Ercan y Yılmaz’ın son kitabı Son Güzel Günlerimiz Sel Yayınlarından 2019 yılının Kasım ayında çıktı. Güzel bir kapağı ve ilgi çekici de adı var. Yazarı takip eden okuyucu olarak hemen aldım. Yılmaz’ın önceki kitaplarına nazaran dilinin oldukça sadeleşmiş olduğunu söylemeli miyim bilmem. Belki edebiyat serüveninde kendini daha iyi ifade eden yolu bulması belki de yazara kahramanının dili böyle saf ve sade yazdırdı. Fakat gerçek olan şu ki; bu kitabın zamanı çocuk, olayı çocuk, anlamı çocuk. Kahramanı: Çocuk. Dile yakışan öyküleri, pratikleşen kurmacası kitabı su gibi okutuyor.
Kırmızı Tren adlı öyküsüyle kahramanın dünyasına ilk adımı atıyoruz. Belli ki kahraman haylaz ama meraklı. Adım Adım Define adlı öyküsünde gömü peşine düşen kahramana sevgi ile gülüyoruz. Onu Neden delirttim? Adlı öyküsünde küçük kahramanımızdan büyük bir olgunluğu şaşkınlıkla okuyor ve onun, verilen söze, “Barış İlanına” sadık kaldığını görüyoruz. Ercan y. Yılmaz’ın kitabını okurken çocukluğumuza gitmemek mümkün değil. Canlanan hatıralarımızla birlikte kahramanı kendimizle bütünlüyoruz. O halde sadece çocukluk hatıralarını anmak isteyenler için bile okunmaya değer. Traktör tekeri içinde kitap okumayı seven bu çocuk, babaanne seccadesinden uçan halı, sofra örtüsünden pelerin yapamaya varan macerasında merakla okudukları ile geleneklerden gelen çatışmayı yaşıyor. “Üzerine çıktım, havalanmasını bekledim. Sihirli sözcüklerimi söylemem gerekiyordu, yoksa dua mı okumam lazımdı? Bilemiyordum. Bildiklerimi denedim. Hokuspokus’la başlayıp kulluvallahüehed’le devam ettim. Olmadı. Abrakadabra’ya geçip ordan Fil Suresine atladım…” (s. 32) Kitabın en duyarlı öyküsü, Ağaç At ve Bu Hikâye,çocuk ruhunun derinliklerine inip duyuları bağırmadan, sakin sakin okuyucuya işliyor. Öykü içinde öykü barındırıyor.
Kitabın kahramanı, Bruce Lee’den etkilenen, ilk kez gördüğü dergi ve kitapları çalacak derecede okumaya âşık, anne terliğinden nasibini alan babasının bakışlarından korkan, kitaplara ve filmlere inanan renkli, sevecen, korkusuz, süper bir kahraman. Kitabı okurken annemizden yediğimiz terliği, babamızın “duyarsa” endişesini hatırlamayanımız olmayacak…
Ve kahramanımız inançlı çocuk, günün birinde tesadüfen bir daktiloya sahip olur. Yazar olma yolunda ilk aşamayı hayalleri ve inançlarıyla geçen kahraman damın üzerinde ilk öyküsünü yazamaya koyulur. Bir sorunu vardır. “Toprağa basarak geçen ilk kişi kahramanı olacak” tır. O kişi geçer mi? O kahramanı yaratabilir mi? Merak edenler için, o maceradan bu maceraya koşmak için, çocuklukta kalmak için kitap raflarda okuyucusunu bekliyor.
edebiyathaber.net (11 Aralık 2019)