Cemal Süreya kitapları yeniden Can Yayınları etiketiyle yayımlandı.
Tanıtım bülteninden
“Tanrı bin birinci gece şairi yarattı, bin ikinci gece Cemal’i.” Böyle diyordu Ülkü Tamer onun için. O, yeni çığırlar açan bir şiir akımının en hızlı neferiydi. Şimdi Sevda Sözleri’ni ilk yayımladığı yuvasına dönüyor. Cemal Süreya yeniden Can Yayınları’nda.
Beni Öp Sonra Doğur Beni
Bir kilise tadı taşıyor Dolmabahçe camiinin pencereleri
Uzaktan bakmak şartıyla ve aydınlık oluşunu saymazsak;
Ve denizin gişesinde oturan kısa boylu saat kulesi
Yakasının içine kaydırmış hafifçe basınç-ölçerini
Beni Öp Sonra Doğur Beni, kanla yıkanmış kelimelerden sevda sözlerine, kimsenin dokunamayacağı suçsuz coğrafyalardan bir çay bahçesinden manzaralara Cemal Süreya’nın geniş dünyasını ustaca resmettiği bir panorama.
Göçebe
Tek şövalye bırakıp kendinden üstün
Yazıldı yalnızlığın yuvarlak masasına
Mızrağını geçirdi içinden bir flütün
1965 tarihli kitabı Göçebe’de Cemal Süreya eski uygarlıklardan Ortaçağ’a ve modern çağlara uzanıyor, günlük hayatla şiirin zamansız âlemi arasında dolaşıyor.
Güz Bitigi
Merdivenlerin oraya koşuyorum,
Beklemek gövde kazanması zamanın;
Çok erken gelmişim seni bulamıyorum,
Bir şeyin provası yapılıyor sanki.
Sıcak Nal’dan bir gün sonra yayımlanan Güz Bitigi, o kitabın melankolik güz havasını kışa tamamlar. Düzyazıdan şiire, beyite ve şarkıya birçok ifadeyi birleştiren Güz Bitigi aslında tek bir şiirdir, Cemal Süreya’nın son ve evrensel şarkısıdır.
Nejat İşler’in sesinden tanıtım videosu:
Sevda Sözleri
Biliyorum sana giden yollar kapalı
Üstelik sen de hiçbir zaman sevmedin beni
Ne kadar yakın ve arada uçurum;
İnsanlar, evler, aramızda duvarlar gibi
Uyandım uyandım, hep seni düşündüm
Yalnız seni, yalnız senin gözlerini
Sevda Sözleri, Cemal Süreya’nın öğrencilik yıllarında başlayan ve ölümüne kadar devam eden şiir hayatında yayımladığı tüm eserlerin yanı sıra, dergilerde ve mektuplarda kalmış, bazısı adsız ve yarım bırakılmış şiirleri de bir araya getiriyor.
Sıcak Nal
Ağzı ağzına dolu telefonlardan
Gözleri bozuk paralardan
Saplantılı duvar saatlerinden
İçkilerin giderek küçülmesinden
Belli, iyi şeyler olmayacak.
Bu kitaptaki şiirler Cemal Süreya’nın güz mevsimine ait. Erken kaybettiği dostları Edip Cansever ve Turgut Uyar’dan söz eden, türbeleri dolaşan ve “Yaşadım, Tanrım,” diye hayatının muhasebesini yapan şairin Sıcak Nal’daki tüm dizelerinde aynı melankolik hava esiyor.
Üvercinka
Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek
İki adım daha atmıyoruz bizi tutuyorlar
Böylece bizi bir kere daha tutup kurşuna diziyorlar
Zaten bizi her gün sabahtan akşama kurşuna diziyorlar
Bütün kara parçalarında
Afrika dahil
Üvercinka, Türkiye’de modern şiirin ifadesine yeni bir soluk getirecek olan genç bir şairin 1958 tarihli ilk kitabı; İkinci Yeni’nin kırılma noktalarından biri.
CEMAL SÜREYA, 1931’de Erzincan’da dünyaya geldi. Haydarpaşa Lisesi’nden sonra Ankara Üniversitesi’nde Maliye ve İktisat Bölümü’nü 1954 yılında bitirdi. İlk şiiri “Şarkısı-Beyaz” Mülkiye dergisinde yayımlandı. 1954’te göreve başladığı Maliye Bakanlığı’nda müfettiş yardımcılığı ve müfettişlik yaptı; 1965’te ayrıldığı göreve 1971’de döndü, 1982’de Maliye Tetkik Kurulu’nda başmüfettişlikten emekli oldu. Süreya, modern Türk şiirinin en belirleyici ve yenilikçi akımlarından İkinci Yeni’nin önde gelen isimlerindendir. 1961 yılında Papirüs dergisini kurdu, bu dergi 1981’e kadar aralıklı olarak yayımlandı. Yazarlık hayatı boyunca Oluşum, Pazar Postası, Yeditepe gibi birçok yayında şiirler, yazılar kaleme aldı. Üvercinka (1958) adlı şiir kitabıyla Yeditepe Şiir Ödülü’ne, Göçebe (1966) ile Türk Dil Kurumu Edebiyat Ödülü’ne layık görüldü.Toplu şiirleri Sevda Sözleri (1984) adıyla yayımlanan Süreya, 1990’da İstanbul’da hayatını kaybetti. Eşi Zuhal Tekkanat’a yazdığı On Üç Günün Mektupları (1990) ölümünden sonra yayımlanmıştır.
edebiyathaber.net (1 Eylül 2020)