Başarılı oyuncu Erkan Kolçak Köstendil’in kaleme aldığı “Mukadderat”, insanın ömrü hayatında önüne geçemediği tek şey olan ölüm konusunu “vakit” çerçevesinin içine alarak işlerken, kullandığı dildeki hakimiyeti, onun yazmaya olan becerisini de ortaya koyuyor.
Erkan Kolçak Köstendil, her ne kadar Çukur dizisinde canlandırdığı fenomen karakter “Vartolu Saadetin”le ismini geniş kitlelere duyursa da, kendisinin ekranda ilk parladığı dizi “Ulan İstanbul”dur. Daha dikkatli izleyiciler onu, Ahmet Ümit’in aynı adlı eserinden uyarlanan ve Türkiye’nin sayılı polisiye dizilerinden biri olan “Şeytan Ayrıntıda Gizlidir”de barbut oynarken de hatırlayacaktır. “Ulan İstanbul”daki Karlos karakterine can vererek, sonraki projeleri için kendine yol açan Köstendil’in oyunculuğun “er meydanı” olan, kendisinin de bu “meydan”dan alnının akıyla çıktığı, birçok ödüle layık görüldüğü tiyatrodaki başarısı, hanesine yazılan üç puanların belki de en değerlisidir. Kendi yazıp yönettiği ve oynadığı tek kişilik oyunu “12 Numaralı Adam” oyunu ile hem Türkiye’de hem yurtdışında “sahada adım basmadık yer bırakmayan” Köstendil, yine kendi yazıp yönettiği ve oynadığı filmlerle de oyunculuğun her alanında imzasını atarak, yaptığı işin tüm alanlarına dokunmuştur.
Tüm bunların dışında bir de yazar olarak karşımıza çıkar Köstendil. 2019 yılının Ocak ayında, Karakarga Yayınları etiketiyle yayımlanan “Mukadderat” isimli kitabı, Köstendil’in gölgede kalmış işlerinden biridir. Bir oyuncunun en özel şansı olan görsel hafızanın, sağlam bir kalemle satırlara dökülmüş öykülerinden oluşan “Mukadderat”, M. K. Perker’in çizimleriyle, okuru kitaba değil, kitabı okurun zihnine sokan bir metindir. “Ölüm” konusunu, birinin bir yanı, öbürünün diğer yanı olarak tamamlayan “takdir” ve “vakit”le işleyen ve bu iki olguyu çaktırmadan birbirine değdirerek önümüze getiren öykülerinde, anlatım dili olarak da bu olgularla paralel bir izleğin peşinden gider. Yarattığı karakterlerin gerçekçi tarafı da, Köstendil’in oyunculuğundan izler taşır. Onları iyi çizer, iyi konuşturur, ruhsal gel-gitlerini bir “storyboard”tan yansıtırmışçasına okura gösterir.
“Mukadderat”ı, Erkan Kolçak Köstendil’in, sanatsal heybesinde ne varsa ortaya çıkarıp bir yapbozun parçaları gibi masaya serdiği, sonra bunları o yapbozu tamamlayacak şekilde birbiriyle iç içe geçirdiği parçalarının toplamı olarak okumak mümkün. Zira Köstendil’in, ufak yaşta başladığı sanat hayatının tüm noktalarından izler taşıyan “Mukadderat”taki öykülerin birer amacı, okura göstermek istediği bazen açık bazen müphem tarafları var ve Köstendil, tüm bu bileşenleri kendini besleyen şeyler hakkında ipuçlarını da ekleyerek satırlarında ustaca işlemeyi başarıyor.
edebiyathaber.net (21 Kasım 2023)