Gerhart Hauptmann’ın Hat Bekçisi Thiel ve Adelbert Von Chamisso’nun Acayip Sergüzeşti adlı kitapları, Anıl Cağaoğlu ve Sabahattin Ali çevirisiyle Can Yayınları’nın kısa serisi dizisinden yayımlandı.
Tanıtım bülteninden:
Bir oturuşta okunabilecek en çarpıcı Kısa Klasikler çağdaş illüstratörler tarafından özel olarak tasarlanan kapaklarıyla okurlarla buluşmaya devam ediyor.
Hat Bekçisi Thiel
Gerçekliğe yabancılaşan takıntılı bir insanın psikopatolojisi.
Prusya Demiryolları’nda özveriyle çalışan hat bekçisi Thiel’in yaşamı, yaşadığı talihsizlikler ve gördüğü halüsinasyonlarla gölgelenmiştir: Çok sevdiği karısı Minna doğum yaparken ölünce kendini büyüyen bir iç çatışmanın içinde bulur ve oğlu Tobias’ın bakımını güvenceye almak üzere yeniden evlenmeyi seçer. Fakat işler umduğu gibi gitmez ve bir felaket yaşanır.
Alman edebiyatının son klasiği kabul edilen Hat Bekçisi Thiel, aynı adı taşıyan ana karakterinin psikopatolojik vakasına eğilir. Sanayi Devrimi’yle sarsılan zümre toplumunun yerini sınıflı toplum yapısı almadan hemen önceki âna odaklanan eser, makineleşme tehdidi karşısında insanın çaresizliğini simgeleştirir.
Çeviri: Anıl Alacaoğlu
GERHART JOHANN ROBERT HAUPTMANN, 1862’de Silezya’nın bugün Polonya topraklarında yer alan Ober Salzbrunn kentinde doğdu. Alman natüralizminin en önemli temsilcisidir. Ressam ve heykeltıraş olarak başarısız denemeler yaptığı, edebiyat ve felsefe öğrenimini yarıda bıraktığı hareketli yıllardan sonra, 1887’de Hat Bekçisi Thiel‘i yayımladı. 1889’da dram çalışmalarına ağırlık verdiği Berlin-Charlottenburg’a taşındı. En çok bilinen sosyo-eleştirel dramları Dokumacılar (1892) ve Vor Sonnenaufgang (Gün Doğmadan, 1889) adlı çalışmalarıdır. Oyun yazarı olarak ünü 1900’lü yıllarda doruk noktasına ulaştı ve yazar 1912’de Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görüldü. Gerhart Hauptmann özellikle de Hat Bekçisi Thiel gibi erken dönem eserlerinde kullandığı üslup dolayısıyla Alman edebiyatının son klasik yazarı olarak değerlendirilir. 1933’te Hitler’in iktidara gelmesinden sonra sosyal yaşamdan çekilen Hauptmann 1946’da Agnieszków’da öldü. Yaşamı boyunca sahip olduğu ün, ölümünden sonra giderek azaldı. Mezarı ailesiyle birlikte yazlarını geçirdiği Hiddensee Adası’ndadır.
ANIL ALACAOĞLU, 1989’da Akhisar’da doğdu. Ege Üniversitesi’nde Alman Dili ve Edebiyatı öğrenimi gördü. 2009’da ilk kitabı Üçüncü Sınıf Kadın, 2021’de öykü kitabı Başka Yasalar yayımlandı. Alacaoğlu bugüne dek Michael Ende, E.T.A. Hoffmann, Gustav Meyrink, Stefan Zweig, Joseph Roth, Frank Schätzing, Andrzej Sapkowski, Bodo Kirchhoff, Sibylle Berg, Sebastian Fitzek ve Elfriede Jelinek gibi yazarlardan çeviriler yaptı.
Peter Schlemihl’in Acayip Sergüzeşti
“Gölgesi olmayan güneşe çıkmaz.”
Yorucu bir deniz yolculuğundan dönen Peter Schlemihl, zengin tüccar Thomas John’la tanışır. John’un bahçesinde karşılaştığı tuhaf bir adam, gölgesine karşılık ona hiç tükenmeyen altın dolu bir kese teklif edince Schlemihl anlaşmayı kabul eder. Çok geçmeden bunun toplumdan dışlanmak anlamına geldiğini deneyimleyecektir.
Peter Schlemihl’in Acayip Sergüzeşti, toplumda kendine yer edinme arzusundaki genç bir insanın fantastik mücadelesini anlatır. Gölgesiyle birlikte kimliğinin en önemli unsurunu yitiren Schlemihl’in öyküsü, tarihsel Faust mitinin yazınsal izdüşümlerinden biridir.
Adelbert von Chamisso’nun öyküsünü Sabahattin Ali’nin çevirisiyle yayımlıyoruz.
Çeviri: Sabahattin Ali
ADELBERT VON CHAMISSO, 1781’de Fransa’da Boncourt Şatosu’nda doğdu. Aslen aristokrat olan ailesiyle birlikte Fransız Devrimi sırasında Berlin’e kaçtı. 1796’da Prusya kraliçesinin yanına paj olarak verildi; 1798’den 1807’ye kadar Prusya ordusunda subay olarak görev yaptı. 1815-1818 yılları arasında, Darwin’den 20 yıl önce keşif gezisine çıktı. Döndükten sonra Berlin Botanik Bahçesi’nde göreve başladı ve ardından herbaryum başkanlığına getirildi. Alexander von Humboldt’la birlikte bitki coğrafyasının öncülerinden biri olarak kabul edilen Chamisso, Rus araştırma gemisi Rurik‘le çıktığı gezide, çoğu o dönemin bilim dünyası için yeni olan yaklaşık 2.500 bitki türü topladı. Salpalardaki nesil değişimine ilişkin araştırmaları ona Berlin Üniversitesi’nden fahri doktora unvanı kazandırdı. Doğabilimci olarak yaptığı çalışmaların yanı sıra öykücü ve şair kimliği onu Alman romantizminin en önemli simalarından biri haline getirdi. Gölgesini satan Peter Schlemihl’in öyküsüyle ün kazandı; baladlar, şiirler, şarkı döngüleri ve fabllar kaleme aldı. Adelbert von Chamisso 1838’de Berlin’de öldü.
SABAHATTİN ALİ, 1907’de Gümülcine’nin Eğridere (bugün Ardino, Bulgaristan) kasabasında doğdu. Çocukluk yılları ve eğitim hayatı savaş şartlarında geçti. 1926’da İstanbul Öğretmen Okulu’ndan mezun olan Ali, Yozgat’ta bir yıl öğretmenlik yaptıktan sonra Milli Eğitim Bakanlığı bursuyla Almanya’ya gitti. 1928-1930 yıllarında Potsdam’da yaşadı. Türkiye’ye döndükten sonra okullarda Almanca dersleri verdi; Türk Dil Kurumu’nda ve Tercüme Odası’nda çalıştı, Kleist ve Hebbel gibi yazarlardan çeviriler yaptı. 1926’dan sonra dönemin çeşitli dergilerine yazdı, Değirmen (1935), Kağnı (1936), Ses (1937), Yeni Dünya (1943) ve Sırça Köşk (1947) adlı öykü kitaplarıyla çağdaş Türk öykücülüğünün seyrini değiştiren yazarlardan oldu. Modern ve sade üslubunu romanlarına da taşıyan yazar, Kuyucaklı Yusuf‘ta (1937) taşra insanını ve İçimizdeki Şeytan‘da (1940) dönemin aydınlarının dünyasını çarpıcı bir dille anlattı. Yıllara yayılan bir aşkı anlattığı son romanı Kürk Mantolu Madonna (1943) başyapıtı oldu. 1940’larda Markopaşa adlı mizah dergisini çıkardı; siyasi düşünceleri sebebiyle hapse girdi. 1948’de Avrupa’ya kaçmak istedi fakat anlaştığı kaçakçı tarafından Bulgaristan sınırında öldürüldü. Ali’nin pek çok şiiri bestelendi; öyküleri, romanları sahneye ve filmlere uyarlandı.
edebiyathaber.net (16 Mayıs 2022)