Söyleşi: Mehmet Özçataloğlu
Buket Çetin’le son kitabı “Patlıcan Padişah” üzerine konuştuk.
“Robotum Zeytin” ve “Babam Kurbağa Oldu” adlı kitaplarınızdan sonra “Patlıcan Padişah” ile selamladınız okurlarınızı. Fakat yine de Buket Çetin’le tanışmayanlar varsa diye kendinizden biraz söz eder misiniz? Başka kitaplar da var mı yazdığınız?
İlk olarak 2016 yılında Kulaklarıma İnanamıyorum ile okurlara merhaba demiştim; fakat sonra baskısı tükendi. Şimdi bir başka yayınevinde hazırlıkları yapılan bir kitap oldu. Eğitimci olduğum için çocukların dünyasına kitaplar ve oyunlar yoluyla da seslenmeye çalışıyorum. Rehber öğretmenliğin yanında drama eğitmenliği yapıyorum. Kitaplar, oyunlar ve drama birleştiğinde ortaya oldukça keyifli zaman dilimleri çıkıyor.
Şu an yayınevinde hazırlık sürecinde olan üç kitap var. Patlıcan Padişah gibi onların da okurla buluşmasını heyecanla bekliyorum. Özellikle otizm konusunda farkındalık oluşturmak için yazdığım ve Kanes Yayınları Çocuk Edebiyatı Yarışması’nda birincilik alan Kardeşim Turuncu Balık isimli dosyanın editöryal çalışmalarını heyecanla takip ediyorum.
Patlıcan Padişah’ın yazılış hikâyesi nedir? Sizi bu kitabı yazmaya iten ne oldu?
Babamın bizlerle olduğu son zamanları alzheimer hastalığı ile birlikte geçti. Alzheimer hastalığını yakınları olarak babamla birlikte yaşadığımız dönemlerde bazen acı, bazen tatlı anılar yaşadık. Bu dönemde kendimi Patlıcan Padişah’ı yazarken buldum. Yaşadığımız zor süreçlerde Patlıcan Padişah’ı yazmak bana ve aileme yeni farkındalıkların kapısını açtı. Babamla iletişim kurmak gittikçe zorlaşırken geçirdiğimiz oyunsu süreçler bize mutlu anlar yaşatıyordu. Yaşamın zorlu yönlerine mizahi bakış ve oyunlar yoluyla Patlıcan Padişah’ı kaleme aldım.
Bugünlerde içinde bulunduğumuz zorlu günleri de düşününce Patlıcan Padişah’ın çocuklara ve ailelere iyi gelecek bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Kitapta hayal ürünü olan karakterler sebzeler. Patlıcan, biber, lahana vb. Peki neden karakter olarak sebzeleri seçtiniz?
Çocukların renkli dünyasında bu tür karakterlerin daha çok ilgilerini çektiğini gözlemledim. Bir eğitimci olarak onlarla birlikte yaptığımız çalışmalar karakter seçimimde yol gösterici oldu.
Çağımızın yaygın hastalığı olan, sık sık karşılaştığımız Alzheimer’a dikkat çekmeyi amaçladığınızı gördüm kitapta. Çocuklarda bu konuda farkındalık yaratmanın ne gibi yararları olduğunu düşünüyorsunuz?
Aslında bunun birçok nedeni var. Öncelikle çocukların da bu yaşam içinde bizlerle birlikte olması ve aile içinde olan başka hastalıklar, olaylar ya da durumları aileyle birlikte yaşaması… Dolayısıyla bu farkındalığı bir kitap yoluyla edinmelerini düşünürken, baş etme becerilerine dönük bakış açısı sunmak. Ardından daha toplumsal nedenler geliyor. Sizin de belirttiğiniz gibi alzheimer yaygın bir hastalık, kendi ailelerinde olmasa bile çevrelerinde görebilecekleri, duyabilecekleri… Bu yönden baktığımızda da duyarlı bir bakış açısının kapısını aralamak diyebiliriz.
Kitapta olaylar köyde gelişiyorken karakterler kentli gibi. Kentten kırsala göç hareketinin bu denli fazlalaştığı bir zamanda bu hareketlenmeye bir gönderme olarak algılayalım mı?
Evet algılayabilirsiniz. Patlıcan Padişah hayali bir kitap ve ben hayallerimde köy ve kent kültürünün birleşebildiği; eğitim, sağlık vb. gibi tüm alanlarda her iki kültürün insan, doğa ve canlılar adına yararlı yönlerinin ön plana çıkabildiği düzenleri kuruyorum. İnsanların yaşadıkları deneyimlerden yol alarak daha mutlu bir gelecek kurabileceklerine inanıyorum.
Kitabı bitirip kapağını kapatınca aklımda bir soru kaldı. “Nereye gitti Patlıcan Padişah?” Kitapta yanıtı yok ama buradan söylemek ister misiniz? Nereye gitti Patlıcan Padişah?
Onun nerede olduğuna ilişkin benim bildiğim bir cevap var; ama bu pandemi günleri son bulur ve okurla drama atölyeleri yapabilme fırsatımız olursa atölyeleri bu soru üzerinden kurgulamayı düşünüyorum. Belki pandemi günlerinin bitmesini beklememize gerek de kalmaz; başka iletişim ortamlarında okur ile buluşma fırsatımız olur. Doğrusu okurun vereceği cevaplar beni oldukça meraklandırıyor.
Sahi Patlıcan Padişah sizce nerede?
Son olarak, adet olduğu üzere size de sorayım. Buket Çetin yeni bir kitap hazırlığına girdi mi hemen? Masanızın üzerinde neler var?
Kitaplar ve hayaller benim yaşamımın vazgeçilmezi oldu. Beni birçok yönden mutlu eden bir eylem yazmak… Yazma macerasında yol alırken öğrenmek, araştırmak… Bu sürecin bazen zorluklarını ama çokça mutluluğunu yaşamak!
Masamın üzerinde bugünlerde Anadolu’nun zengin kültürüne ilişkin kitaplar, incelemeler, belgeseller, müzikler… Kısacası oldukça heyecan veren bir konu var.
edebiyathaber.net (4 Eylül 2020)