Çetin Altan’ın viskisi üzerine: Linçler gider metinler kalır  | Ali Can Bayhan

Ağustos 15, 2024

Çetin Altan’ın viskisi üzerine: Linçler gider metinler kalır  | Ali Can Bayhan

Çetin Altan’ın 1978’de birinci baskısı yapılan “Viski” adlı romanı Türk siyasi tarihinin söylemlerinden yola çıkacak olursak belirli sembolik anlamlara atıf yapması beklenen kavramsallaştırılmış “viski”den ziyade bireyin süregiden karakteristik hayatı içerisinde tabiri caizse içilebilir alkollü bir sıvı olarak önem arz ediyor. Romanın sembolik yapısının türlü açılardan belirgin olduğunu söyleyebiliriz. Romanda içerik bağlamında sembolik pek çok detay bulunuyor. Selim İleri Edebiyatımızda Sevdiğim Romanlar adlı eserinde bu detayları vurgular:

“… Viski bütün bütün simgelerle örülmüştür. Kişi adları, kişilerin yaşantıları, mekânlar, zamanın yansıtılışı, daha birçok öge simgelerle dönüştürülmüş, simgelerle yansıtılmıştır.1

Söz konusu pek çok sembolik detayın arasında viski karakterlerin belirli lakaplarla simgeleşen yaşamlarının belli dönemlerinden itibaren var olan belki giderek artan oranda etkisini hissettiren bir eşlikçidir diyebiliriz. Viskinin içeriksel bağlamının dışında bir tür üslup sağlayıcı rol üstlenmesi de önemlidir. Yazar, romanın başında  son evresini anlattığı karakterin -Rezil Köpek-  kurduğu hayallerde, geçmişteki sembolize dönemleriyle kurduğu bağlantıda viskinin imkanlarından yararlanmış, viskiyi bir yöntem olarak da kullanmıştır. Romanın birkaç günden ibaret olan “şimdiki zaman”ı kahramanın “karakteristik” (sembolleştirilmiş dönemler manasında) köşe taşlarına uğrayarak onun şahsî -karaktere göre- linç ediliş tarihini yazıyor. Bu tarihi yazarken de viskinin sarhoşluk edici etkisini hem içerik hem de üslup bağlamında kullanıyor.

  Romanın şimdiki zamanının örgüsünü  şu şekilde özetleyebiliriz:

a.Rezil Köpek’in mitingde konuşma yapması ve linç edilmesi

b. Linç edilmiş uzuvlarını toplayıp tekrar bir araya getirmesi

c. Bir otele gidip visi içmeye başlaması

d. Arkadaş olduğu eski bir futbolcuyla karşılaşması, kısa bir süre sohbet etmesi

e. Bir zamanlar hayran olduğu artık yaşlanmış Prenses’le karşılaşması, onunla viski içmesi

f. Eski bir içki arkadaşıyla karşılaşıp onunla tartışması, arkadaşına silah doğrultması

g. Prenses’le beraber prensesin evine gitmeleri

ğ. Prenses’le nane likörü içmeleri

h. Geceyi prensesin yanında geçirip sokağa çıkması

  1. Bir büfede tost yiyip bira içmesi
  2.  Bir sabahçı kahvesine gidip çay içmesi

j.  Kahvede kavga çıkması üzerine bir kahvede tanıştığı kişiyle “tanık yazmasınlar” diye dışarı çıkması

k. Sokakta bir taksiye-dolmuşa- binmek isterlerken polis tarafından karakola götürülmeleri

l. Sonrasında birkaç gün süren sorgulamalar, şubeden şubeye eziyet maksatlı transferler

m. Eve dönüş

n. Evde viski içip yere devrilmesi

Kısaca yukarıda belirtilen şekilde gerçekleşen romanın oldukça kısa şimdiki zamanı Rezil Köpek’in bir büfede tost yiyip bira içmesinden(ı)  sonra çocukluk döneminin Nallı Böcek olarak adlandırılan karakteristik evresine gitmesiyle daha geniş bir zaman hâlini almaya başlar. Fiziksel olarak betimlenen bir bahçeden bir okula geçen Rezil Köpek burada çocukluğunun linç edilmiş, parçalanmış hâliyle karşılaşır ve  o zamanki lakabı olan Nallı Böcek’in hikâyesi anlatılır. Nallı Böcek çocukluğunun sembolik adıdır. Daha sonra farklı lakaplar aracılığıyla hayatının farklı, önemli ve linç edilişlerle neticelenen safhaları anlatılır. Bu safhalar sırasıyla şu şekildedir: Nallı Böcek, Tatlı Budala, Ukala Bücür, Sarhoş Serseri, Rezil Köpek. Tabii romandaki pek çok diğer karakterin de  adıyla değil lakabıyla, verilmiş etiketiyle karşımıza çıktığını söyleyebiliriz. Prenses(1), Prenses(2) , Lacivert gözlü kız, uzun boylu kız, kara kuru kız…  Kahramanın lakaplar üzerinden karakterize edilen her döneminin ortak özelliği kırgınlıkları, yalnızlığı, romandaki ifade edilen şekliyle linç edilişidir. Toplum tarafından defalarca linç edilen karakterlerin ayakta kalma, var olmaya devam etme çabasının öyküsüdür Viski. Toplumun linç etmekten usanmadığı onun da bunun karşısında tavır aldığı romanın başlarında ifade edilir:

“Bu kaçıncı linç edilişim, bunlar beni linç etmekten bir türlü usanmayacaklar,” dedi. Ve ekledi dişlerini gıcırdatarak:

“Ben de onları”2

Romanda sembolize edilen karakterlerin dışında sembolize durumlar da etkileyici bir şekilde tasvir edilir. Okuldan mezun olup diplomalarını alan öğrenciler tabuta yerleş-tirilmiş olarak tasvir edilir:

“Kimi bankacı tabutuna uzatılarak eline bir kasa tutuşturuluyor, kimi armatör tabutuna uzatılarak göğsüne bir gemi konuyordu.”3

 Burada Nallı Böcek’in tabutunun olmamasının nedeni olarak da oradakiler tarafından  linç edilmesi gösterilir.

Viski

Romanı ismini veren viski karakterlerin sembolize dönemlerinin ilk evrelerinde yok.  sonraki dönemlerinde giderek artan oranda viski hayatlarında yer etmiştir denilebilir.

Viski ilk kez karakterin üçüncü sembolik evresi olan “Ukala Bücür”de karşımıza çıkar. Ukala Bücür elçilikte çalışırken tanışmıştır viskiyle:

“ Akşama doğru Sadri Bey geldi. Hep birlikte viski içtiler. “Ukala Bücür” ilk kez içiyor du viskiyi. Tadını hiç de beğenmemişti. Acemi, görgüsüz, alaturka demesinler diye çok alışık, çok rahat pozlarla içmişti.” 4

Burada viskinin belirli bir toplumsal cemiyetin parçası olmak anlamında sembolik bir işlev üstlendiği söylenebilir fakat viskinin özellikle siyasi literatürde kendine yer edinmiş “seçkinci, burjuvaziye has” anlamında sembolik bir önem arz ettiğini veya karaktere böyle bir rol atfedildiğini göremeyiz. Daha çok genç bir bireyin benliğini kabul ettirmesi bağlamında karşımıza çıkar viski:

“Aslında seviyor muydu viskiyi, yooo. Elçilikte görgüsüz demesinler diye içiyor. Burada da barmen fazla adam yerine komadığı için.”5

 “Viski” romanı barındırdığı zengin ayrıntılarla bireyin yalnızlığını, toplum tarafından ezilmesini, tüm siyasi ve toplumsal baskılara rağmen kendini var etmeye çalışmasını en azından hayata kendi olarak tutunmaya çabalamasını anlatan edebiyatımızın önemli metinlerinden biri. Linçlere rağmen varlığını kanıtlayabilen özgün ve etkileyici bir roman.

1.Selim İleri: Edebiyatımızda Sevdiğim Romanlar Kılavuzu. Everest Yayınları, İstanbul, 2018, s.593.

2. Çetin Altan: Viski. Hürriyet Yayınları, İstanbul, 1978, s.10.

3. a.g.e. s.54.

4. a.g.e.  s.150.

5. a.g.e.  s.165

edebiyathaber.net (15 Ağustos 2024)

Yorum yapın