Her okurun mutlaka yazar olması gerekmez, ama yazar olabilmek için iyi bir okur olmak zorunludur.
Şair ve eleştirmen A. Galip‘in eğitmenliğini üstlendiği seminerler dizisi, bir roman yaratmayı bütün aşamalarıyla analiz ediyor. Seminer boyunca katılımcılara, roman türlerini, romanın geçirdiği evreleri, roman ve eleştiri kuramlarını, edebi akımların özelliklerini, roman sanatının sorunlarını irdeleme, (roman yazmak isteyenlere somut örneklerden hareketle) romanların hazırlanma ve yazılma süreçlerini deneysel metinlerle pratikte görme/üretme olanağı sunuluyor. Katılımcılardan çalışmalarını şu iki alanda yazılı sunuma kavuşturmaları isteniyor: Hem seçtikleri bir temayı roman kurgusu ve roman karakterine büründürüp kendi roman tasarılarını oluşturmaları hem de belli bir romanı ele alıp onu bütün unsurlarıyla eleştirel metne dönüştürmeleri.
Eleştirel Roman Okuma ve Yazma Seminerleri, bir yöntem olarak etkin katılımı ve yaratıcılığı benimsemektedir. Okumak pasif bir eylem değildir. Yaratıcılık okumayla başlayan bir süreçtir. Okumak, sadece bilgilenmek diye değerlendirilmemelidir. Okumak, aynı zamanda doğru bağlantılar kurmak ve hayal gücünü canlandırarak yeni olanaklara kapı aralamanın ilk adımıdır. Okumak aktif ve yaratıcı bir süreçtir. Bu nedenle Eleştirel Roman Okuma ve Yazma Seminerleri, eleştirel okur-yazarlık üzerine yaratıcı bir paylaşım süreci olarak kurgulanmakta ve adlandırılmaktadır. Okumayı öğrenmek, atölye çalışmaların giriş derslerini oluşturmaktadır. Seminerler, temel edebiyat metinlerinin ve aşağıda adı verilen romanların nasıl okunacağı ve nasıl değerlendirileceği sorusuyla başlamaktadır. Okumak aynı zamanda bir metni değerlendirmenin de ilk adımıdır. Değerlendirme ise eldeki eserin benzerleri arasındaki yerini gösterebilmektir. Bu çerçevede katılımcılardan derslerden önce aşağıda adları verilen kitapları okumaları beklenmektedir.
Her okurun mutlaka yazar olması gerekmez, ama yazar olabilmek için iyi bir okur olmak zorunludur. İyi bir fotoğrafçı, iyi bir sinemacı olmanın koşulu gördüğünün, izlediğinin ne olduğunu bilmekten ve onun benzerleri arasındaki yerini ayırt etmekten geçer. Romanı eleştirmek, eş deyişle değerlendirmek, öncelikle onun ontolojisini, varlığını ortaya koymak ve hakkında doğru, geçerli önermeler kurmakla başlar. Bu da roman okuyucusuna belirli kültürel eşikleri aşmış olma zorunluluğu getirmektedir. Seminer çalışmalarında okurlardan, en az yazar kadar edebiyat ve roman bilgisine sahip olmaları beklenmektedir. Bir diğer beklenti, roman okumalarının katılımcılara bu donanımı sağlamasıdır. Seminerlerin diğer aşaması ise katılımcıların seçtikleri bir temayı, olay, karakter ve zaman boyutuyla somutlamaları ve kendi roman taslaklarını oluşturmalarıdır. Katılımcıların basılmaya değer bir eser yaratmaları ise seminer sonrası çabalarına bağlı olacaktır.
Seminerlerin her oturumunda, ele alınan romanların yanı sıra diğer edebi türler de tarihsel bir perspektifle ele alınıp teknik bilgiler sunulacak ve o türe özgü temel sorular ve sorunlar topluca tartışılacaktır. Seminer çalışmalarında sanat kuramları, akımları, manifestoları tartışılacak, tarihsel bir yer edinmiş romanlar eleştirel olarak değerlendirilecektir.
Pazar günleri 10.30-13.30
edebiyathaber.net (30 Ocak 2013)