Çizimle olan ilişkiniz ne zaman başladı?
İçsel bir dürtü diyebiliriz buna. Bugün sanatla uğraşan hemen hemen herkesin vereceği cevap sanırım aynı kelimelerle başlar; ben çocukken… Sizi bunu yapmaya zorlayan bir duygu beslersiniz içinizde ve ona karşı koymak oldukça zordur. Sebebi bilinmez ama durmadan sana yap der. Yaşınız kaç olursa olsun bir yol bulur çizersiniz, boyarsınız. Bu, bütün hayatınızda tekrarlanacak bir senaryodur.
Kaynağı hiç tükenmeyen bir duygu size bunu bütün hayatınız boyunca yaptırır. Benimki de böyle başladı. Kendimi bildim bileli çizmeye, boyamaya hep ilgim vardı. Bütün çocukluğum neredeyse resim yapmak için fırsat kollayarak geçti. Sorumluklarımdan arta kalan boş zamanlarımda hep resim yapardım. Yaptıklarım belki muhteşem şeyler değildi ama bunu yaparken aldığım keyif tarifsizdi. Lise eğitimimin son senesinde çok tesadüfi bir şekilde karşıma çıkan Güzel Sanatlar Fakültesinin varlığından haberdar oldum. Yetenek sınavlarına girdim ve resim bölümünü kazanarak üniversite eğitimime başladım. Ardından lisans eğitimimi tamamlayıp sanat eğitimi üzerine yüksek lisans yaptım. Üniversite eğitimim ile daha çok olgunlaşan resim tutkum, zaman içinde evrilerek beni bir illüstratör yaptı. Uzun zamandır çocuk kitapları resimleyerek tutkumun peşinden yol almaya devam ediyorum.
Çizer kitaba nasıl hazırlanır?
Benim için ilk aşama, metinle temasa geçerek başlıyor. Birkaç defa okumak ve hayal etmek. Hikâyeyi içselleştirmenin önemli olduğunu düşünenlerdenim. Fakat öncesinde yazar ve/veya editörden mutlaka fikirlerini öğrenmeye çalışırım. Bu konuda bir istekleri yoksa ve özgürsem daha güzel… Her kitapta karakterleri ve mekânları yukarıdan izleyen biri olduğumu düşünürüm hep. Bir yandan hayal eder bir yandan da küçük eskizler karalarım ama kitabın tamamını eskizleyerek çalışanlardan asla değilim. Bazı sahneler için o an zihnimde canlanan neyse onu yapmak bana daha çok keyif veriyor. Çalışmalarımı evimdeki atölyem de yapıyorum. Benim için en konforlu çalışma alanı bu. Böylece gün ve saat sınırlamam da olmuyor. Bazen ansızın kitaptaki bir sahne zihnimde beliriveriyor. O an ne yapıyorsam hemen bırakıp çalışma masama geçiyorum ve sonrasında sanki her şey kendiliğinden oluveriyor. Bununla birlikte kısa sürelerde istenen işler kabul etmemeye çalışıyorum. Çünkü kitaba yoğunlaşmak ve yaptığım işten keyif almak için zamana ihtiyaç duyuyorum. Bir de çalışırken müzik dinlemeye ve kahveye.
Çizimlerinizi yaparken yazar ya da editör ile nasıl diyaloglar gelişiyor aranızda?
Genellikle yazar ile diyalog içinde olmuyorum. Daha çok editörlerle süreci planlıyoruz. Yazarın istekleri varsa bana iletilmesini rica ediyorum. Sonucun herkesin mutlu etmesi, en çok önemsediğim detaylardan biri. Sipariş gibi verilen işlerden uzak durup, bu tür işleri kabul etmemeye çalışıyorum.
Sanatınızı/çizimlerinizi
beslemek için neler yapıyorsunuz?
Bunun için özel bir çabam yok. Hayatın kendisi zaten farklı karakterler ve mekânlarla
dolu. Zaten hafızanızda her şey birikmiş bir halde sizi bekliyor. Mühim olan
bunu nasıl ortaya çıkaracağımız. Ben bunun için hikâyenin hayalini kurmaya özen
gösteriyorum. Özellikle de dışarda bir yere gitmek için yürürken düşünmek. Bu
süreç sonrasında kurguyu oluşturduğunuzda karakterler bir bir kendiliğinden
beliriyor. Mekânlar da öyle… Kimi karakterler metin içinde zaten çok belirgin
olarak ifade ediliyor. Bu, bazen bir sınıra dönüşürken bazen de işimizi
kolaylaştırabiliyor. Bu gibi durumlarında avantajlarını kullanmaya çalışıyorum.
Aynı zamanda dünya da neler yapılıyor takip etmeye çalışıyorum. Bu konuda aktif
bir sosyal medya kullanıcısıyım. Başkalarının neler yaptığı görmek çoğu zaman
ufuk açıcı olabiliyor.
Bir kitabın rafta yerini alana kadar geçirdiği mutfak sürecini çizer cephesinden anlatır mısınız?
Okuyucunun hiç bilmediği ama aslında inanılmaz zor bir süreçtir bu. Bir kitabın yazılması, resimlenmesi ve baskısı. Çok fazla emek var. İlk aşama iletişimle başlıyor. Ardından metnin size gönderilmesi ve o projede birlikte çalışıp çalışmayacağınıza karar verilmesi. Kabul edersem içeriği oluşturmaya başlıyorum. İlk iş eskiz aşaması ile başlıyor ve karakterler belirliyorum. Sonrasında küçük notlar alarak sahneleri çıkartıyorum. Ana iskeleti oluşturduktan sonra beni en çok heyecanlandıran sahneyi resimlemeye başlıyorum. Sayfaları sırasıyla değil birbirleri ile olan alaka durumlarına göre resimliyorum. Süreç içinde çizimlerle alakalı kararsız kaldığım noktalar olursa editörden fikir almaya çalışıyorum. Kitabın tamamı bitince son bir defa daha kontrol edip editöre gönderiyorum. Bundan sonraki süreçte varsa eğer küçük revizeler yapabiliyoruz. Tamamlanınca son gönderiyi yapıp süreci bitirmiş oluyoruz. Sonrası grafik tasarım. Kitap baskıya hazır hale geldikten sonra bir defa daha görüp kontrolleri yapıyorum. Her şey tamamsa baskı aşamasına geçiliyor.
edebiyathaber.net (15 Mayıs 2021)