Öykü

Öykü

Öykü: Anahtar | Erdal Güreş

En sonunda yere düşüyorum. Acıdan ağırlaşan vücudum salonun parke kaplı zeminine hızlıca çarpıyor. Önce gövdem sarsılıyor, sonra başım. Doğrulup kalkmaya ...

Öykü

Öykü: Annem ve tel örgüler | Umut Varlı

Sessizliği ağır ağır bölen iş makineleri sokağa girdi. Karşıdaki köhne yapının bahçesine, sabahın ilk ışıkları altında dizildiler. Aşağı yukarı on ...

Öykü

Öykü: Yanıp sönen renkli ışıklar… | Zeliha Yeşim Günay

Karabıyık ailesinin iki evladı var; Oğul ve Oğulcan. Oğul evli ve karası hamile. Takvime göre bebeklerinin doğumuna üç ay kaldı. ...

Öykü

Öykü: Falda çıkan öpücük | Samih Güven

Çatışma yaratma ve çözme! Günler bunun ustası olmuş. Belli günler işleri yokuşa sürüp düğümlerken bazı günler feraha kavuşuyorum. Haftanın ikinci ...

Öykü

Öykü: Resimdeki bulut | Ayça Kortan

En sevdiği şey mum boyalarla resim yapmaktı. Bastıra bastıra. Rengarenk. Evler, kuşlar, gökkuşağı, güneş, anne, baba, hayalindeki her şey. Kâğıdın ...

Öykü

Öykü: Kapı isimliği | Hasret Balaban

Ben, Erinç Sanlı. İsmimi soran kıza böyle cevap verdim. Toz kokan matbaada, istiflenmiş yüzlerce davetiye arasından bana ait olan kağıt ...

Öykü

Öykü: Boyacı | Süreyya Eren             

Tahta atın üzerinde gezdirdi elini, sonra salıncakların zincir halkalarına dokundurdu, en son tahterevallinin başına geldi. Tahterevalli günün yorgunluğunu giderircesine dengede ...

Öykü

Öykü: Süt beyazı | Gamze Haklı Geray

  “Sakın dokunma perdeye” dedi. “Işık rahatsız ediyor. Zaten görecek bir şey yok dışarıda. Karşıdaki kasap aynı saatte açıyor dükkânı, ...

Öykü

Öykü: Kek tabağı | Vicdan Özerdem

Geldiler, geldiler… Ellerinde kupkuru bir kekle. Salona girince şok oldular tabii. Masayı öyle donattım ki ellerindeki kek tabağını koyacak yer ...

Öykü

Öykü: Kayıp Deniz | Emel Çarkçı

Anahtarı girişteki görevli kadından aldı. İkinci kat, sağdaki oda, dokuz numara. Merdiven dışarıdaydı, her odanın kapısı avluya açılıyordu. Ahşap kapıların ...

Öykü

Öykü: Rastlantı | Aysun Korkmaz

Onu görmek batmış bir gemiye ait kalıntıların yıllar sonra deniz yüzeyine çıkması gibi. Zoraki gülümsemesini unutmuş olsaydım tanıyamayacaktım. Elimi sıktı, ...

Öykü

Öykü: Narkoz | İkbal Gemici

Nereden geldiği belli olmayan incecik bir ses duydu genç kadın. Odada yalnızdı. İçi ürperdi. Gözlerini kapattı. Aynı anda karnında minik ...