Bir posthümanist roman: Tereddüt Çizgisi

Nisan 5, 2022

Bir posthümanist roman: Tereddüt Çizgisi

Necla Akdeniz’in üçüncü romanı “Tereddüt Çizgisi” Agora Kitaplığı etiketiyle yayımlandı.

Tanıtım bülteninden

Necla Akdeniz üçüncü romanı Tereddüt Çizgisi’yle insanlığın kendi elleriyle hazırlayıp içine düştüğü açmazların izlerini sürmeye devam ediyor. Bir posthümanist manifesto olarak da okuyabileceğiniz Tereddüt Çizgisi, roman kahramanı Rüya’nın deyişiyle, “İnsan olmaktan utanan varlıkların ortak tebliği”dir.

Diğer romanları Gök Kuşaksız ve Kaotika’da olduğu gibi alışılagelen toplumsal kimlikler ve cinsiyetler içinde yer almayan karakterlerin hikâyelerini yazıyor Necla Akdeniz. Salt insan merkezli eril dünyayı değil, içinde bir ağacın, bir böceğin, bir nehrin de kendine eşit derecede yer bulduğu farklı dünyalar yaratıyor. Hikâye edilmeye değer bulunmayanların, görülmek, bilinmek, tanınmak istenmeyenlerin, kıyıda köşede kalanların, yersiz yurtsuzların, queerların, ötekilerin hayatlarını aktarıyor.  Roman kahramanı Rüya’nın tuhaf ve tekinsiz hayatıdır Tereddüt Çizgisi’nde anlatılan. Kendi deyimiyle “Unutmama Hastalalığı”na yakalanmış biridir Rüya. Doktorların teşhisiyle “Şizofren” çevresinin tanımıyla “Deli, Cadı, Ucube”. Ne kadın ne erkek olarak hisseder kendini. İnsanlardan çok hayvanlara yakındır. Fakat hiçbir türe ait olmak istemez. Bir melezdir daha çok; tarihsel olarak inşa edilmiş insan(lık)la diğer canlılar (bitkiler, hayvanlar, mikroorganizmalar, inorganik varlıklar) arasındaki keskin sınırları reddeden. Doğduğu andan itibaren dünyaya ve olaylara bambaşka açılardan bakar Rüya. İnsanların görmediğini görür, duymadığını duyar, sezmediğini sezer. Kısaca, kültüre değil doğaya doğmuş bir yerleşik yabancıdır o.  

“Yüzeyinde küçük titreşimler olan suyun derinlerine, anaforlarla biçimlenen başka bir evrene bakıyor Necla Akdeniz. Sıradan gibi görünen bir dünyanın sakladığı mucizeleri keşfetmeye yürüyor. Bildiğimizi zannettiğimiz bir dünyanın görünmeyen yüzüne tutuyor aynasını.” İsmail Güzelsoy

Romandan Bölümler

“Geceye inat, gündüze uzanmış yatıyoruz. Ilık güneşin eşliğinde, mayhoş rüzgârın koynunda. Uzun kanatlı atlar geçiyor üstümüzden ve ağzından alevler fışkıran ejderhalar… Yüzlerce yabani çiçekle izliyoruz onları, tomurcukları çatlayıp çatlayıp meraklı gözlere dönüşen. Dikizlemenin o vahşi keyfi, o arsız tadıyla izliyoruz. Gözler kamaşıyor gördüklerinden. Daha fazla dayanamıyoruz, birer birer topluyoruz bakışları gökyüzünden, yeryüzünün yeniyetmeliğine indiriyoruz.”  s:137

“Voltaya çıktığımız arkadaşlarla gizlice anlaşmış ve yeni bir örgüt kurmuştuk. “Kahrolsun Ruh Emiciler” adını verdiğimiz bu illegal örgüt, kurulduğu günden beri bir sürü karar almış ve hepsini başarısız eylemlere dönüştürmüştü. İşler iyice çığırından çıkınca duruma el koymuş ve -mecburen- peygamberliğe soyunmuştum. İlk ve son tebliğim: “Susunuz” olmuştu. Nitekim susa susa kazandık.”  s:106

Yazar Hakkında 

İstanbul Doğumlu. Ege Üniversitesi Felsefe Bölümü mezunu.  Felsefe alanında yüksek lisans yaparken bilişim dünyasına geçti. Yazılım sektöründe çalıştı, yöneticilik yaptı, sonra kendi şirketini kurdu. Nihayet 2013 yılında “Benden buraya kadar” diyerek şirketi devretti, şehri terk etti ve yollara düştü. Şimdi, yazıyor. 

İlk romanı “Gök Kuşaksız” 2018 Mart ayında, ikinci romanı “Kaotika” 2019 Temmuz ayında, Agora Kitaplığı’ndan çıktı. “Edebiyat Cadıları” adını verdiği yazı dizisi, Edebiyat Haber’de yayımlanıyor. “Tereddüt  Çizgisi” yazarın üçüncü romanıdır.

edebiyathaber.net (5 Nisan 2022)

Yorum yapın