düzen. Öyle ya sinirlenmeyeceğiz, gerilmeyeceğiz, kan beynimize hücum etmeyecek, titreme gelmeyecek, vücut ısısı değişmeyecek… Böyle de hayat mı olur! Olmamalı esasen. Sadece farklılıklara saygı olsun yeterli.
“İşte Benim Bir Günüm” Redhouse Kidz etiketli, Matt Lamothe imzalı. Dilimize kazandıran Cemre Ömürsuyu. Dünyanın yedi farklı yerinden yedi çocuğun bir gününü özetlemiş Lamothe, resimler eşliğinde. İtalyan Romeo, Japon Kei, Ugandalı Daphine, Rus Oleg, Hint Ananya, Perulu Ribaldo ve İranlı Kian. Yedisi de birbirinden sevimli çocuk. Kitapta görseller eşliğinde çocukların her birinin evlerini, ailelerini, giysilerini, kahvaltıda ne yediklerini, okula nasıl gittiklerini, öğretmenlerini, okullarını, yazılarını, öğle yemeklerini, boş zaman aktivitilerini ve yatak odalarını öğreniyoruz. Bir de üzerlerindeki gökyüzünü! Yedi farklı ülke, yedi farklı çocuk, yedi farklı yaşam tarzı. Her şeyleri farklı olmasına rağmen o kadar çok birbirlerine benziyorlar ki. Bir günleri neredeyse tamamen aynı şekilde geçiyor. Ve hepsinin üzerinde aynı gökyüzü. Aynı aya bakıyorlar. Aynı yıldızları seyrediyorlar. O halde insanın aklına gelmiyor değil, mademki bu denli benzer yaşamlar sürüyoruz, niçin bu denli ayrışıyoruz, bu denli birbirimize saygı duymuyoruz? Neden?
“Beş Benzemezler”
Aşkın Güngör, “Baba Savaş Ne Demek” adlı kitabıyla tanıdığım bir isim. “Dedektif Bol Bel’in Serüvenleri” ile de bilenler vardır kendisini. “Düşler Diyarı”, “Saldırgan Masum Annem”, “Kahraman Korkak Babam” da akla ilk gelen kitaplarıdır. Farklı yaş gruplarına yönelik yazdığı onlarca kitabı var yazarın. En yeni kitabı ise Bilgi Yayınevi tarafından yayımlanan “Beş Benzemez” dizisinin ilk kitabı “Yerçekimi Hırsızı.” Dizi diyorum çünkü Beş Benzemez’in Serüvenleri 1 olarak yayımlanmış kitap. Ayrıca kapaktaki Be5 yazısında yer alan ‘Ş’ harfinin yerine noktalı bir ‘5’ rakamının kullanılması hoşuma giden bir ayrıntı oldu. Dikkatli okurların gözünden kaçmayacaktır.
Beş Benzemezler’in bu ilk kitabında daha sonra da karşılaşacağımız kahramanlarımızla tanışıyoruz. Kitabı bize anlatan Çeçe, Zırzır, Tontiş, Çatçut ve Okyes. Beşi de farklı karakter. Matematik sınavına çalışmak için toplanırlar. Aslında amaç ders çalışmak değil o sadece bir kılıf. Amaç oyun oynamak, bir arada takılmak. Bir süre sonra karınları acıkır ve pizza siparişi verirler. Buraya kadar her şey olağan seyrinde. Ne zaman pizzacı gelip de siparişi teslim etmek için camın altına yanaşıyor, her şey burada başlıyor. İlginç bir şekilde pizzacı gökyüzüne havalanıyor. Buradan sonra okur bunun sebebini merak ederek maceranın peşine düşüyor. Kafada hep aynı soru. Pizzacı neden uçtu ve ona ne oldu? Bu sorunun yanıtını ararken kitabın sonuna kadar soluksuz bir okuma vaat ediyor kurgu. Sonunda yanıt bulunuyor mu derseniz, evet yanıt kitabın sonunda var. Fakat yanıta ulaşana kadar da eğlenceli bir kurgu var. Yeni serüvenin ne olduğunu merak ederek kapağı kapatacaktır okur. Aşkın Güngör’ün yazdığı kitabın kapak tasarımı ve resimleri Murat Sayın’a ait.
Mehmet Özçataloğlu – edebiyathaber.net (24 Şubat 2020)