1.Çizimle olan ilişkiniz ne zaman başladı?
Çizimle ilişkimi ilk, ilkokulda hatırlıyorum. Kitaplarda, dergilerde gördüğüm resimleri bakarak çizmeye çalışarak başladım. Hatta eskiden poşetlerde Disney karakterleri vardı hatırlar mısınız? Onları karşıma alır, benzetmeye çalışırdım. Resim yapmaktan çok keyif alıyordum. Sürekli çizgi film izleyen bir çocuktum. Görsel hafızam da çok kuvvetliydi. Liseye başladığım gün Güzel Sanatlar okumaya karar vermiştim. Hiç başka seçenek düşünmedim bile. O yüzden lise hayatım çok acılı geçti. Lisans eğitimim resim öğretmenliği, yüksek lisansım resim bölümünden. Akademik eğitimimi tamamladığımda kendimi illüstrasyon yaparken buldum. Çocuk kitaplarına ve dergilere çizimler yapmaya başladım. Ve bugüne kadar geldik.
2.Çizer kitaba nasıl hazırlanır?
Çalışmaya başlamadan önce masamın düzenli olması benim için çok önemli. Zaten kafası çok dağınık biri olduğum için etrafım dağınık olduğunda odaklanamıyorum. Her yapacağım şeyi tek tek not almadığımda yarısını unutuyorum. O yüzden masamda yanımda ajandam ve fikir defterim durur. Kahvemi suyumu da hazırladım mı, çalışmaya hazırım demektir.
Kitapların eskiz aşamasında müzik dinleyerek çalışıyorum. Boyama aşamasına geçtiğimde ise bir yandan dizi veya film izleyerek çalışmak en büyük keyfim.
Yakın zamanda Tom Sawyer resimledim mesela, çok alakasız bir şey çizmemek için daha önce nasıl resimlenmiş baktım. Çekilmiş filmleri izledim. Çok keyifli bir süreç oldu benim için.
3.Çizimlerinizi yaparken yazar ya da editör ile nasıl diyaloglar gelişiyor aranızda?
Genellikle editörlerle iletişim halindeyiz çalışırken. Bazen yazarla aramızda hiç diyalog gelişmediği bile oluyor. Ama beraber çalışıp çok iyi arkadaş olduğum yazar arkadaşlarım da oldu. Genelde üzerinde çalıştığımız kitapla ilgili, neleri daha iyi yapabiliriz şeklinde diyaloglarla başlıyoruz iletişime. Belki çizdiğim bir detaya göre kitaba minik bir ek yapabiliyoruz veya çıkarabiliyoruz. Bazen yazarın söylediği bir şey bana ilham veriyor, değişik fikirler çıkıyor ortaya çizim için.
4.Sanatınızı/çizimlerinizi beslemek için neler yapıyorsunuz?
Ben genelde günlük hayattan besleniyorum. 6 yaşında bir kızım var, onunla yaşamak başlı başlına ilham kaynağı benim için. İyiKitap’ta anne-kız yaşadıklarımızı çizdiğim bir köşem var. Buhranlarımı çizdiğim bir kitabım var. Biraz kaygılı biriyim ama çizdikçe rahatlıyorum. Bunaldıkça yeni buhranlar yazıp çiziyorum.
Doğayla temas halinde olmaya çalışıyorum. Evde kedilerim ve bitkilerim var. Çok amatör olarak kuş gözlemi yapıyorum. Yürüyüş yaparken nerede kuş böcek var ağzım açık oralara bakıyorum. Tüy ve böcek biriktiriyorum. Eski, analog fotoğraf makinelerim var, onlarla fotoğraf çekiyorum. Bolca çocuk kitabı ve grafik roman okuyorum. Film izliyorum.(En azından ilk 30 dakikasını izliyorum. Çünkü eğer akşamsa hemen uyuyakalıveriyorum yorgunluktan.)
Hepsi beni farklı yönlerden besliyor.
5. Bir kitabın rafta yerini alana kadar geçirdiği mutfak sürecini çizer cephesinden anlatır mısınız?
Önce metin için editörler çizer tercihi yapıyorlar. Kimin çizgisinin hangi metne uyacağını gayet iyi kestirebiliyorlar. Yazar da hemfikirse metin, seçilen çizere gidiyor. Bundan sonrası benim sürecim: Kitabın metni bana ilk geldiğinde konuyu anlamak, üzerine düşünmek için bir kere okurum. İkinci okumamda elimin altında eskiz defterim olur ve gözümde canlandırdığım sahneleri fikir olsun diye eskizlerim. İstenen resim sayısına göre kitabın neresine resim gelecek belirler, yayıneviyle paylaşırım. Karakterlerin tasarımını ve sahnelerin eskizlerini dijital olarak yapar tekrar yayıneviyle paylaşırım ki daha sonra anlaşmazlık olmasın. Benim eskizlerim biraz kargacık burgacık olur; biraz sabırsız bir tipim ve resimleri eskiz aşamasında bitirirsem orijinalleri yaparken sıkılıyorum. Bu kısım herkeste böyle olmayabilir. Sahneler ve karakterler kesinleştikten sonra eskizler üzerinden resimleri son hallerine getiririm. Renkler için de ayrı bir mesai gerekiyor. Kitapta özel olarak belirtilen renkler varsa onlar üzerinden gidip nihai renklere karar verip boyama aşamasına geçerim. Tabii bu kısımda da yayıneviyle yine fikir alışverişi yaparız. Tüm resimler bitince tekrar yayıneviyle paylaşırım. Metinle çizimler arasında uyuşmazlık var mı diye kontrol edilir. Her şey tamamsa çizimleri metne yerleştirmeleri için yayın evine gönderirim. Tasarım ekibi de o kısmı halledince kitap resimlerle beraber son okumaya gider. Gözden kaçmış herhangi bir şey var mı diye son kontroller yapılır ve her şey tamamsa baskıya hazır demektir. Sonra hep beraber basılıp gelmesini keyifle bekleriz.
edebiyathaber.net (3 Ekim 2020