Ahmed Fatih Andı’nın yazdığı “16. Yüzyılda Osmanlı-İspanyol Mücadelesinin Tahlili” alt başlıklı “Bir Dünya Savaşının İnşası”, Osmanlılar ile İspanyollar arasındaki savaş üzerinden, tarih, tarih felsefesi ile birlikte askeri ve siyasi bir “inşa” sürecinin nasıl oluştuğunu derinlemesine irdeliyor.
Ahmed Fatih Andı lisans eğitimini İstanbul Şehir Üniversitesi Tarih Bölümü’nde, çift ana dal eğitimini de yine aynı üniversitenin Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde tamamlamış. İstanbul Medeniyet Üniversitesi Uluslararası Bölümü’nde yüksek lisans yapmış. Marmara Üniversitesi Yeni Çağ Tarihi programında doktorasını sürdüren Andı, Marmara Üniversitesi Ortadoğu ve İslam Ülkeleri Araştırmaları Enstitüsü’nde araştırma görevlisi olarak görevini sürdürüyor. Andı ayrıca, uluslararası ilişkiler-tarih ilişkisi, erken modern Akdeniz Dünyası, Hispanik Dünya, tarih metodolojisi alanlarında çalışmalar yapıyor. Ahmed Fatih Andı, Ketebe Yayınları etiketiyle çıkan “16. Yüzyılda Osmanlı – İspanyol Mücadelesinin Tahlili” alt başlıklı “Bir Dünya Savaşının İnşası” kitabında, Rodos Adası’nın fethiyle birlikte başlayan ve Alcazarquivir Savaşı’yla son bulan Osmanlı İmparatorluğu ile İspanya arasındaki savaş eksenindeki askeri, siyasi, ideolojik çatı altında gelişen sosyal türleri, “ben” imajının nasıl oluştuğunu incelemeye alıyor.
Fandı, kitabını “Kavramsal Çerçeve”, “Tarihi ve Sosyal Tanımlar Çerçevesi” ve “Tahlil Çerçevesi” olmak üzere üç bölüme ayırırken bu başlıkların her birinde hem teorik ve akademik hem de feyiz aldığı tarih, tarih felsefesi ve uluslararası ilişkilerden yararlanarak Osmanlı – İspanyol Savaşı’nın metodolojik çerçevesi içerisinde “inşacılık” fikrine odaklanıyor. Ayrıca Fernard Braudel, Alexander Wendt, Hertfried Münkler, Husseri ve Mead gibi tarihsel konjonktüre eğilen kişiliklerin görüşlerine yer vererek kavramsal altyapısını yine bu isimlerin düşünce pratiğinin zeminine oturtuyor.
“Bir Dünya Savaşının İnşası” tarihsel bir okuma pratiğiyle beraber Ahmed Fatih Andı’nın şu ifadeleri, konuya ve aynı zamanda döneme daha yakınlaşma imkanı sunuyor: “Tarihte, özellikle de erken modern tarih literatüründe 30 Yıl Savaşları, İspanyol Veraset Savaşı ya da daha yakın örnekler olarak Napolyon Savaşları yahut Kırım Harbi gibi pek çok savaş çeşitli tarihçiler tarafından birer dünya savaşı olarak tavsif edilmiştir. Osmanlı-İspanyol çatışmasının bu noktaya kadar kalem kalem incelenen ve modern dünya savaşları ile kısmî paralellik arz eden özellikleri olarak orduların kitleselleşmesi, harp başta olmak üzere teknolojik gelişmelerin ani bir süratle artması, askerî taktiklerin dönüşmesi, denizötesi savaş ve vekalet savaşı pratiklerinin uygulanması, savaşın çok büyük bir devletler ve topluluklar yelpazesini doğrudan dolaylı olarak etkisi altına alması, insanlığın en kamil zamanına/zamanının sonuna gelindiği inanışı, barış getirecek bir savaş yapma arzusu ve ideolojinin keşif/ethostan ideolojiye geçiş unsurları zikredilebilir. Bu unsurlar üzerinde tekrar düşünüldüğünde 16. yüzyılda Akdeniz’in sularını ısındıran Osmanlı-İspanyol çatışmasının tarih literatüründe zikredilen, mesela Napolyon Savaşları gibi sair örneklerin çoğundan daha çok dünya savaşı vasfı taşıdığı görülür.”
Ahmed Fatih Andı’nın kitabı, bir “savaş anatomisi” özelliği taşırken, savaşın yapısı içerisindeki “inşanın” “tuğlalarının” nasıl örüldüğünü dört başı mamur bir şekilde ele alan bir çalışma olarak sadece tarih meraklılarının değil onun stratejisinin nasıl işlediğine de ilgi duyanlar için kendi alanı içinde önemli bir kaynak niteliği taşıyor.
edebiyathaber.net (10 Mayıs 2023)