Çizimle olan ilişkiniz ne zaman başladı?
Çizimle olan ilişkim küçük yaşlarda defter kenarlarına resimler desenler çizerek başladı diyebilirim. İlk hatırladığım şeyler o çizimlerdi sanırım. Lisede Graffitiyle ilgilendim ve bu ilgi zamanla illüstrasyona yöneldi. Lise son sınıfta sınava hazırlık kurslarına katılarak güzel sanatlar fakültesine hazırlandım ve mezun olduktan sonra Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Çizgi Film ve Animasyon Bölümü’nü kazandım.
Orada ilgi duyduğum tüm çizim tekniklerinin eğitimini aldım ve kendimi o alanda geliştirmeye çalıştım. Özellikle dijital boyama, çocuk kitabı resimleri ve çizgi roman.
Çizer kitaba nasıl hazırlanır?
Freelance olarak kendi evimde kendi atölyemde çalışıyorum. Sabahları erken kalkmaya özen gösteriyorum. Çizim yaparken bir şeyler dinlemek daha iyi odaklanmamı sağlıyor. Birçok alan için çizimler yapıyorum; dergi illüstrasyonları, çocuk kitabı resimleri, kısa çizgi öyküler, oyun tasarımları vb. gibi.
Bu çizimlerin hepsinin tarzı farklı ama çalışma disiplini hemen hemen aynı oluyor. Örneğin bir çocuk kitabına hazırlanırken öncelikle konu iyice anladıktan sonra o konuyla ilgili çok fazla fotoğraf inceliyorum ve bu fotoğraflardan eskizler çıkarmaya çalışıyorum. Evler, sokaklar, oyun parkları bulutlar bu eskizlerde ilk sırayı alan resimler oluyor. Gece Parlayan kitabımızda ilk olarak gerçekte olmayan ama gerçekte gördüğüm bazı evlere benzeyen ev tasarımları çalıştım. Bu evlerin çatıları bulutlara uzanıyordu. Kitabın karakterlerini tasarlarken gece karanlığının içinde dikkat çekebilecek renkler seçtim.
Çizimlerinizi yaparken yazar ya da editör ile nasıl diyaloglar gelişiyor aranızda?
Genelde yazardan daha çok editörle iletişim halinde oluyoruz. Çizimler kitabın ruhunu temsil etmeye başladığında işler herkes için çok daha kolay hale geliyor. Takıldığım veya tereddüt ettiğim her zaman editörler yardımıma koşuyor 🙂 Hem yazar hem de editör tarafından yapılan iyi yorumlar bu süreçte çok motive edici oluyor.
Sanatınızı/çizimlerinizi beslemek için neler yapıyorsunuz?
Çalıştığım alanın düzenine çok önem gösteriyorum. Masamda bir bardak altlığı değişecekse bile özen gösteriyorum. Her şeyin yeri her zaman aynı oluyor.
Elimi oraya uzattığımda orada aradığım şeyi bulabilmeliyim bu beni rahatlatıyor. Çalışma odasında çok fazla kitap ve oyuncak var onların arasında çalışmak iyi hissettiriyor. Tüm yayınları takip etmeye çalışıyorum. Yeni ve farklı bir şey yakalarsan kesinlikle alıyorum. Shaun Tan kitapları gün içinde en çok incelemeyi sevdiğim kitaplar. Bunun yanında Instagram’da da birçok çizeri takip ediyorum.
Bir kitabın rafta yerini alana kadar geçirdiği mutfak sürecini çizer cephesinden anlatır mısınız?
İlk olarak metin size geliyor. Metin size geldiğine göre muhtemelen öncesinde editör bir araştırma yapmış ve aslıdan size uygun bir kitap seçip göndermiş oluyor. Yani gelen kitaplardan bunu çizemem bana uygun değil dediğim neredeyse hiç olmuyor. Metni okuduktan sonra uygun çizim dilini yakalamak için bazı araştırma çizimleri yapıyorum ve bu sırada çizimleri editörle de paylaşıp uygun olanı seçiyoruz. Örnek çizim üzerinden o tarzda diğer çizimleri yapmaya devam ediyorum.
Tüm çizimler bittikten sonra genel olarak bir üzerinden geçip eksik veya fazla kısımlar varsa onları düşünüyoruz ve son hallerini belirliyoruz. Daha sonra yayınevine gönderiyorum ve orada grafik düzenlemelerden geçip son haline gelmiş oluyor. En zevkli kısmı ise günlerce haftalarca ve bazen aylarca üzerinde çalıştığınız çizimleri, bir kitap halinde basılmış olarak rafta görmek oluyor. Yüzlerce kitabın arasından rafta sizin kitabınızı görmek çok kalabalık bir caddede bir anda çok sevdiğiniz bir arkadaşınızı görmek gibi bir his.
edebiyathaber.net (27 Kasım 2021)