Çizimle olan ilişkiniz ne zaman başladı?
Aslında çocukluğumdan beri çiziyorum. Hatta çocukken bana verilen hediye boya kalemleri ya da resim yapabileceğim herhangi bir şey olduğunda dünyalar benim olurdu. Ama okul hayatımda resim derslerini çok da fazla hatırlamıyorum. Lisedeki bir öğretmenim hariç resim derslerinden kendisi de sıkılan öğretmenler hatırlıyorum. Keşke çocukların yaratıcılıklarını ve farklı bakış açılarını gören ve değerlendiren bir eğitim sistemimiz olsa. Bu durumun yoksunluğunu hep hissettiğim için çocuklarla çalışırken buna çok dikkat ediyorum.
Okul hayatımda ders kitaplarına, defter kenarlarına sürekli çizerdim. Yüzler, kafalar, böcekler ya da beni rahatsız eden şeyleri ve isyan duygusunu resmettiğimi hatırlıyorum. Lise ve üniversite hayatım böyle geçti. Çizim yapmayı yeniden hayatımın baş tacı yapmam aslında 2015 yılında oldu. Güzel sanatlar lisesi ya da üniversitesi okumadım ama çalışmalarımda hem tasarımı hem de çocuklarla çalışırken plastik sanatları bir iletişim aracı olarak kullandım.
Çizer kitaba nasıl hazırlanır?
Ben aslında daha çok çocuk hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği konularında çizim yapıyorum. Dolayısıyla çocuk kitaplarına ya da eşitlik ile ilgili kitap ve animasyonlara bayılıyorum. Çocuk hakları alanında çalıştığım için bu konuda çokça okuma yapıyorum. Genelde bir konuyu ön plana çıkarmak istediğimde defterime ya da çizim tabletime küçük notlar almaya başlarım. Konu kafamda bir hafta döner durur. Bazen gece yatarken, sabah uyandığımda, alakasız yerlerde aklıma gelen bir şeyi yanımda hiçbir şey yoksa telefonuma not alırım. Kafam sakinledikten ve ne yapacağıma emin olduktan sonra, gökyüzü, ağaçlar ya da uzaklara bakabileceğim bir alanı gördüğüm, sessiz bir yerde, yalnız, çalışmamı tamamlarım.
Çıtır Çıtır Felsefe Dizisi, Meav Yayınları, Yapı Kredi Çocuk Kitapları Yayınları’nı çok seviyorum.
Ayrıca Cartoon Network’un Amerika orijinal yayını kapsayıcılık ve eşitlik üzerine de çok içerik ve karakter ürettiğinden takip etmeyi seviyorum. Yine çeşitliliği ve dostluğu vurgulayan Regular Show, Gumball, Rocko’s Modern Life, Adventure Time sevdiğim çizgi filmler içinde.
Kendi çizimlerimi ya ya yetişkinlere çocukların haklarını anlamaları için ya da çocuklara erişebilmek için kullanıyorum. Pandemi döneminde kendilerini kötü ve yetersiz hisseden ebeveynler için yaptığım çalışma çok paylaşıldı. Ayrıca yine uzunca bir süre evden çıkmasına izin verilmeyen çocuklar için evde daha aktif ve iyi hissetmelerini sağlayacak bir etkinlik planladım. Ev gazetesi verilen bu etkinliği çizimle anlattım. Bu da çokça okunan ve paylaşılan üretimlerimden biriydi.
Çizimlerinizi yaparken yazar ya da editör ile nasıl diyaloglar gelişiyor aranızda?
Benim için içerikle ilgili bana bilgi veren ya da editör daha çok o konuda benden çalışmamı isteyen hak temelli sivil toplum örgütleri oluyor. Onlardan programları ya da projeleri hakkında ayrıntılı brief alıyorum. Bazen bana bir sunum yapıyorlar ve benden de yönlendirme bekliyorlar. Sonrasında onlara hazırladığım taslaklar üzerinden yeniden değerlendirme yapıp nihayetlendiriyoruz. Böyle ekip çalışması gibi yürüttüğümüz işlerde herkes karşılıklı verim alıyor.
Sanatınızı/çizimlerinizi beslemek için neler yapıyorsunuz?
İnstagramı arkadaşlarımla etkileşmekten daha çok beğendiğim illüstratörleri, çizerleri, çocuk hakları alanında ve toplumsal cinsiyet eşitliği alanında çalışanları takip etmek için kullanıyorum.
Olabildiğince sergi ve galeri gezmeye özen gösteriyorum. Benzer işlerin nasıl anlatıldığını, nasıl karakterize edildiğini inceliyorum.
Ama bunun dışında kendimi ve yakın çevremi model olarak sıkça kullanıyorum.
Yurt dışına gittiğimde illüstrasyonla ve tasarımla ilgili kitapları alıyorum, oradaki galerileri geziyorum. Ama bunun dışında özellikle toplu taşımada (insanları rahatsız etmeden)insanların yüzlerini, mimiklerini, beden dillerini incelemeyi seviyorum.
Bir kitabın rafta yerini alana kadar geçirdiği mutfak sürecini çizer cephesinden anlatır mısınız?
Beni en zorlayan ama en heyecanlandıran kısım o konuyu, o işi nasıl en basit ama en
herkes bir anlam ifade edecek şekilde çizebiliyor olmak. Bu kısım benim açımdan bir tür sancı gibi.. Günlerde, uykumda bile tasarlamaya ve düşünmeye devam ediyor. Başkaları ya da işi yaptığım kurum/kişi beğense bile benim içime sinmeyince tamam olmuş olmuyor.
Bazen günlerce uğraştığım bir şey bir sabah uyandığımda çok manasız geliyor ve kendimi yepyeni bir şey yaparken bulabiliyorum.
Çizimle ifade konusunun özgürleştirici ve sağaltıcı bir tarafı var ve aslında bu işin kalitesinin bir parçası. Birlikte çalıştığın kişi ya da kurum bana o alanı açtığı sürece hem saygılı hem de verimli, karşılıklı tatmin sağlayan bir iş ortaya çıkabiliyor.
edebiyathaber.net (14 Mayıs 2022)