Cemre Soysal’ın ilk kitabı olan “Bubu’nun Çemberi”, Gözde Bitir’in çizimleriyle Can Çocuk Yayınları tarafından yayımlandı.
Ağaçları kesip yerine kendi saraylarını dikmek isteyen insan Krallar! Bu kitapta onlara dur demeye kararlı bir orman halkı var. Herkesin kendi rengiyle bir parçası olduğu bu direniş öyküsü, dev ağaç Bubu’nun yalnızca bir ağaç olmadığını gösteriyor.
Tüm hayvanların mutlulukla ve huzurla bir arada oldukları bir orman… Ve bu ormanın tam ortasında onları birleştiren dev bir ağaç… Bubu adındaki bu ağacın etrafında toplanan orman halkının herkese yetecek kadar yeri ve halkın tümünü doyuracak kadar yiyeceği var. Bir de çok sevdikleri bir aslan kralları… Paylaşarak var ettikleri bu bolluk içinde neşeyle sürdürdükleri hayatlarının ünü öyle büyür ki ormanın bulunduğu ülkenin kralı bile bunu merak eder ve askerlerini göndererek bu mutluluğun sırrını çözmeye karar verir. Bubu’nın birleştirici gücünden çok etkilenen insanların kralı kendi halkını da aynı şekilde etrafında toplayabilmek için Bubu’yu kesip yerine kendine kocaman bir saray yaptırmak ister. Ve bu haberi alan orman halkı buna dur demek için harekete geçer. Hayvanlar kimin ne hüneri varsa ortaya koyar ve canla başla mücadele ederek Bubu’ya ulaşmalarını engelleyecek devasa bir koruma çemberi hazırlarlar. Bir gecede yükselttikleri bu çemberi hazırlarken fillerin gücünden, zürafaların uzun boynundan, maymunların daldan dala atlayışından faydalanırlar. Yılanlar sürüklerken kanaryalar uçurur ve askerlerin Bubu’yu göremeyecekleri kadar büyük bir çember oluştururlar.
Acaba bu çember Bubu’yu korumaya yetecek mi dersiniz?
Bu direniş öyküsü Bubu’nun bir ağaçtan çok daha fazlası olduğunu gözler önüne seriyor, yerine kondurulmak istenen “saray”lara inat…
Hepsi neler yapabileceğini düşünmeye başladı bir anda. Sabaha kadar var güçleriyle çalışacaklardı. Hepsinin ayrı meziyeti vardı. Birlikte olurlarsa ne asker girebilirdi ormana ne de kral! İşte şimdi Zubur’un gücüne, Topi’nin daldan dala atlayabilişine, Boyes’in uzun boynuna ayrı ayrı ihtiyaçları olacaktı. Şimdi rengârenk bir tablonun birbirinden farklı ve güzel renkleri olduklarını göstermenin vaktiydi.
edebiyathaber.net (31 Temmuz 2014)