Öykü

Öykü

Öykü: Şam Şeytanı | Çilem Dilber

“Hadi dışarı çıkalım, biraz hava alalım,” diyor Halil. Kalabalığın ağır hüznünü aşıp salondan geçiyoruz. Üzerimizde onlarca ıslak bakış.  Kerim’le aynı ...

Öykü

Öykü: Sen, Safiye, bir de kaktüs | Büşra Küçük

Bahariye caddesinde, midende krampla yürüyorsun. Akşam. Yaz. Havada hafif bir rüzgar, deniz kokusu getirmeyen, serinletmeyen, ferahlatmayan, yalnızca varlığını hatırlatmak için ...

Öykü

Öykü: Toplayıcı | Hasan Hüseyin Akkaş

Kitapyurdu’ndan kargo geldi. Kitapları evirip çevirdim, hasarlı olup olmadıklarını kontrol ettim, tertemizdi, kargo poşetini ve koruyucu kartonu atmak için çöpün ...

Öykü

Öykü: Sufle | A. Çiğdem Özerdoğan

-Gel bakalım şöyle yamacıma! Küçük meleğim benim! -Of dedee! Sürekli aynı şakayı yapmaktan bıkmadın bi türlü. -Ne şakası kız! -Bi ...

Öykü

Öykü: Yargı | Ebru Akkan

Sonbaharla birlikte etraf ıssızlaşıp el ayak çekilince, yazın neşeli kalabalığı yerini yerli kasaba halkına, güz kadar yorgun bir o kadar ...

Öykü

Öykü: Ölü bir kalbe notlar | İlyas Talha Er

Ah canım, ben bilemezdim sensiz de bir hayat sürülebileceğini, sensiz  bir nefes almanın da olabileceğini (olmasaymış daha iyiymiş ). Bugün ...

Öykü

Öykü: Sema Öztürk | Bir yalnızlık mesaisi

Fikret, ayak parmaklarını yavaşça kımıldattı. Önce bir uyuşukluk hissetti, sonra hafif bir karıncalanma. Ayaklarını sağa sola gezdirdi; hissettiği ağırlık, adeta ...

Öykü

Öykü: Kahve ve… | Tan Doğan

bunalımdayken ben, adamlar hemhâl her taşıyla okeyin! yazarken gürültü duymam, yaşarken fenâ: geceden çok, gündüz vakti karabasanım. dağıldım-dağılacağım: biraz da ...

Öykü

Öykü: Baban ölüyor | Derya Sinan

 “Yapamayacaksın! Beceremeyeceksin!”  Bir, ki, üç, dört… İp atlamaya bayılıyorum.  “Yanacaksın şimdi, sıranı kaptıracaksın!”  Havaya fırlatılan top…  “Ayşe! Yakala!”  Yakalayamayacağım. Düşecek, ...

Öykü

Güvercinler konsun mezarıma | Ümit Gündoğdu

Dicle’nin surlara baktığı ağaçlık alanda, geçen sonbaharın yorgunluğunu üzerimden atamamışken, toprak damlı evden bir çift güvercin uçtu. Biri surlara kondu, ...

Öykü

Öykü: Atları da alırlar | Tacim Çiçek

‘Üç odalı evimizin bitişiğinde tahtadan, tenekeden ve sacdan yaptığım bir ahır vardı eskiden. Yılkı atımın barınacağı büyüklükteydi. Arabacılığa iş denmezdi ...

Öykü

Öykü: Soğuk rüzgârdan değil üşümen | Janet Özsolak

Yemek yemedim daha. Karnım aç. Burada yemekleri ben yapmıyorum. Alışverişi bile ben yapmıyorum. Halbuki, etimi Hakkı kasaptan, taze sebze meyveyi ...