Chopin noktürnleri, Polonyalı romantik dönem bestecisi ve piyano virtüözü olan Frederic Chopin tarafından 1827-1846 yılları arasında solo piyano için bestelenmiş 21 kısa piyano müziği parçalarına verilen isimdir.
Bu besteler, genel olarak solo piyano için bestelenmiş en güzel klasik müzik eserlerinden olduğu kabul edilmektedir ve günümüzde piyano konserleri repertuarında önemli yer tutmaktadır. Noktürnler tipi piyano kompozisyonlarının ilk bestecisi Chopin değildir. Chopin bu tip piyano kompozisyonunu, İrlandalı besteci ve piyanist John Field tarafından ilk defa bulunan tipte kompozisyona dayandıran; bu beste tipini geliştiren ve müzik dinleyici halka tanıtıp sevdiren bestecidir diyebiliriz.
Romantik anlatımlı gece müziği noktürnler, ilk bestecisi kendisi olmasa da genellikle Chopin’e özgü bir tür olarak görülür. Dönemin müzik yazarı Walter Kampfer’e göre de, 21 noktürn bestelemiş olan Chopin’in “Bu noktürndeki gece, salon lambalarıyla aydınlanmış gibidir; çünkü melodi daha ilk duyuluşundaki romantik ezgilerle insanın içine işler ve midesinde kelebekler kalbinde de heyecanlı tamtamlar çalmasına neden olur.”demiştir.
Ömrü boyunca kırılgan ve zayıf olan bedeni doğumundan 39 yıl sonra 1849’da tüberküloza yenik düşer. Cenazesinde kendi bestelediği Cenaze Marşının değil, Mozart’ın Requiem’inin çalınmasını ister. Chopin’in yeni bir fikri, aristokrasisinin temsilcisi olarak gören yine aynı romantik dönemin Alman bestecisi Schumann genç besteciyi sonsuz takdir ifade eden şu sözlerle alenen selamlar: “Şapkalarınızı çıkarın baylar, bir dahi geliyor. Şair olmak için kocaman ciltler doldurmak gerekmez, bir iki şiirler bu ünvana layık olabilirsiniz. Chopin de işte böyle şiirler yazmıştır” demektedir.
Bu bahsi geçen 21 noktürnler arasındaki Do Diyez minör 1 numaralı Noktürn’ün kardeşi olarak nitelendirilen Re bemol Major yani 8 numaralı noktürn ise aşk şarkılarıyla bezeli mehtaplı bir gece gibidir adeta. Tüm tını unsurlarının değerlendirildiği eserde, akıcı 16’lık notaların tutkulu telaşı bile pastoral bir hava oluşturur. Seslendirilen zarif parça üzgün bir his uyandıran minöre dönüşünce başka bir şarkıyla teselli bulur. Chopin parçanın devamında zengin süslemeler ve aniden beliren bir yapıyla ve basların da yardımıyla yoğunluğu arttırır. Temanın üçüncü kez tekrarı ise güçlü bir biçimde seslendirilir. Süregelen bu büyülü atmosferden sonra da bölümler birbiriyle ustaca kaynaşır ve yaklaşık 5 dakikalık bu noktürn, gecenin sakin tınısıyla insanın içine işleyerek son bulur.
Özellikle geceleri, hatta yalnızca bir mum ışığında çalındığında ya da dinlenildiğinde verdiği his çok daha yoğun olan bu 8. Noktürn, romantik tınısıyla gecenin karanlığında o kadar hareketlendirir ve o kadar çok ilham verir ki, adeta insanın resim, şiir ya da her hangi lirik bir şey yazası veyahut çizesi gelir, bu 5 dakika boyunca. Defalarca dinlenildiğinde bile verdiği bu histe hiçbir azalma olmayan bu parça Chopin’in tüm noktürnleri arasında insana en iyi gelen noktürndür de denilebilir.
Uğur Ersöz -edebiyathaber.net (6 Şubat 2014)